Neden kadın cinayetleri, neden bugün?
Çünkü, erkeklerin hemen her gün önceden tanıdıkları bir kadını öldürmeleri olgusunu yaşıyoruz.
Önceden tanıdıkları, ya eşleri olan, ya ayrıldıkları eşleri olan ya da sevgilileri olan kadınları öldüren erkeklerin kendilerini haklı gördükleri nedenler birbirinin benzeri.
Kıskançlık, şüphe, ayrılmış eşin başkasıyla ilişkisi, ‘geri dön’ çağrılarına aldıkları olumsuz yanıt ve benzeri erkeği öfkelendiren her şey.
Erkeğin kendi öfkesini haklı görmesine yol açan etken nedir?
KADININ SAHİBİ OLMASI.
Kadın, erkek mülkiyetinin bir parçasıdır.
Aslında bu cinayetler, mülkiyet eksenli cinayetlerdir.
O kadın benimdir.
İşte bu toplumsal kabul, bu cinayetlerin temel nedenidir.
Birey yetiştiremeyen kültürün sonuçta vardığı yer burasıdır.
Kadın, baba ocağından koca kucağına gönderilen bir varlıktır.
Kadın, sonuçta bir envanter kaydıdır.
Evlendiği zaman da sonsuza kadar bir erkeğin mal kütüğüne kaydolmuştur.
Ayrılsa da ona karşı sorumludur. Ayrıldığı eşinin istemediği hiçbir şeyi yapamaz.
Eğer yaparsa?
Eğer yaparsa sonuçlarına katlanır.
Bu sonuçlar, hakaret görmeden başlar, dayakla devam eder, öldürmeyle sonuçlanır.
Bu da bir töre cinayetidir.
Töre cinayetleri de mülkiyet asıllıdır.
Genç kız ailenin malıdır.
Aile kararının dışına çıkan, cezasına katlanır.
***
Mülkiyet ideolojisi bu denli güçlüdür.
Bu ideolojiyi günümüzün eğitimi pekiştiriyor.
Para ve mal eksenli kapitalist sistem, insanları ancak sahip oldukları para ve malla değerlendirmeyi öğretiyor.
Günümüzün eğitimi de bu ideolojiye hizmet etmektedir.
Günümüzün en iyi eğitimi bile en çok para kazanmak için hazırlanan, toplumların ünlüleri olmaya aday öğrenciler yetiştirmek için yarışmaktadır.
Bunun gerekçesi de, amansız bir rekabet ortamında başarılı olacak insanlar yetiştirme zorunluluğu olarak sunuluyor.
Temelde yürüyen sistemi kabul ederseniz yanlış değil.
Ama işte o sistem yanlışsa, ona dayalı eğitim de yanlış sonuçlar veriyor.
KAÇ PARALIK ADAMSIN?
Sonuç buraya varmaktadır.
Yarış da en çok paralı adam çizgisinde ipi göğüsleyen olma yarışıdır.
Kadın bu sistemde geçer akçe olan maldır.
Reklamlarda kullanılır.
Saçından ayak parmağına kadar her noktasının, her çizgisinin üstüne endüstri kurulur.
Kadının her görüntüsünden, her adımından para kazanılır.
Kadın, güzelliğine, çekiciliğine şartlandırılır.
Bebekliğinden yaşlılığına kadar kadının her anı biçimlendirilir.
Sonra da bir erkeğe zimmetlenir.
Mülkiyet ideolojisi, kadın sorunsalının temelindeki felakettir.
Ve erkek kadını kendi malı bilir.
Öyle öğretilmiştir.
Öyle şartlandırılmıştır.
Onun için de, kadın cinayetleri, toplumsal cinayetlerdir.
Kişisel suç değildir, toplumsal suçtur.
***
Bir kadın öldürüldüğünde, toplumun tümü de bu suçun ortağıdır.
Çocuk yetiştiren anneler.
Ailenin ataerkil babaları.
Tüm kademeleriyle eğitim.
Erkek egemen politika.
Erkek egemen hukuk.
Para ve mal eksenli ekonomi.
Siyasal partiler.
Yerel yönetimler.
Hükümetler.
Erkekler.
Kadınlar.
Gerçekleri görmeyenler.
Görüp de oralı olmayanlar.
Üstüne alınmayanlar.
***
Bir kadın öldürüldüğünde.
SUÇLUDUR.
Yorum Gönder