Nevir Çelişkileri! - Yakup Kepenek

Sözcük karşılığı yüzün rengi ya da bet beniz olan nevir daha çok dönmek fiiliyle birlikte kullanılıyor. Nevri dönmek, belli etmemeye çalıştığı bir öfkeye kapılmak, çok sinirlenmek anlamına geliyor.
Sözcük Arapça ya da İngilizce kökenli değil; Anadolu halkından kaynaklanıyor; sözcüğün bir tümcede nasıl kullanıldığının son bir örneğine bakalım:
Başbakan Erdoğan, sporda şiddetin ve tahammülsüzlüğün temelinin fanatizm olduğunu belirterek, “Seyirciye kapalı, hanım ve çocuklara açık bir maçta bile kadınların nasıl küfrettiklerini görünce şahsen nevrim dönüyor. Böyle bir şey olabilir mi, böyle bir şey kabullenilebilir mi?” dedi (Basın).
***
Ülkemizde uzak ara en çok seyirci çeken ve en büyük ekonomik gücün döndüğü spor dalı olan futbol, hiç iyi yönetilmiyor. O kadar ki şampiyonluk kupasının nasıl verileceği bile, kötü yönetim nedeniyle değil, sporla ilgili bir başka nedenle nevri dönen Başbakan’dan soruluyor!
Bir türlü kurutulamayan futbol bataklığında bu yıl hiç beklenmedik ve çok güzel bir çiçek filizlendi. Seyircisiz oynama cezası alan futbol takımlarının sahalarında kadın ve çocukların maçları izlemelerine olanak tanındı. On binlerce kadını ve çocuğu sahalara çeken bu çok olumlu uygulama, ülke dışında ve iç kamuoyunda haklı övgüler aldı.
Elbette küfür onaylanamaz. Ancak, futbolun onca sorunu varken, bunlardan nevri dönmeyen Başbakan, kadınların maçlarda küfrettikleri gerekçesiyle nevrim dönüyor noktasına ulaşmış!
Bu nevir dönmesine; bu gazap ya da hiddete, TFF yönetimi karşı durabilir mi? Kamuoyu duyarlı olmalı ve futbolun son bir yıldaki en büyük güzelliği olan kadın ve çocukların maç izlemesi uygulamasına son verilmemelidir!
***
Bu ülkede, insanım diyen herkesin nevrini döndürmesi gereken o kadar çok kadın sorunu var ki!
Toplumsal yaşamın neredeyse her noktasına karışan Başbakan’ın, asıl, kadına yönelik cinayet; büyük bir olasılıkla çoğu saptanmayan ancak giderek tırmandığı anlaşılan tecavüz ve şiddet olayları karşısında nevri dönmelidir!
Dahası var. Toplumsal yaşamda kadının yeri açısından Türkiye’nin dünya sıralamasının sonlarda yer aldığı ve son yıllarda eşitsizliklerin daha da derinleştiği uluslararası istatistiklerde sergileniyor.
Diyar-ı Tayyip’te kadın istihdamının durumu da yürekler acısıdır. İstatistiklerin ne kadar güvenilir olduğu sorusu bir tarafa, 15 Mayıs günü açıklanan TÜİK verilerine göre çalışma çağındaki (15+ yaş) kadınların yalnızca yüzde 27.4’ü işgücüne katılabiliyor. Çalışmak için başvuran yaklaşık 7.5 milyon kadından yalnızca 6.7 milyonu çalışma olanağı buluyor; kalanı işsizdir.
Çalışma olanağı bulan kadınların yarısından fazlası, yüzde 51.3’ü, hiçbir sosyal güvenlik kuruluşunun kapsamına giremiyor; kayıt dışı çalıştırılıyor. Çok daha korkuncu, çalışanların iki milyonu da ücretsiz aile işçisi olarak, yani hiçbir ekonomik karşılığı olmadan çalışıyor! Oysa gelir getiren ekonomik faaliyete katılma kadının özgürleşmesinin temelidir. Asıl nevir döndürmesi gereken şudur: Bir milyon kadın çalışmaya hazır bekliyor; çalışma çağındaki 12 milyonu da ev kadını sayılıyor!
Türkiye kadınının nevri, yıllar önce Başbakan bir yurttaşa “Ananı al da git” dediğinde dönmeliydi. Kadının nevri dönmeyince Başbakan’ın nevri, büyük bir olasılıkla futbol sahalarındaki küfür nedeniyle değil, kadının özgürleşmesinin, çok çok sınırlı da olsa bir yönü olarak ortaya çıkan arada bir stadyumlara gitme olanağı karşısında dönüyor!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget