Cuma günü SKY Türk kanalında sabahleyin sunucu İlkin Ündeş ile gündemi değerlendirdik. Konumuz, Uludere olayı idi.
Elbette ki İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in orada yanlışlıkla öldürülenlerle ilgili olarak yaptığı son açıklama üzerinde durduk.
Bütün gazetelerde Sayın Şahin'in aleyhine haberler ve yorumlar vardı. Kendisinin istifa etmesi isteniyordu. Bu arada AKP'li Hüseyin Çelik'in İçişleri Bakanı'na karşı yaptığı eleştiri ele alınıyor; öne çıkartılıyor ve partinin de böyle düşündüğü iddia ediliyordu. Televizyondaki yorumcular da bu yolda konuşuyorlardı.
Ben; İlkin Hanım'ın sorusu üzerine; 'İçişleri Bakanı'nın üslubunu benimsememiz; beğenmemiz mümkün değildir. Ama Sayın Bakan; partisinin yeni yöneliminin sözcülüğünü yapıyor.' dedim.
Ve hemen soru geldi:
-Nasıl ve neyin sözcülüğü?
Cevabım gayet açıktı: 'Lütfen seçimler yaklaşırken AKP'nin uyguladığı taktiğe bakınız. Bu parti; milliyetçi kesimden oy almak için her seçimden önce, 'Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek dil' diye afişler astırmıyor mu? Sayın İçişleri Bakanı; PKK terörü yüzünden Türkiye'de gittikçe yükselen milliyetçi duyguları okşamak için böyle konuştu. Bu bir parti politikası...'
Bu arada; Kayseri Pınarbaşı'ndaki polis karakolunda patlama olduğu haberi düştü ekrana. Ve ben ekledim:
-İşte olay budur. PKK bu eylemleri yükseltince Türkiye'de öfke de yükseliyor. İçişleri Bakanı da bu öfkeye karşı PKK'nın arka planına böyle hitap ediyor.
-Ama Başbakan Erdoğan uyardı!
-Hayır; Başbakan Erdoğan uyarmadı. Sayın Başbakan; aslında Hüseyin Çelik'i uyardı. Başbakan; yeni dönemde; hele hele başkanlığın tartışıldığı bir süreçte; milliyetçi oylara ihtiyaç duyuyor. Sayın İdris Naim Şahin'i de bu yüzden yeni dönemin içişleri bakanı yaptı ya... Bakan Şahin; Sayın Erdoğan'a rağmen böyle konuşamaz. Bu; AKP'nin yeni dönemdeki yeni politikasının dışa vurumudur... Göreceksiniz; bu tavır devam edecek...
SKY Türk'teki programda, bu yollu başka gerekçelerim de oldu.
KİM BU TASMALI GAZETECİLER?
Ve geldik pazar gününe...
Başbakan Erdoğan; AKP İstanbul İl Kongresi'nde Uludere işini kaşıyanlara da bu konu üzerinden hükümeti eleştiren gazetecilere çok ağır sözlerle vurdu. Uluslararası güçlerin, eskiden darbecilerle bağlantılı olan bu tasmalı gazetecileri yönettiğini vurguladı.
Ama Sayın Başbakan bu konuda yanıltılmış gibi. Çünkü; Uludere işinde iktidarı eleştirenler; sadece eskiden askerle ilişkisi olan patronlar medyasından ibaret değil. Sayın Erdoğan; eğer cuma, cumartesi çıkan 'yandaş' denilen medyaya bakarsa burada da Uludere üzerinden kendisine sert eleştiriler geldiğini görecektir.
Cuma günü Yeni Şafak'ta, Hilal Kaplan, AKP iktidarını, 'Uludere'deki günaha ortak olmak'la suçladı. Aynı gazetedeki Özlem Albayrak da Uludere olayını 'Yargısız infaz' olarak gördüğünü yazdı.
Cuma günkü Zaman Gazetesi'nde İhsan Dağı; Uludere'dekilerin yanlışlıkla vurulmadığını söyleyip İçişleri Bakanı'nı yerdi. Hüseyin Gülerce de Bakan Şahin'i eleştirenlerden birisiydi. Ertesi gün aynı gazetede Şahin Alpay da iktidarı Uludere konusunda yerden yere vurdu. Yani Uludere konusunda AKP'ye vuranlar arasında Başbakan'ımızın sevdiği gazeteler ve yazarlar da bulunuyordu. Ama Sayın Erdoğan o tarafı nedense görmezden geldi.
CHP'YE YIKACAK
Başbakan Erdoğan; cumhurbaşkanı seçilebilmek için önümüzdeki süreçte, BDP ve CHP ile daha sert bir mücadeleye girecektir.
Sayın Erdoğan; çok usta biçimde; AKP iktidarında şahlanan ve şehirlere kadar inen terörden başkalarını sorumlu tutabilmektedir. CHP'nin Hakkari'de miting yapmasını bile CHP aleyhine kullanabilen Başbakan Erdoğan'a CHP bu alanda yanıt verememektedir. Göreceksiniz; bu Başbakan; Güneydoğu'da kendi iktidarının yol açtığı kötü gelişmelerin suçunu bile CHP'ye yıkacaktır.
Bugüne kadar Kürt sorunu konusunda serbest fikirler dile getiren liberal demokratlar ile İslamcı görüntülü yandaş yazarlar da artık daha milliyetçi bir gözlükle bu olaya bakacaklardır.
Hüseyin Çelik de bir daha İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'i eleştiremeyecektir.
Yorum Gönder