Uludere üzerinden Başbakan ile hesaplaşmak - Rıza Zelyut

Gerçeği görelim: Türkiye Cumhuriyeti'ni PKK terörü karşısında zayıf duruma düşürmeye uğraşanlar; sanki Uludere ötesindeki kaçakçıları Tayyip Erdoğan bile bile bombalatmış gibi bir politika geliştirdiler. Bu dönemde 'Yandaş medya' diye bilinen medyanın bir kısmı da Başbakan Erdoğan'ı Uludere üzerinden sıkıştırmaya uğraştı. Tıpkı MİT konusunda çıkan kavga gibi; pek fark edilmeyen bir çatışma yaşandı. Sayın Başbakan; o tarafı görmezden gelse bile; medyanın Uludere konusunda iktidarı eleştirmesinde öncülüğü; yandaş medyanın bu kanadı üstlendi. Dünkü yazımda verdiğim örnekler bunun bir parçası idi.
Sayın Başbakan; medyanın bu ayağını görmezden geliyor ise; kendisine karşı yandaşlarının başlattığı mücadeleden çekiniyor olsa gerektir.
***
CHP; bu süreçte; muhalefet partisi olarak hep sorgulayıcı oldu. Bu tavrında haklıydı ama, olayın hangi şartlarda meydana geldiğini pek dikkate almadan; sorunu sadece istihbarat işi gibi görerek eksik  değerlendirme içine girdi.  CHP Lideri Kılıçdaroğlu olayın tarihsel arka planını da gören bir değerlendirme yapsa daha etkili olurdu.
Bir de şiddetlenen PKK terörünün toplumun en az yüzde 90'ında öfke dalgasına yol açtığı gerçeği var. Bir siyasi partinin, büyük çoğunluğun öfkesine hedef olması, istenecek  bir durum olmasa gerektir. Ki; Başbakan Erdoğan; ustaca manevralarla bu öfkeyi CHP'ye yöneltmeye uğraşıyor.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in abartılı üslubu, oradaki durumu anlatmaya değil çarpıtmaya yol açmıştır; doğrudur ama bir de karşımızda PKK terörü vardır.
O sınırı geçerek  28 yıldır karakollarımızın basıldığını; binlerce askerimizin şehit edildiğini neden hatırlamıyoruz?
Uludere'de yanlışlıkla vurulanlar için içimiz elbette yandı. Böyle olaylar olmaması için özenli olmayı istemek; insanlık borcudur.
Ama... Uludere'dekiler için ağıt yakanlar; İstanbul Güngören'de PKK'nın bile bile patlattığı bombalarla parçalanan 18 masum için neden böyle inatçı bir takipte bulunmadılar?
Ankara'da bilinçli biçimde patlatılan bombalardan sonra; otobüste göstere göstere yakılan gençlerden sonra niçin sivillerin yaşam hakkı konusunda bu Uludere korosu sessiz kalmıştı?
Doğrudur; Uludere işi bir büyük acıdır; yanlıştır, hatadır. Ama bu hatanın doğmasının baş sorumlusu; sınırı; kendi cinayetleri için bir üs gibi kullanan PKK'dır.
Önce PKK'ye karşı çıkın; onu suçlayın; sonra sıra iktidara gelsin...
Bir okurum aradı ve aynen şunları söyledi: 'PKK'lının anası ana da onların terörüne heba edilen on binlerce suçsuz insanımızın anası ana değil mi? CHP nerede durduğunu gayet net biçimde göstermelidir.'
Dünkü yazımda söylediğim gibi; Başbakan Erdoğan; PKK terörü konusunda kendi iktidarlarının hatasını şimdi CHP'ye yıkmaya uğraşıyor ve bunda da yol almaya başladı.

ÖZÜR DİLE  VOLKAN DEMİREL
Fenerbahçeli Volkan Demirel;  Milli Takım kampında, Haber Türk Gazetesi Muhabiri Vedat Danacı'yı , 'Seni aldıracağım!' diye mafyavari biçimde  tehdit etmiş.
- Bu tavır; sporcu kimliğine asla yakışmaz; hiç insani değildir.
- Bu tavır ile Fenerbahçeli tavrı birbirine 180 derece terstir.
- Yanlış kişi hedef alınmıştır. Haber Türk'teki Fenerbahçe karşıtı haberleri; programları yaptıran kişi  Vedat Danacı değil Fatih Altaylı'dır.
Sebebi ne olursa olsun bir gazeteciye karşı bu tepki asla kabul edilemez.
Volkan hemen özür dilemelidir.
Fenerbahçe yönetimi de Volkan, Caner, Emre gibi futbolcularını ligler başlamadan  sıkı bir disiplin altına almalıdır.
Biz; Fenerbahçe'yi böyle davranan futbolcular için değil Can Bartu türü futbolcular için tuttuk...

HEY GİDİ ADNAN POLAT
- Batma noktasına gelen Galatasary'ı ele alıp ayağa kaldırdı.
- 20.45 parolasıyla Fenerbahçe'den şampiyonlukları bile kaptı.
- Galatasaray'ı gecekondu halindeki Ali Sami Yen'den 400 milyonluk çok modern bir stada taşıdı.
- Ödülü; ikinci defa Galatasaray Disiplin Kurulu'na verilmek; mahkemede 7 yıla kadar hapisle yargılanmak oldu.
Hak ettin Adnan Bey,  hak ettin!
Biz Fenerbahçelileri az buz kızdırmamıştın...