TBMM’nin Anayasa borazanı! - Mehmet Faraç

TBMM Tv’de bir süredir Anayasa tanıtımı adı altında tuhaf ve de düşündürücü spotlar yayımlanıyor!.. Spotlarda, “Yeni Anayasa demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi, hukukun üstünlüğüne dayalı, insan haklarının güvencesi ilkeleriyle” tanıtılıyor...
“Özgürlük, eşitlik, hukuk” vs. gerçekten iyi hoş da; bu tanıtımlarda Anayasa’nın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen yasalarından niçin söz edilmiyor acaba!..
Meclis’in televizyonunda, sanki ülkede rejim tamamen değişmiş ve yeni bir Anayasa yapılmış gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor...
Uzun süredir acaba muhalefet partisi milletvekillerinden biri bile olsa, meydana çıkıp bu rezalettin nedenini soracak mı diye bekliyordum...
Tam da iyice umutsuzluğa kapılmışken, rejime yönelik saldırılara ısrarla direnen beş-on milletvekilinden biri ses verdi!..
CHP’nin Uşak milletvekili Dilek Akagün Yılmaz bu şaibeli tanıtım spotlarının gerekçesini öğrenmek için Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in yanıtlaması istemiyle şu yaşamsal soruları sormuş:
“Anayasa tanıtım spotunda laiklikten, Atatürk milliyetçiliğinden, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünden ve resmi dilin Türkçe olmasından söz edilmemesi bu ilkelerden vazgeçildiği anlamına mı gelmektedir? Bayrağımızdan, başkentimizden ve İstiklal Marşımızdan söz edilmemesinin gerekçesi nedir? TBMM’nin kuruluşunun 92.yılında, Anayasa’nın değiştirilemez ilkelerinin yok sayılma çabası Anayasayı ihlali değil midir?”
Belli ki, Meclis Tv de rejime yönelik erozyon projesinin propaganda aracına dönüştürülmüş!.. Bir tür borazan yani... Bu vahim ötesi bir gaflet!...
Ancak gaflete bile rahmet okutan asıl vahamet, yalnızca bir milletvekilinin bu rezaletin farkına varabilmesi ve de isyan etmesi değil mi?..
Diğer CHP milletvekilleri ile MHP’liler TBMM’de ne yapıyor acaba?.. Orada hangi yemini ettiklerinin farkındalar mı?..
Söyler misiniz; muhalefetin bu vurdumduymazlığı varken Anayasa mı kalır bu ülkede?..

Nefes almak da paralı olacak mı?..


Türkiye’de böyle muhalefet partileri varken başlıktaki sorunun yanıtı tabi ki “evet” olacak!..
Geçen aylarda elektrik ve doğalgaza yapılan fahiş zamlar nasıl da unutulup gitti?.. TBMM’de bir tek milletvekili bu pervasız zam rezaletinin peşine ciddi biçimde düşmedi...
Vurdumduymazlık yurttaşın cebini vurdu, vekiller ise meseleye sırtlarını döndü...
Bu kadar pervasız bir iktidarın karşısında CHP, MHP ve BDP gibi kendi iç meselelerine dalmış partiler olunca, arada ezilenler yalnızca yurttaşlar oluyor...
Bakınız, kimse ardı ardına yağmur gibi gelen zam rezaletlerine ses çıkarmayınca, muhalefet başını kuma gömünce meydan boş kalıyor ve hükümet bu boşlukta vatandaşa bindirdikçe bindiriyor...
Şimdi sırada otoyollar var... Zam kazığının yöntemi, pardon yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlanmış...
Otoyol ve erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında; güzergahın tamamının yanı sıra, çevre yolu, bağlantı yolu, köprü, tünel ve viyadüklerde ayrı ayrı geçiş ücreti uygulanacakmış...
Hükümet bu yöntemi iki gerekçeyle uyguluyor; Birincisi yurttaşı biraz daha sömürmek, ikincisi de karayollarının özelleştirilmesi ihalesine girecek para babalarının kasasının iyice dolması için altyapı hazırlamak...
Türkiye yalnızca rejim tahribatını değil, ülke kaynaklarının tarumar edilmesi sürecini de yaşarken, herkesin gözü paralı yollarda olacak;
Acaba aslan gibi bir parti yollara çıkıp bu yağmaya ve zam terörüne dur diyecek mi?.. Ama tık yok...
Herkes bir yolunu bulmuş yürüyor!.. Ne olacak ki, zam cömerdi hükümetin nefesi cimri muhalefeti işte!..
Evet evet, artık kuşkum yok... Bu ülkede nefes almak da parayla!..
Aksi olsaydı birileri çıkıp nefesini şu zam zulmüne karşı kullanmış olurdu!..

İşini bilmeyen memur!..

Fabrikasından, tersanesine, ormanından arazisine kadar satılmadık bir şeyin kalmadığı bir ülkede, zam yağmurunun da katkısıyla devletin kasası ağzına kadar dolmuş olmalı!..
Özelleştirme- yağma-zam üçgeninde, devlet için de özel sermaye için de, ülke belli ki güllük gülistanlık!..
Yani işler tıkırında!.. İşte Salı günkü Aydınlık bu yüzden “İşler iyiyse memura niye yok” şeklinde bam teline basan bir manşet atmıştı... Bu güzel ve de çok yerinde sorunun altında şu satırlar da çok dikkat çekiyordu:
“AKP’nin ‘yüzde 3 artı 3 zam’ teklifi 5 aydır zamsız çalışan memuru isyan ettirdi!.. Memur sendikaları iş bırakmaya hazırlanıyor...”
Peki, bu ülkede 2.5 milyon memur ve 1.8 milyon memur emeklisinin yanı sıra eşleri ve çocukları daha geçen sene, 12 Haziran seçimlerinde kime oy verdi acaba?..
Nereden bakarsanız en azından 7-8 milyonluk bir kitlenin oylarının büyük bölümü AKP’ye gitmişse, şimdi çıkıp ağlamanın bir anlamı var mı?..
AKP’den ne bekliyordu ki bu kitle?.. Kaç kuruşluk zam bekliyorlardı?..
Hükümet memura ve emekliye yüzde 3 yerine yüzde 20 zam bile yapsa ne olacak ki?..
Önümüzdeki beş yılda yapılabilecek maaş artışı bile daha iki ay öncesinde, elektrik ve doğalgaz ile diğer ürünlere gelen zamlarla zaten peşinen geri alınmamış mıydı?..
Hesap ortada... AKP’ye verilen oyların hesabı da belli, gaza, benzine ve de maaşa yapılan zammın hesabı da!..
Kim demişse “benim memurum işini bilir” belli ki yalan söylüyor!..

MED CEZİR’E GELEN KİTAPLAR
Okumanızı öneriyoruz:
“Çılgın Türkler Kıbrıs”, Turgut Özakman / Bilgi Yayınevi.
“Arkadaşım Deniz”, Doğu Perinçek / Kaynak Yayınları.
“Akl-ı Kemal”, Sinan Meydan / İnkilap Yayınları.
“İsmet İnönü’nün Dış Politikası”, Hüner Tuncer / Kaynak yayınları.
“Kaşif Kozinoğlu’nun Mezara Götürmediği Sırlar”, hazırlayan Ergün Gedek / Aydınlık Yayınları.
“Ortağın Çocukları- Anglo-Amerikan Sivil Paşalar Darbesi”, Mustafa Yıldırım / Ulus Dağı Yayınları.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget