Yıl: 2001.
Ekonomik kriz patlamış, bütün Türkiye gibi İhlas Holding de buhranda!
İşte o günlerde Enver Ören aradı: “Sabahattin, havalimanından arıyorum, Holding olarak çok zordayız. Başbakan ile derhal görüşmemiz gerekiyor, bunu bu akşam sağlayabilir misin?”
Aynı günün akşam saatlerinde Enver bey ile beraber Başbakan Ecevit’in huzurundayız.
Ecevit’in yanında her zaman olduğu gibi Hüsamettin Özkan var.
Enver Ören hemen söze girdi: “Sayın Başbakanım çok zordayız. Sizden para istemiyorum. Ben İsrail Bankalarından 100 milyon dolar buldum. Bana devlet bankaları teminat mektubu versin yeter. Başka bir şey istemiyorum.”
Rahmetli Ecevit bu isteme dehşet bir karşılık veriyor: “Sayın Özkan Enver bey para istemiyor, mektup istiyor. Yazın bir mektup, verin gitsin!”
Hüsamettin Özkan ile göz göze geliyoruz. O an ikimiz de dudaklarımızı ısırıyoruz zira Türkiye’nin Başbakanı devlet bankalarının vereceği teminat mektubunun aslında para demek olduğunu bilmiyor ya da unutmuş!
Özkan cevap veriyor: “Efendim teminat mektubu demek zaten para demek.”
Ecevit: Öyle mi?
Bu anekdotu aktarmaktaki maksadım Sayın Ecevit’in son döneminde gerçekten hasta olduğunu nu ortaya koymak ve bu hastalığın devlet yönetimini engellediğini ifade etmek içindir. Nitekim bugünün Başbakan’ı Erdoğan Ecevit’ için merdivenleri bile çıkamıyor diyerek o günlerde açıktan eğlenmiştir.
Buradan hareketle Ecevit’le ilgili olarak o dönem çıkan hastalık haberlerinin gerçekliği bağlamında eksik var, fazla yoktur!
Gelelim hastanedeki öldürme ya da iş göremez raporu tezgâhı iddialarına?
Rahşan Ecevit de açıkladı Koruma Müdürü Recai Birgün’ın beyanları hezeyandır ve bir yerlerden intikam alma ile diğer yerlere yaranma adınadır!
Prof. Haberal cerrah olduğu için hiç zaman Ecevit’in doktoru olmamış sadece rektör sıfatı ile kamuoyunun önüne çıkmıştır. Dolayısı ile Haberal’ı Ecevit suikastçısı gibi sunmak ve görmek insafa sığmaz! Eğer bu iddia ciddiye alınıyor ise Haberal’dan önce Hüsamettin Özkan’ın hesap vermesi gerekir çünkü her şey onun kontrolünde idi!
Bu arada Ecevit’in o günlerdeki hastalığı ve fiziki yetersizliği Çankaya Köşkü’nden Genelkurmay’a pek çok çevreyi üzmüş ve düşündürmüştür lakin çirkin şeylere tevessül edildiği iddiaları yakıştırmadır çünkü takdir edeceğiniz gibi bir Başbakan’a bölükler ya da guruplar halinde komplo ya da tezgâh kurulmaz!
Başbakan’a 27 suikasta tek bir tutuklama yok!
Gazete haberlerine göre 10 yılda Başbakan Erdoğan’a tam 27 kez suikast yapılmış!
Evet, pek çoğu manşetten yayınlanan suikast haberlerinin bir kaçı hatırlayın bu ülkede günlerce konuşulmuştu!
Peki, bilanço ne midir ya da bu suikastlardan ötürü kaç kişi mi hapistedir!
Sıfır…
Yanlış okumuyorsunuz Türkiye’yi dalgalandıran o suikast hikâyelerinden ötürü bugün bir kişi bile tutuklu değildir!
Peki, bu neyi mi gösteriyor?
Birincisi, çıkan gazete haberlerinin doğruyu yansıtmadığını!
İkincisi, suikast haber ve hikâyelerinin Başbakan tarafından acındırmak ve gündemi değiştirmek için kullanıldığını!
Üçüncüsü, polisteki F Tipi unsurların Başbakan’a istediklerini yaptırmak mesela onu TSK’ya karşı kışkırtmak için her üç ayda bir suikast senaryosunu hazırlayıp Erdoğan’a “Efendim sizi öldürmek için şu planı yaptılar” diye yanılttıklarını!
Turgut Yılmaz, Tuncay Özkan ve Kasımpaşaspor!
Önceki gün medya’da bir haber: “Kasımpaşaspor’u satın alanların içinde Mesut Yılmaz’ın kardeşi Turgut Yılmaz da var.”
Tamam, Turgut Yılmaz (haber gerçekten doğru ise) bu işe kankası olan Turgay Ciner’in ricası ile girmiştir de, Turgut bey İhsan Kalkavan ve Fatih Saraç gibi F Tipi imajlı işadamları ile nasıl beraber olur anlamadım zira iyi bilirim Turgut Yılmaz onlardan zerre hazzetmez!
Bitmedi en önemlisi Turgut Yılmaz Tayyip beyi hiç sevmez. Dahası, Turgut Yılmaz’ın geçmişte Tuncay Özkan’la olan aşırı yakınlığı bir ara onun da tutuklanacağı iddialarını gündeme getirmişti. Şimdi böyle bir isim yani Turgut Yılmaz Başbakan’ın Kasımpaşaspor’da. Anlayan beri gelsin!
TT Arena ile başkanlık kampanyası başladı!
On binlerce insan ile il kongresini yapmanın anlamı nedir sizce?
Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz Pazar günü Türk Telekom Arena Stadyumunda yaptığı o kongre aslında sadece bir işaret değil, harekete geçme kararı ve hatta adımıdır!
Ne için mi?
Başkanlık için!
Tayyip beyin televizyonda yaptığı konuşmayı ve görüntüleri izledim, gazetelerden ayrıntıları taradım, gördüm ki her şey Tek Adam’a göre planlanıp organize edilmiş!
Evet, TT Arena’da AKP yoktu Tayyip Erdoğan vardı ki, slogan ve afişlerde de tek vurgu Erdoğan’dı!
Üç dönemden sonra mebus seçilmeye tüzük sınırlamasından geri adım atmamaktan tutun, stadyumlardaki müthiş güç gösterilerine kadar her şey Erdoğan’ın Başkanlığı kafasına koyduğunu gösteriyor!
Sabahattin Önkibar/Yeni Mesaj
Yorum Gönder