Şikago doruğunu birlik ve beraberlik duyguları içinde gerçekleştirdiğimiz NATO’yu tanıtmak üzere basılmış olan “Hürriyetin Şartı Uyanık Olmaktır” adlı broşür, Şubat 1960’ta çıkmış. İlk sayfasında şu satırları okuyorsunuz:
“Hapse sokulmadan, temerküz kamplarına atılmadan veya kurşuna dizilme tehlikesine uğramadan dilediğiniz gibi yaşayamıyorsanız, sonunuz fikri esaret veya bedeni uşaklıktır. Böyle bir akıbete duçar değilsiniz, çünkü hür bir memlekette yaşıyorsunuz.”
Broşürün son sayfasında da benzer bir ifade yer alıyor:
“Evet, istediğiniz gibi yaşayabiliyor, düşüncelerinizi anlatıyor, dilediğiniz yere gidip gelebiliyorsunuz. Çünkü memleketiniz diğer 14 memlekette NATO sinesinde hürriyetinizi müdafaa için birleşmiştir.”
100’e yakın gazeteci düşünceleri nedeniyle tutuklandığına, biri emekli Genelkurmay Başkanı olmak üzere 365 askerin de içeride olduğuna, her gün kıyılarımıza yeni bir tutuklama dalgasının çarptığına bakmayın siz, hürriyetimiz NATO’nun güvencesi altındadır.
Kürecik radarı da, çok uyanık olduğumuzu ve hür bir memlekette yaşadığımızı gösteren ulu bir anıttır!
Drama buluşması
Çağdaş Drama Derneği, “Avrupa Gençlik ve Çocuk Drama Buluşması”nı 6-20 Temmuz arasında yavaş kent Seferihisar’da gerçekleştirecek. Etkinliğin adı da “Şimdi İçin Yavaşla” olarak belirlenmiş.
Dernek Başkanı Doç. Dr. Ömer Adıgüzel, Avrupa’nın 12 ülkesinden bilim uzmanlarının ve çocukların katılacağı etkinliğin kültürel etkileşimi sağlamaya yönelik olduğunu söylüyor:
“Tarihöncesi çağlardan beri Sofokles, Perikles, Anaksagoras gibi düşünürlere ve sanatçılara ev sahipliği yapmış olan Ege, bu sefer de farklı kültürlerden gelen çocukların kendi düşüncelerini paylaşıp tartışacağı, kendi türkülerini söyleyip, kendi oyunlarını sergileyecekleri evrensel bir yaratıcı drama şenliğine ev sahipliği yapacak. Yaratıcı drama yoluyla, danstan mime, mimden karikatüre, karikatürden sinemaya, sinemadan müziğe, müzikten tiyatroya kadar birçok sanatla iç içe bir süreç yaşayacak olan Türk ve dünya çocukları, süreç sonunda kendi kültürlerinin yansımalarını birbirlerine ışıtmış olarak ayrılacaklar Türkiye’den! Onlar gidip, bizim çocuklar burada kaldığında dünyanın ritmi yeniden düzenlenecek, yavaş yavaş. Burası biraz orada, orası biraz burada. Yaşamaya başlayacak!”
Tiyatrolar kapanmak istense de, okul yerine medreseler açılsa da, bu topraklarda yeşeren uygarlık filizini kurutamayacaklar!
Arabuluculuk
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu tasarısı Meclis’te görüşülüyor. Tasarıya ilişkin en önemli saptamayı CHP’li Ömer Süha Aldan yaptı:
“Komisyon üyeleri olarak ABD’ye, İtalya’ya, İngiltere’ye ve Avusturya’ya geziler düzenledik. İtalya Adalet Bakanı arabuluculukla ilgili ‘Bunu yabancı şirketler istedi, onun için hukuk sistemimize aldık’ dedi. Dünya hızla şirketlerin yönettiği bir dünya haline dönüşüyor. Tekelci sermaye, kendi şirketleriyle ulusal hukuklara da egemen olma çabası içindedir. Terörün finansmanı yasa tasarısının da, devlet sırrı yasa tasarısının da temelinde bu vardır. Dışarıdan belli yasal düzenlemeler özellikle de öğretim üyeleri aracılığıyla iç hukukta yer alan aktörlere empoze edilmektedir.”
Artık biliyoruz; adalet ve kalkınma, bağımlı yargının temelidir!
TOPLAMA
Okurumuz Kasım Şair, taşlamasına “Toplama Toplum” adını vermiş:
Aşağıda / Telepolis, teletuzak, pres tam / Yukarıda / Selam para, kelam yalan, armut ham. / Deli kızın çeyizine çevirdi son on yılda / Koskoca bir ülkeyi laf sepeti bir imam.
Birileri bu milletin geniyle mi oynadı / Toplama toplum gibiyiz ürkek, pısırık, avam.
PROTOKOL SORUSU
Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Hayrât Vakfı’nın arasında imzalanan protokolle Halk Eğitim Merkezleri’nde Kuranıkerim ve Osmanlı Türkçesi kursları açıldığını duyurmuştuk.
Protokolde, “öğretici eğitimini sağlamak için uzman ve öğreticilerin yetiştirilmesini sağlamak” ve “kurslarda görev alacak uzman ve öğretim elemanlarını temin etmek” vakfın sorumlulukları arasında sayılmıştı. Ancak verecekleri hizmet karşılığında uzmanların alacakları ücretin kim tarafından karşılanacağı belirtilmemişti. Metinde yer almayan konular ile ilgili işlemler için yaygın eğitim kurumları yönetmeliği hükümlerine göre hareket edileceği hükmüne yer verilmişti.
Eğitim muhabirimiz Sinan Tartanoğlu, “kurslardaki eğitmen ücretlerinin kim tarafından karşılanacağı” sorusunu hem Hayrât Vakfı’na, hem de bakanlığa yöneltti. İlginçtir, her iki taraftan da yanıt gelmedi.
Zam
Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, AKP’nin memura yüzde 3.5+4’lük zam önerisinin anlamını tek tümcede özetliyor:
“Yüzde 3.5+4’ün ortalama memur maaşında yapacağı artış 55-75 TL arasındadır.”
Zammın yaşamdaki yeri, memur eylemindeki bir pankartta yazılıydı:
“Hayat 3.5 ile 4 arasındadır. Ya 3.5 atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın.”
Yorum Gönder