CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, geçen hafta çıkarılan “Kentsel Dönüşüm Yasası”yla, belediyelerin yetkililerinin elinden alındığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Türkiye Belediyeler Başkanı”, Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ı da “genel sekreter” haline getirdiğini söyledi. Tekin, geçmişte toplanan deprem vergileri ile deprem toplanma alanlarının yaklaşık 400 milyarlık bölümünün birilerine “peşkeş” çekildiğini, oysa dönüşüm maliyetinin 200 milyar lira civarında olduğunu öne sürdü.
Partilerinin “kentsel dönüşümü” öteden beri savunduğunu, Türkiye’nin 66’lık bölümünün deprem kuşağında bulunduğunu belirten Tekin, “Ancak, çıkarılan yasa bir ‘kentsel dönüşüm yasası’ değil ‘ferman yasası’dır. Tüm belediyeler by-pass edildi” dedi.
Sulukule’ye AKP’liler dolduruldu
1999 depreminden sonra çıkan yasada, olası depremlere karşı 55 milyar dolar vergi toplandığını, tüm illerde “toplama alanları” belirlendiğini hatırlatan Gürsel Tekin şunları söyledi:
“Bu yerlerin akibetini soruyoruz ne oldu? Buna cevap vermeyeceklerse ne yaptıklarını, kime verdiklerini tek tek açıklayacağım. 55 milyar dolar vergi, 345 milyar dolarlı toplama alanları nerede? Oysa dönüşüm için 200 milyar dolar gerekiyor. Aslında parası fazlasıyla hazırken, bugün o 400 milyar doların peşkeş çekildiğini görüyoruz.”
İstanbul’u yönetenlerin, İstanbul’u bilmezken, Roman vatandaşların Sulukule’de bulunduğunu, oysa bugün onların 60 kilometre uzağa gönderildiğini, onlardan boşalan yerlere de AKP’lilerin geldiğini öne süren Tekin, “Bu yapılanlar dinimizle de bağdaşmaz” iddiasında bulundu.
“Her şeyin mimarı iki Erdoğan’sa”
Tekin, “Başbakan ve bakan kentsel dönüşüm yapmak istiyorsa bir heyet oluşturup Almanya’ya gidilsin, Doğu ve Batı Berlin’in birleşiminde kentsel dönüşümde insanlar mağdur edilmeden nasıl modern kent haline getirildiği görülsün. Kentsel dönüşümün temel oyuncuları mimarlar, mühendisler, şehir plancıları odaları ve üniversiteler dışlanmıştır.
Her şeyin mimarı iki Erdoğan olacaksa, teknik üniversitelerin, odaların kapatılmasını önereceğim.”
CHP’li Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hükümet afet sonrası halkın çadırını kuracağı alanlarda dahi sınıfta kalmıştır. İstanbulda valilikçe 1999 depreminden sonra belirlenen toplama alanları yok edilmiş durumda. Ülkeyi yönetmek Başbakan'a yetmemiş, belediyelerinin de tümünü yönetmeyi hedefleyen bir düzenleme yapılmıştır. Başbakan halkın mahkemelerde hakkını aramasına dahi tahammül edememiş, mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararı almasını yasayla engellemiştir. Yasayla, can güvenliğini düşünen yasalara saygılı bir vatandaşın, mevzuata uygun yaptığı evi dahi Bakanlık isterse proje bütünlüğü kaygısı gerekçe gösterilerek yıkılabilecek, bu vatandaş evinden edilebilecektir. Hatta vatandaşın evinin bulunduğu arsada üçte iki çoğunluk sağlandığı takdirde; anlaşmak verine vatandaş bu kanunla takdir edilen parayı alıp gitmek zorunda kalacaktır.”
Tekin, “Yapılması gereken kentsel dönüşüm; vatandaşı ikna ederek, haklarını koruyarak, bir bölgede yaşayan vatandaşın projeden sonra yine aynı alanda yaşamasını sağlayacak mekanı oluşturmayı hedef edinerek, imar talanının önünü keserek, kentsel dönüşümle fakir vatandaşın yaşadığı bölgeden koyulmasını engelleyerek, ormanların kıyıların halkın malı olduğunu hatırlayarak ve halkın kullanımında kalmasını sağlayarak, yeni Sulukuleler yaşatmayarak yapılmalıdır” dedi.
Yorum Gönder