Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Hayrat Vakfı arasında geçen ay imzalanan protokol ile tüm Türkiye’de Osmanlı Türkçesi ve Kuran okuma kursları başlatıldı. Protokolde amaç şöyle belirlendi:
“Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Hayrat Vakfı işbirliği ile milli kültürün en önemli kaynaklarını teşkil eden kütüphaneler, arşivler ile diğer şahıs ve kurumlarda mevcut olan Osmanlıca basma ve yazma eserleri okuyup anlayacak, bu eserlerdeki bilgi ve belgelerden azami derecede faydalanacak ve bunları kültür hayatına kazandıracak Osmanlı Türkçesi kurslarını, Osmanlı Türkçesini öğretecek elemanların yetiştirilmesiyle birlikte kutsal kitabımız Kuranıkerim’in okunmasını sağlayan Kuran ve tecvitli okuma kursları düzenlemektir.”
Protokol, iki yıl için geçerli. Ancak, kursların durumuna göre Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu süre bir yıl daha uzatılabilecek. Kurslar, öncelikle 300’e yakın il ve ilçe merkezinde açılacak, daha sonra 900 merkeze yayılacak.
Saidi Nursi’nin talebesi sayılan Ahmed Hüsrev Altınbaşak tarafından 1974’te kurulan ve temel amacı “rızayı ilahi yolunda Kuranıkerim’e hizmet etmek” olan Hayrat Vakfı, ücretsiz olacak kurslarla ilgili şu bilgiyi veriyor: “Bu hizmetle halkımızın geçmişiyle, milli ve manevi değerleriyle irtibat kurabilecek bir donanıma sahip olmasını istiyoruz. Aslında gayet kolay olan gerek Osmanlıca öğrenimi gerekse Kuran okumasını daha da kolaylaştırmak istiyoruz. Kurslarımız tamamen uzman öğreticiler tarafından verilecek ve kurs sonunda devamlılık sorunu olmayan ve yapılacak imtihanda yeterli puan alan her kursiyerimize sertifika vereceğiz. Elbette burada amaç sertifika değil, Osmanlı Türkçesi veya Kuran okumada başarı kazanmaktır. Sertifika ile de bu başarıyı belgelemek istiyoruz.”
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 1995’te Sivas’ta yaptığı konuşmadaki hedefe emin adımlarla yürüyor. Şöyle demişti Dinçer:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin, laiklik, cumhuriyet, milliyetçilik gibi bir çok temel ilkenin yerini daha çok katılımcı, daha ademi merkezi, daha Müslüman bir yapıya devretmesi zorunluluğu ve artık bunun zamanının geldiği düşüncesini taşıyorum.”
Rize adayı
Ömer Şan’ı kamuoyu, Karadeniz’in vadilerini, sularını korumak; derelerimize, sularımıza sahip çıkmak için yola çıkanların önderliğinden tanır.
Ömer Şan, mesleğini hakkıyla yapan bir gazetecidir de. Hafta sonunda yapılacak CHP Rize İl Kongresi’nde il başkanlığına adaylığını koydu. Diyor ki:
“Hiç oy çıkmayan seçim sandıkları ve köylerimiz bir yana, bugün birçok ilçemizde delege arkadaşımız parti kongresine gelip imza atmaktan, esnaflarımız, işçilerimiz ve yurttaşlarımız ‘CHP’liyim’ demekten dahi korkmakta ve çekinmektedir. Bundan sonra artık gidilmedik köy, girilmedik hane ve sorunlarını, isteklerini, beklentilerini dinlemedik yurttaş kalmayacak. Yerelden başlayarak toplumsal sorunlarımıza sahip çıkıp, kamuoyu oluşturarak, çözüm önerilerini ortaya koymak, her koşulda her yerde var olmak azmindeyiz.”
Ömer Şan’ı biliriz. Aklına koyduğunu mutlaka yapar.
Demokratik öneri
Örgütten gelip bileğinin hakkı, emeğinin gücüyle seçilen ve TBMM’de de en çalışkan milletvekillerinden biri olan CHP’li Gürkut Acar, Siyasi Partiler Yasası’nın değiştirilmesini içeren bir yasa önerisi verdi.
Öneri, seçimlerde adaletsizlik yaratan yüzde 10 barajının yüzde 5’e düşürülmesini, parti içi demokrasinin güçlendirilmesi için siyasi partilerin genel ve yerel seçimlerde adaylarını önseçimle belirlemelerini öngörüyor. Ayrıca, barajı aşamasalar da seçimlerde yüzde 3’ten fazla oy alanların devlet yardımından yararlandırılmasını ve belediye meclislerine üye olacakların partilerindeki görevlerinden istifa zorunluluğunun kaldırılmasını da hedefliyor.
Öyle anlaşılıyor ki; kendine güvenen, örgüte dayanan siyasetçi, demokratik atılımlardan yana oluyor...
Yaz okulu
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Özel Marka Dil Merkezi, çeşitli kamu kurumlarına gönderdiği yazı ile yaz okulu etkinliği düzenlendiğini duyurdu:
“Bilindiği üzere Milli Eğitim Bakanlığı’nca Kuranıkerim ve Peygamberimizin Hayatı önümüzdeki öğretim yılından itibaren okullara seçmeli ders olarak konulmuş bulunmaktadır. Söz konusu uygulamaya hazırlık olması amacıyla, dil merkezimizce kurumunuz personelinin 6-17 yaşları arasındaki çocukları için 11 Haziran-19 Temmuz 2012 tarihleri arasında yaz okulu kampanyası düzenlenmiştir. Yaz okulunda çocuklarımız hem yüce dinimizi öğrenecek hem de güzel bir tatil geçirmiş olacaktır. Yaz okulumuzun ücreti 1200 TL olup kurumunuz personeli çocuklarına yüzde 50 iskonto yapılacaktır. Bu kampanya 100 kişilik sayıyla sınırlıdır. Başvurularda kurum kimliği istenecektir.”
Okullar, kurslar; yaz, kış artık böyle...
Yorum Gönder