Hoşumuza gitsin gitmesin, sanal dünya diye bişey var.
Sanal dünyada, kim olduğunu tam olarak bilemediğimiz, gerçek kimliklerinden bile emin olamadığımız insanlar her konuda fikir yürütebiliyor, aklına eseni söyleyebiliyor.
Ne yazık ki, medyayı, gazeteleri, televizyon kanallarını, yazarları, programcıları ayarlasanız bile sanal dünyadaki görüşleri ayarlamanız pek mümkün değil.
Son olarak, öğretmenlerin Google erişiminde engeller konulduğunu duyunca kendi kendime gülmeye başladım.
Okullarda kendilerine verilen şifreyle Google’a girmek isteyen öğretmenler, “Bu siteye erişim Milli Eğitim Bakanlığı’nın isteğiyle Türk Telekom tarafından engellenmiştir” uyarısıyla karşılaşmışlar.
***
Aslında bu çok yeni bir durum değil.
Uzun zamandır çeşitli sitelere erişim mahkeme kararlarıyla engelleniyor.
Engellemek, yasaklamak bizim gibi ülkeler için hâlâ geçerli sayılan bir durum.
Yazık ki aynı zamanda, dünyanın bugün geldiği aşamayla bağlantılı olmayan bir durum.
Biz beğenelim ya da beğenmeyelim, isteyelim ya da istemeyelim artık küreselleşen dünyanın yeni medyası internet...
Sosyal medya...
***
Sosyal medyada, yaş, cins, ırk, dil, din, kimlik hiçbiri önemli değil.
Herkes istediği görüşü istediği biçimde dile getirebiliyor.
Yazık ki medya, gazeteler, televizyon kanalları gibi istediğini idare edebileceğin, senin görüşlerini savunacak insanları yerleştirebileceğin, parayla, şunla bunla satın alabileceğin bir yerden söz etmiyoruz.
Bazı devletler hâlâ bu durumu idare edeceğini, yasaklayabileceğini sanıyor.
Ama ne yazık ki bu devletler çok kısa bir süre sonra “aklına eseni söyleyebilen çoğunluk” karşısında etkisiz kaldığını anlayacak.
Hem bu uluslararası medyanın gücünden yararlanmak için devlet başkanlarının bile kendine yer açması hem de işine gelmeyeni yasaklamaya kalkışması acıklı bir durum.
Maalesef artık hayat öyle kolay değil.
Hem işine geldiği sürece bütün dünya önünde sana sunulan imkânları kullanacaksın hem de başkaları kullanınca bozulacaksın!
Yok öyle.
Yorum Gönder