Ülkemiz sıkıntılı bir süreçten geçmekte… Yaşananları gördükçe bu ülke menfaatini her şeyden üstün gören insanlar olarak oldukça üzülmekteyiz. İçeride ve dışarıda bütünlüğümüze kastı olan, kin ve nefretini her fırsatta dile getiren insanlara karşı en büyük cevap Diliyle, Diniyle ve Kültürüyle bütünleşmiş bir Türk Milleti ve O’nun birlik ve beraberliği olacaktır.
Türkiye’de ki Türk düşmanlığını gazete ve televizyonlardan her gün okuyor, izliyoruz. Yurt dışında da durum pek iç açıcı değil. Bununla ilgili arkadaşımızın gönderdiği iletiyi (kendisinin izniyle) sizinle paylaşmak istedim…
Sayın Ömer Bey;
Yazılarınızı değişik sitelerde görmekte ve uzun zamandır takip etmekteyim. Hislerimize tercüman olduğunuz için öncelikle teşekkür ediyorum. Görünen o ki, Türkiye’de yaşayıp, ihanet edenler oldukça fazla… Ama inanın yurtdışında da durum farklı değil. Size Avusturya’da yaşadığım bir durumu anlatma gereği duydum...
Ben İmam Hatip lisesinden mezun oldum. Bursa Uludağ Üniversitesi Almanca öğretmenliğinde okuyorum. 9 yıl Almanya’da yaşadım… Avusturya’ya arkadaşımla birlikte bir eğitim programıyla geldim. Derse giren ve “hoca” denilen adamlar her fırsatta Türk’e ve Türk Tarihine kinlerini kusmayı görev edinmişler. Ağızlarından çıkan her kelimede yaşadıkları nefreti görmekle beraber Avrupa’nın biz Türklere nasıl baktığını görmüş oldum. Avrupa bize cahilmişiz gibi bakıyor... Çünkü eğitim sisteminden tutun da, sosyal hayata, tarihi kitaplara kadar bu böyle işlenmiş. Her yerde rahatlıkla insanımızı küçük düşürme gayretini marifet sayıyorlar. “Sizler İngilizce bile bilmiyorsunuz” şeklinde ifadelerle aşağılamaya çalışıyorlar –sanki herkes evrensel dil safsatasını bilmek zorundaymış gibi… Kendilerini öylesine yüksekte görüyorlar ki… Tabii sizin yazılarınızda sürekli belirttiğiniz gibi bizde kendimizi küçük görmeye başladık sanırım toplumca... Bu insanların görevi Türk Milletini aşağılamak; anlıyorum… Ama ya adı Türk olup da bu aşağılama amacına hizmet edenler…
Avrupa ülkelerinin arka planını Türklerin oluşturduğundan bahsederken, bizleri 2. Sınıf vatandaş gibi görerek yine nefretini dile getiren bu insanlar, Türk kelimesinden öyle rahatsız ki… Ben doğal olarak bunu geçmişte bilinçaltına itilmiş Türk korkularına bağlıyorum. Bizi, filmlerinde, dizilerinde ve yayın organlarında öyle bir anlatıyorlar ki sanırsınız orta Afrika’da geri kalmış bir kabileden bahsediliyor. Gelenek ve göreneklerimizde olmayan şeyler medya aracılığıyla öyle yerleştiriliyor ki genç Avrupalı zihinlere, bu nefretlerine şaşırmamak gerekiyor.
Köklü geçmişi, gururlu ve ihtişamlı bir yapısı olan Türk Tarihi’nin bunca aşağılanmasına anlam veremiyorum. Şehit olanlar, cephede savaşanlar bir hiç uğruna mı gittiler demekten kendimi alamadığım zamanlar oluyor. İşin komik tarafı bazen derslerde kendi kahramanlık hikâyelerini anlatıyorlar, yapmacık olduğu her hallerinden belli. Her şeyleri gibi tarihleri bile gerçekçi değil, uydurma ama öyle anlatıyorlar ki bilen biri olarak biz dahi inanacağız neredeyse…
Artık tarihi kahramanlık yönden öylesine sığ, öylesine çaresizler ki bazen “mecburen” Hitler gibi birinin bile yaptıklarını iyi göstermeye çalışıyorlar. “yaptığı yanlıştı ama amacı ülkemiz için bir şeyler yapmaktı” gibisinden… Bir diktatörü, caniyi savunan insanlar bizim geçmişimizi aşağılamaya nasıl cüret ederler? İnanın ki Oğuz Kağan destanını hayatımda ilk kez sizin sayenizde okudum. Neden bugüne kadar okumadığımı düşündükçe kendime kızdım. Onlar köksüz geçmişini böylesine yüceltirken biz neden böylesine yabancı kaldık diye kızdım kendime.
Dedim ya Ömer Bey, Avrupalılar gerçek olmayan, kirli tarihlerine böylesi sarılırken Türkiye’de yaşananlara nasıl anlam verelim. Atatürk büstüne çelenk koyulmasın diye polisin oluşturduğu barikatı, 19 Mayıs gibi bir diriliş gününün kutlanmaması için çevrilen dümenleri, Atatürk’e karşı girişilen operasyonları gördükçe yüreğimiz eziliyor. Gençliğe hitabenin, “Türk’üm” diye başlayan andımızın, “Korkma” diyen İstiklal Marşımızın kaldırılmaya çalışılması ve daha acısı bazı çevrelerin bunun için elinden geleni yapmaya çalışması neyle izah edilebilir?
İmam Hatip lisesinde okumuş birisi olarak güvenliğimizin garantisi ordumuza yapılanların, insanların farklı farklı kutuplara ayrılmasının, bendensin-benden değilsin kavgalarının verdiği zararları göremeyecek kadar mı aciz durumdayız?
Milliyetçiliği insanlar çok farklı algılıyor, keşke bizim yerimizde olsalar ne demek istediğimi çok iyi anlarlar. Bizi biz eden değerlere belki o zaman sahip çıkarlar. Tarihimize yapılan haksızlıklara tüm benliğiyle o zaman karşı dururlar.
Tarih bilinci, kültür, eğitim gibi konularda ki bu tarz yazılarınız için minnettarım.
Başarılarınızın devamını diliyorum… (ELİF CEYHAN)
Ömer YILDIZ
Yazıları Facebook’tan takip etmek için : http://www.facebook.com/mryldz46
Sayfa: http://www.facebook.com/omeryildizyazilari
Yorum Gönder