Başbakan Erdoğan çok sinirli bugünlerde.
Sinirini de özellikle gazetecilerden çıkarıyor. Lafını esirgemiyor. En son Arena Stadı’nda 70-80 bin AKP’linin önünde kendisini eleştiren medya mensuplarına “köpek” demeye kadar götürdü işi. “Bunları tasmalarından biz kurtardık”, “Eskiden ulusal tasmaları vardı, şimdi uluslararası tasmaları var” dedi.
Besbelli ki gazetecilere çok kızıyor.
Daha doğrusu gazetecilikle sorunu var Başbakan’ın.
***
Gazeteler bir yana, gazetecilik, övmeye değil eleştiriye, ama eleştiride nesnel, objektif olmaya, belgeye, bilgiye, bulguya, olguya dayalı yazmaya, söylemeye, ayrım yapmamaya dayanır. Başbakan böyle bir gazeteciliği sevmiyor. Bu ilkeye, kurala uyan gazetecilere de kızıyor.
Uludere konuşulmasın istiyor. Uludere ya da benzer olaylarda ne söylenirse ona inanılsın istiyor. Kızınca da sözünü esirgemiyor.
***
Ama gazeteciler ulusal ya da uluslararası tasma takmazlar, köpek değildirler, bu hakaretleri kabul edemez, “yarabbi şükür” diyemezler. Hiçbiri, ayrımsız tüm gazeteler, radyolar, TV kanalları, internet siteleri, hatta Twitter ve Facebook elemanları, meslek örgütleri kuşkusuz bu sözleri yanıtsız bırakamazlar.. dedim, dedim de, öyle mi olacak acaba?
Öyle olmayabilir.
Başbakan bu sözleri gazetelerin, gazetecilerin hepsine söylemiyor.
Onun kendi gazeteleri ve gazetecileri var. Onlar sevindi. Merkez medya kulağının üstüne yattı. Besbelli ki Başbakan son zamanlarda safları terk etme eğiliminde olanlara, muhalif medyaya ve muhalif olmayan medyada kıyıda köşede kalmış kimi yazar çizere, üstelik de hiç tasma takmamış olanlara kızıyor?
***
Öyle midir, istisnası yok mudur diye merak ettik, üşenmedik, gazetelerin Başbakan’ın Arena mitingine nasıl yer verdiğine baktık arkadaşlarla. El hak gazetelerimizin pek çoğu hakkını vermişler mitingin! Yere göğe koyamamışlar, sürmanşete koca koca fotoğraflarla taşımışlar. Övgüde sınır tanımamışlar.
Bizim Cumhuriyet nesnel olma kaygısını bir yana bırakmadan hak ettiği yeri vermiş, gazetecilere yöneltilen ağır sözleri de kayda geçirmiş.
Bizim gibi gelişmelere eleştirel yaklaşan gazetelerin mitinge yer veriş tarzı, tutumu bellidir; nesnel, fotoğraf neyi gösteriyorsa o. Ama iki gazete var ki, bizi şaşırttı doğrusu. Gülen’e yakınlığıyla bilinen Zaman ve Bugün gazeteleri sürmanşete çekmemişler, sayfa altında ya da yan tarafta görmeyi tercih etmişlerdi AKP’nin, yok hayır Başbakan’ın mitingini.
“Bir şeyler var besbelli can ile canan arasında.”
***
Başbakan sinirli bugünlerde.
Sayıları iyice azalmış eleştirel gazetelere, gazetecilere kızıyor.
Ama bu ağır sözleri yalnızca onlar için sarf etmiş olamaz.
Acaba sinirlerinin gerilmesinin nedeni, bugüne kadar yandaş bildiklerinin tutumu, yan çizmesi, onların kim bilir neden, Uludere konusunda ya da başka konularda söz dinlemez halleri olabilir mi?
***
Her ne hal ise.
Biz Başbakan’ın hiç ayrımsız gazetelere, gazetecilere, köşe yazarlarına böyle hakaret etmesini kabul edemeyiz. Tarihin derinliklerinden konuşan Namık Kemal gibi düşünürüz: Gazeteciler “sayyad-ı bi insafa” hizmetten zevk almazlar. Bizler nesnel ve eleştirel olmayı gazeteciliğin tanımı olarak bilenlerdeniz.
“İnsafsız avcılara” hizmet bizim işimiz değil.
Yorum Gönder