Bekir Coşkun’u bırak da Uludere’nin hesabını ver! - Can Dündar

Her ülkenin ordusu vahim hatalar yapabilir. Nitekim yapmıştır da...
Şimdi Türk Genelkurmayı’nı suçlayıcı haberler sızdıran Washington’un işgal ordusu Irak’ta, Afganistan’da nice sivil hedefi “yanlışlıkla” vurup katliamlar yapmadı mı?
Türk ordusu da 28 Aralık gecesi Uludere’de tarih boyu utançla hatırlanacak bir hataya imza attı.
Ancak, en az bu hata kadar vahimi, Genelkurmay’ın faciaya ilişkin kamuoyuna hesap vermeye tenezzül etmemesi, aradan 5 ay geçtiği halde sorumluları saptayıp ceza vermemesi oldu.
Bu devekuşu tavrı, “Ortada ihmal filan değil, bilerek girişilmiş bir katliam var” diyenleri haklı çıkaracak bir izlenim yarattı.
Konunun Wall Street Journal’a yansımasından sonra Genelkurmay’ın yaptığı iki cümlelik açıklama, kamuoyunu zerrece önemsememenin bir başka örneği olarak kayıtlara geçti.
“Bu faciaya kimin yanlış teşhisi yol açtı” konusunda hiçbir şey söylemeyen, katliamın hesabını vermeyen, “İlk görüntüyü biz tespit ettik” diyerek işin özünü gizleyen bir açıklama kimi kandırabilir?
NATO’nun ikinci büyük ordusu, kendi tespit ettiği görüntünün hangi birimde, kimler tarafından, nasıl olup da yanlış değerlendirildiğini, onca masum insanın nasıl suçsuz yere katledilebildiğini açıklamaktan acizse “büyük”lüğünü kim takar?
* * *
Başbakan’ın yapması gereken, bir yanına Genelkurmay Başkanı’nı, öbür yanına Milli Savunma Bakanı’nı oturtup kamuoyunun önüne çıkmak, katliama yol açan süreçle ilgili ayrıntılı bilgi sunmak, iktidarı adına özür dilemek ve bu faciaya neden olanların görevden alındığını açıklamaktı.
Bunu yapmadı.
“Kimsesizlerin kimsesi” olma iddiasını çöpe attı. Sınır boyundaki kimsesizleri kimsesiz bıraktı.
“Tazminatı veririm. Arkadaşı, akrabayı gönderirim. Unutulur gider” sandı.
Böylece hem yakınlarını kaybedenlerin vicdanını yaraladı, hem de şimdi şikâyet ettiği uluslararası spekülasyonların önünü açtı.
Ne var ki, Türk basını unuttuysa da dünya unutmadı.
Daha da fecisi, bu duyarsızlık Kürtlerde “Bizim canımızın zerrece değeri yok” algısına ve kopuşuna yol açtı.
Uludere’deki kayıtsızlığın bölgede yarattığı tahribat, zamanla çok daha derinden hissedilecektir.
* * *
Genelkurmay Başkanlığı, Bekir Coşkun’un “Paşa” yazısına çok içerlemiş. Bunu hakaret saymış. Suç duyurusunda bulunmuş.
Ne hassasiyet!!!
Yönettiği karargâhın vahim hatası sonucu bombalanmış 34 insanın kanı, Suriye sınırında yerde dururken, bunun hesabını veremeyen komutanın bir köşe yazarından hesap sorması ve yazdıklarından ötürü cezalandırılmasını istemesi, olsa olsa Bekir Coşkun’un yazısını haklı çıkaracak bir görüntüdür.
Bekir Coşkun ifade verirken “Genelkurmay’ın Uludere tavrı, yazıma kanıttır” dese yeter.
Ya Genelkurmay, Uludere rezaleti orada dururken, yazıdaki yaklaşımın doğru olmadığını nasıl ispat eder?
Hükümetlerin koruyucu kollarının, “Paşa”ları ebediyen kollamaya yetmediğini, gün gelince eski hesapların sorulabildiğini, son yargılamalar kanıtlamıyor mu?
Türkiye hep böyle mi gidecek sanılıyor?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget