Sadece, İstanbul’da Şişli, Bakırköy, Kadıköy, Beşiktaş gibi ilçelerimizde toplarsak 2 milyon kişi,(belki daha fazladır) ellerinde bayraklar, Atatürk posterleri ile bir şölen görünümünde 19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor bayramımızı doyasıya kutladı. (Bu arada TGB’ li gençleri de yürekten kutluyorum.)
Sadece İstanbul’da mı? Elbette hayır. Ülkemizin dört bir yanında yasaklar delindi ve caddeler, alanlar gelincik bahçelerine dönüştü.
Ne yazık ki medya bu tarihi olayı( Ulusal Kanal ve birkaç kanal hariç)es geçti. Kendi halkının coşkusunu göstermeyen, göstermekten korkan medyayı, şiddetle kınıyorum. Televizyonlar milli bayramlarımıza, tarihimize ve halka saygılı olmalıdır.
Çeşitli bahanelerle Anıt Kabir’i ziyaret etmeyen devlet erkânı, alanlarda Atatürk’e saygı duruşunu, anıtlara çelenk koymayı bile yasakladı. “Bu nasıl bir Atatürk düşmanlığı, sevgisizliğidir? “ İnanamıyorum…
Ayrıca, yasakladılar da ne oldu?
Bu yasaklar ne Atatürk’e, nede Atatürk sevgisine bir şey kaybettirmedi. Ancak, birçok yerde yasakları delen halk, iktidardan daha çok uzaklaşmaya başladı.
AKP Atatürk’ü hafızalardan silmeyi başaramadığını ve bu yolda asla başarılı olamayacağını anlamıştır sanırım.
Türkiye’yi var eden milli değerlerle uğraşanlar, dost, düşman, herkes gördü ki bu millet gerektiğinde tek vücut olabiliyormuş. Netice olarak Türk Halkı Ata’sına ve 19 Mayısına sahip çıktı.
*****
Başbakan yaptığı bir konuşmada “bize ağız dolusu hakaretlerle yükleniyorlar. Kusura bakmayın beyler,.19 Mayısla veya milli bayramlarla ilgili yönergeyi bizden önceki dönemlerde yapmışlar, biz yönergenin aslına uygun şekilde sadece uygulanması isteniyor Başka bir şey değil. Bunu farklı yerlere çekmenin anlamı yok.” Dedi.( Buradaki konuşma, tamamen başbakanın konuşmasıdır. Videosunu kaç kez izledim.)
Halktan milli bayramlarımızı kaldırın diye bir talep olmadığına göre;
Şimdi Sayın Erdoğan’a sormak lazım, bu eski yönergenin uygulanmasını kim veya kimler istedi?
10 senedir iktidarda olan başbakan ve bakanların akıllarına yönergeyi uygulamak bu yıl mı geldi?
Demokratik anayasayı yasaklarla mı yapacaksınız?
******
Sn. Başbakan, Amerikan Wall Street Journal gazetesinin Uludere olayına ilişkin iddialarıyla ilgili, “Bunun hala istismarını yapma gayreti içerisinde olanlarla da bir yarışın içerisine girme gibi bir derdimiz yoktur” dedi.
Şırnak Uludere'de 35 vatandaşımızın hayatını kaybettiği olay öyle istismar, mistismar lafları ile geçiştirilemez. Genel Kurmay Başkanlığı “Çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucunda, içlerinde örgüt elebaşlarının da bulunduğu terörist grupların bölgede bir araya geldikleri' istihbaratı üzerine, sınırımızın Irak tarafına operasyon düzenlenmiştir” açıklamasını yapmıştı.
Hani “BBG evi gibi izliyoruz”, “istihbaratımız en üst düzeydedir” deniliyordu ya, ne oldu?
Başbakanın bu şekilde konuşmaları bırakıp aynı hatanın tekrar edilmemesi için önlemini alması, suçluları meydana çıkartması gerekirken bu şekilde konuşması abesle iştigaldir..
Öte yandan 12 Eylül darbesinin çıkardığı, yaptığı yasaları değiştirmek, daha demokratikleşmek iddiasında bulunan hükümet, bir gecede çıkarttığı kanun hükmünde kararnameler ile sanki kendi sonunu da hazırlıyor.
Bu kararnameler padişah buyruklarını hatırlatıyor ve Türkiye gittikçe demokrasiden uzaklaşıyor. Örneğin yasaların üzerinde görülen Özel Yetkili Mahkemeler halen yürürlükte.
Başbakan zaman, zaman yargının uzamasından şikayet ediyor. (O makam yakınma yeri değil çözüm makamıdır.) Oysa herkes biliyor ki her şey onun iki dudağı arasındadır. İnandırıcı olmuyor.
MHP ye gelince
AKP nin her sıkıştığında yanında olan Sn. Bahçeli’ye güvenmiyorum. “PKK’ya genel af” olabileceği AKP tarafından söylenmeye başlanınca “Bu kadarı asla kabul edilemez, bir yanda vatan evlatları şehit düşerken diğer yanda evlatlarımızın kanını döken insanlık artıklarını ödüllendirme arayışları karşılaşabileceğimiz en vahim trajedilerden biri olmuştur” diye feryat etmeye başladı.
Oysaki AKP ‘in yapmaya çalıştığı Anayasayı sağır sultanlar bile öğrendi ama her konuda destek çıkan Sn. Bahçeli yeni uyandı zahir. O zaman ona, günaydın Sayın Bahçeli demelidir.
Tarih sizi de affetmeyecektir.
Türkiye’nin bu günlere gelmesinde sizin de payınız çok büyüktür çünkü.
Tünay Süer
Yorum Gönder