ÜLKEYİ yöneten büyüklerimiz iyi ki ulusal bayramları kuşa çevirme kararı aldılar ve “bismillah” diyerek işe 19 Mayıs’tan başladılar. Bu sayede, başta iktidar olmak üzere, bütün ulusca çok sayıda ve son derece önemli dersler aldık. Aynı zamanda, bir tek bayram gününe bunca yanlışın, saygısızlığın, saçmalığın ve gülünçlüğün sıydırılabildiğini hayretle seyretmek fırsatını da bulduk.
Elbet, üzülerek ve gelecek kuşaklar için endişelenerek. Türkiye Cumhuriyeti bu durumlara düşmeli miydi? Daha da kötüsü aynı devletin şanlı şerefli günlerini göğüs kabartarak yaşayanlar olarak bizden sonrakilere böyle mi bir ülke bırakmalıydık?
Üzüntünün bu kadar büyük ve hüzün verici oluşunun nedenlerini anlamak için şu birkaç günün yaşanmışlıklarından sadece bir-iki örnek vermek yeter de artar bile.
Tehlike, en kritik görevleri üstlenmiş siyasilerde endişe yaratacak ruhsal hastalık belirtilerinin ortaya çıkışındadır. Bayram günlerinin konusu olan gençlik ve spordan sorumlu bakanın gençler adına Sayın Başbakan’a “sesleniş”indeki şu sözlere bakın: “Gençlik sizi bir model olarak kabul ediyor. Sizin ‘oku, düşün, uygula, neticelendir’ söyleminiz gençliğin rehberi ve yol haritasıdır.”
Demek ki yönetenlerimiz adında “Atatürk’ü anma” sözlerinin de bulunduğu bir günde hükümetin başındaki kişiyi cumhuriyeti kuran kişiyle aynı düzeye getirme telaşına kapılıp üslubuna da öykünmüş.
Böyle bir gidişle varılmak istenen hedef, “yeni” anayasa yazma çalışmalarındaki rejim ve sistem hedefleriyle yan yana konduğunda asıl niyetin ne olduğu bu bayramda tam belirlenmiş olmaktadır.
Tuhaftır, çivisi çıkmışlık, bulaşıcı bir hastalık olarak toplumun bütün kesimlerini etkilemeye başlıyor ve densizlikler, münasebetsizlikler, insanları zıvanadan çıkaracak olaylar birbirini izlemeye başlıyor. Dünkü gazetelerden birinde Samsun’daki 19 Mayıs Stadı’nda “Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü”nce düzenlenen etkinlikte çekilmiş bir resmin alt yazısı: “Bir kadın güreşçiyle erkek güreşçinin mücadelesi büyük ilgiyle izlendi.” Olacak iş mi? Gerçekten büyük ilgiyle izlenecek bir ülke değil mi bizimki?
Yorum Gönder