Operasyonun adını yazalım: AKP’nin demokratikleşme kisvesi altında Türkiye’yi cumhuriyetten arındırma operasyonu. Bu operasyonun isim babası ne yazık ki ben oldum. Cumhuriyet’ten 13 yaş daha küçük ben! “Yaşasın Cumhuriyet” (1999), “Yedi Canlı Cumhuriyet” (2004), “Cumhuriyetsiz Demokrasi” (2009), “Direnen Cumhuriyet” (2010) adlı kitaplar yazmış olan ben, korkarım, cumhuriyetin cenaze törenine de tanık olacağım.
Bütün düzyazı kitaplarımda olduğu gibi, bu kitaplarımda da günümüzü anlattım. 1980’lerin başından itibaren bu günleri anlatıyorum.
***
İslamcılar, birinci Büyük Millet Meclisi’ni çok severler. Bununla ilgili olarak, “Yedi Canlı Cumhuriyet” adlı kitabımda yayınlanan “AKP İktidarı ‘Cumhuriyet’e Karşı” başlıklı yazımı referans vereceğim. Bu saplantıyı dönemin (2003) TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın şu sözleri gayet iyi özetliyor:
“Bir arada yaşamak için formül arayanları, İlk Meclis’in ruhunu yeniden incelemeye çağırıyorum. Formül İlk Meclis’i oluşturan iradede, ruhunda.”
Sonra sözü ben alıyorum:
“Bülent Arınç’ın çağrıda bulunduğu formül arayıcılar, sanırım, CHP, ordu ve yüksek yargı organlarının temsilcileri.
Politikacılar nedense dilin hiçbir zaman masum olmadığını düşünemezler. Bu nedenle yerli yersiz ‘İlk Meclis Ruhu’ndan söz ederler. İslamcı çevrelerin, Cumhuriyet’in oluşum koşul ve sürecini unutarak sık sık örnek gösterdikleri İlk Meclis’in özellikleri nelerdir?
[İlk Meclis’in yaptığı] 13 Eylül 1920 tarihli Teşkilatı Esasiye (Anayasa) Kanunu Tasarısı’nın 5. maddesinde şöyle yazar: ‘Hilafet ve saltanat makamının kurtarılmasına muvaffakiyet hasıl olduktan sonra padişah ve Müslümanların halifesi esas kanunlar dairesinde yerini alır’...
İlk Meclis’in ruhunu özleyen İslamcılar, nedense, tasarının 6. maddesini unuturlar: ‘Hakimiyet kayıtsız ve şartsız milletindir. İdare usulü, halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır.” (S.67).
***
İslamcılar 5. maddenin anlamını kavramamış ve sanki 6. maddeyi okumamış gibidir. 5. madde,
431 numaralı ve 3 Mart 1924 tarihli “Hafetin İlgasına ve Hanedanı Osmaninin Türkiye Cumhuriyeti Memaliki Haricine Çıkarılmasına Dair Kanun’un habercisidir. 6. madde ise Cumhuriyet’i haber vermektedir.
Bilindiği gibi, Cumhuriyet’in ilanına ve hilafetin kaldırılmasına karşı çıkanlar Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı (1924) ve Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı (1930) kurdular. Bu iki partinin de laiklikle sorunları vardı. Laiklikle sorunu olanın cumhuriyetle de sorunu vardır.
“Yedi Canlı Cumhuriyet”te AKP ile doğrudan ilgili şu makaleler yer almaktadır: “AKP İktidarı Devlete Karşı”, “AKP İktidarı Kültüre Karşı”, “AKP İktidarı Tarihe Karşı”, “AKP İktidarı ‘Cumhuriyet’e Karşı”, “AKP İktidarı Milli Eğitime Karşı”, “İmamlık Herhangi Bir Meslek Değildir.”
Bu yazılar AKP iktidarının günümüzde uyguladığı karşı devrimci ve cumhuriyet karşıtı politikaları 9-10 yıl öncesinden haber vermektedir.
***
“Bir Müslümanın İslami bir yaşam modeline uyma ve uygulama arzu ve hedefine İslami olmayan bir hükümet sisteminin yönetimi altında ulaşmasına olanak yoktur” ya da “İslam sadece cami vaazlarıyla gerçekleştirilemez. İslami yaşamın hayata geçirilmesi için siyasal iktidar zorunludur” (S.15) düşüncesinin ardından gidenler kuşkusuz Laik Cumhuriyet’i ortadan kaldırmayı hedefleyecektir.
İslamcı AKP 2002’den bu yana iktidardadır, Arap Baharı’nı Kahire’de teftiş eden RTE kendisinin laik olmadığını ancak laik bir devletin başbakanı olmak zorunda kaldığını bütün dünyaya ilan etmiştir.
AKP iktidardadır ama Türkiye’yi İslami olmayan bir hükümet sistemi ile yönetmek zorundadır; bu nedenle hükümet tarzını İslami sisteme dönüştürmek zorundadır.
Bunu gerçekleştirdiği zaman demokrasi tramvayından inecektir.
Yaptığı hesaba göre, tramvaydan inmeye birkaç istasyon kalmıştır. Cumhuriyet’in resmi bayramlarını cumhuriyetten arındırma girişiminin ardında Birinci Meclis’in intikamını almak vardır.
***
NOTA BENE: Olabilebileceğini sanmam ama RTE “President” olursa Türkiye Cumhuriyeti’ni çok daha rahatsız ve huzursuz eder.
Yorum Gönder