Dünya giderek melezleşiyor! - Abbas Güçlü

Bir Eurovision şarkı yarışması daha geride kaldı. Öncelikle Azerbaycan’ı kutlamak gerekir. Organizasyon her şeyiyle mükemmeldi. Özellikle de görsel şovlar...
Yarışmayı izlerken, hemen herkesin dikkatini mutlaka farklı bir şeyler çekmiştir. Beni şaşırtan ise, finale kalan yarışmacıların çok önemli bir kısmının, temsil ettikleri ülkeye sonradan vatandaş olmaları. Muhtemelen çoğu ikinci, üçüncü kuşak. Nitekim İsveç adına birinciliği kazanan Loreen de Fas asıllı. Norveç’i İran asıllı, İngiltere’yi Hindistan asıllı, Fransa’yı Endonezya asıllı sanatçılar temsil etti. Daha pek çoğu da yine farklı kökenden geliyor.
Zaten benzeri yarışmaların amacı da dil, din, etnik köken gözetmeksizin insanları, önce insan olarak görmeyi amaçlamıyor mu?..
Fazla uzağa gitmeye gerek yok, çevrenizde farklı ülkelerden yenge ya da enişte mutlaka vardır. Hele hele farklı ülkelere öğrenim ya da çalışma amacıyla gidenleriniz varsa, genetik kökenler iyice karışmıştır.
Dün bir aileyle sohbet ediyorduk. Terör nedeniyle, Türkiye’de öğrenim koşulları zorlaşınca 80’li yıllarda Amerika’ya okumaya gitmiş, kocası Çin asıllı Amerikalıydı. Oğlu bir Filipinli ile evlenmiş. Kızı da ne Çinli ne de Türk’e benzemiyordu. Ailede farklı temsilciler var mı diye sorarken, baba tarafından İrlandalılar varmış ve tıpkı onlara benziyormuş.
Biz kendi içimizde kaynaşmayı zora sokarken, dünya giderek daha bir bütünleşiyor, daha bir melezleşiyor.
Fena mı oluyor? Hiç sanmıyorum.
Almanya’da bulunduğum bir dönemde, tartışma konularından birisi buydu. Türklerin Almanya’ya gelmesi iyi mi oldu yoksa kötü mü tartışmaları yapılıyordu. Artık benzeri tartışmalar çok geride kalsa da, bir dönem, çok gündemdeydi.
Ve Türklerin Almanya’ya gelmesini en çok savunanların argümanı şuydu:
Türkler gelinceye kadar hayatımız çok sıradandı. Her şeyden önce yemek kültürümüz gelişti. Dostluğu, arkadaşlığı, misafirperverliği onlardan öğrendik. Türkiye’nin tatil cenneti olduğunu onlarla keşfettik. Elbette olumsuzluklar da oldu. Ama iyi ki geldiler, hayatımıza renk kattılar...
Artık dünyanın neresine giderseniz gidin, Türk kimliği kadar, bulundukları ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyan akrabalarımızın sayısı giderek artıyor. Tıpkı ülkemizde olduğu gibi...
Ülkemizde halen 80’e yakın ülkeden öğrenci var. Ve bunlardan bir bölümü öyle ya da zaman içerisinde, okulları bittiğinde Türkiye’de kalıp evleniyor hatta TC vatandaşlığını tercih ediyor. Sporculardan da çalışma amacıyla gelenlerden de Türk vatandaşlığını seçenlerin sayısı hızla artıyor.
Yani dünya genelinde olduğu gibi bizde de bir melezleşme süreci başladı. Osmanlı’dayken topraklar öylesine büyümüştü ki, gelen giden trafiği hep çok yoğun olmuş... Peki, bu durumu sosyologlar, psikologlar, siyasetçiler nasıl değerlendiriyor?
İyi bulanlar da var, karşı çıkanlar da.
Olumlu ya da olumsuz örnekler konusunda hemen her gün gazetelere yansıyan bir örnek görmek mümkün.
Ama benim merak ettiğim gelecekte nasıl bir dünyanın bizi beklediği ve genetik özelliklerin birbiriyle karışarak nasıl bir sonuç doğuracağı. Örneğin Japon ve Çinliler hâlâ çekik gözlü kalabilecekler mi? Zencilerin ve Kuzey ülkelerindekilerin tenlerinde bir değişiklik olacak mı?
Dünya ufacık bir köy diyenler de giderek haklılık payı kazanıyor. Çünkü hızlı ulaşım koşulları ve iletişimde gelinen son nokta, her an, herkes her yerde, herkesle birlikte olabilir kavramını artık geri dönülmez bir şekilde yaşamımızın bir parçası haline getirdi...
Avrupa Birliği’nin temel amaçlarından birisi de zaten ortak bir Avrupa kültürü yaratmak. Ortak projeler yapılırken bile, farklı ülkelerden partner şartı koşuluyor. Yani herkes, herkesle tanışsın ve üretsin mantığı zorunlu kılınıyor. Böyle olunca da, coğrafi sınırların, etnik kökenlerin, farklı dil ve dinlerin hiçbir önemi kalmıyor.
Son yıllarda, dünyadaki en büyük sorunlardan birisi ne biliyor musunuz?
İç ve dış göçlerin yarattığı sorunlar ve kültürel şoklar. Görünen o ki, bu sorun daha da büyüyecek ve biz sosyologlara zerre kadar önem vermiyoruz.
Yazık hem de çok yazık!..
Özetin özeti: Hemen her açıdan dünya farklılaşıyor. Ama sanki en önemli farklılık, insana dair olan!..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget