Böyle bir ruha, böyle bir coşkuya, böyle bir 19 Mayıs’a hiç şahit olunmadı!
AKP’nin Milli Bayramları tasfiye amacıyla yürürlüğe koyduğu proje geri tepti!
Önceki gün binler, on binler, yüz binler yürüdü ve AKP ceberutluğu ile dayatmak istediği yeni anlayışa tepki koyup bayramına sahip çıktı.
Zerre abartmıyorum Şişli’den Beyoğlu’na, Samsun’dan İzmir’e, Sivas’tan Mersin’e, Kayseri’den Kocaeli’ne, Bursa’dan Aksaray’a kadar yurdun muhtelif il ve ilçelerinde şahit olunun 19 Mayıs’ı kutlama manzaraları abartısız olarak devletin birliği ve milliği adına açık bir çığlıktı!
Bravo Mustafa Sarıgül’e, yüz bine yaklaşan kitleyle şaheser bir tablo sundu Türkiye’ye!
Sadece o mu?
CHP bütün yurtta alkışlanacak bir performans sergiledi!
Kemal Kılıçdaroğlu 19 Mayıs’ın sembol kendi Samsun’da Mustafa Kemal’e layık olacak tablolar sundu!
Ve Türkiye Gençlik Birliği!
Yüz bini aşan bir kitleyle bu ülkede antiemperyalizm yolunda yürüyen gençlerin bulunduğunu tescilledi ve hepimize ohh dedirtti!
Milli Bayramlar ve Atatürk’ü çok önemsiyoruz zira her ikisi de bağımsızlık, üniterlik ve birlikte yaşamanın en temel birleştirenidir!
Atatürk’ü sevmek ise Kenan Evren gibilerin yaptığı gibi heykel dikmekle, frak giymekle olmaz, onun bağımsızlık, millilik ve antiemperyalizm umdelerini içine sindirip hayata geçirmekle olur!
Hülasa 19 Mayıs kutlamaları AKP tarafından hedef alınan milli bayramların halkın sahiplenmesi şeklinde yorumlayabiliriz.
19 Mayıs törenlerinde CHP öne çıkmıştır. AKP’nin milliliği tasfiye projesine yani kutlamalara sınır çekmesi 19 Mayıs’ı adeta CHP’nin bayramı yapmıştır. Anlamakta zorlandığımız husus MHP’nin AKP’nin ardına takılması ve 19 Mayıs adına hiçbir şey yapmamasıdır. Bahçeli’nin AKP’nin ardında sürüklenişi maalesef devam ediyor!
Polis, adliye ve Şimdi Fenerbahçe!
Fethullah Gülen’in son açıklaması Fenerbahçe ile ilgili!
Söylediği, FB’yi ele geçirme iddialarının doğru olmadığı!
İyi de böyle bir itham neden başkalarına değil de bu Camiaya yapılıyor?
Neden her taşın altında bu F Tipi çıkıyor?
Poliste kadrolaşma dendi mi bunlar!
Yargı da guruplaşma dendi mi bunlar!
Mülkiye’de örgütlenme dendi mi bunlar!
İş dünyası, sivil toplum örgütleri derken şimdi futbol ve Fenerbahçe!
Yoook, kimse hikâye anlatmasın ateş olmayan yerden duman çıkmaz!
Emin olun iddia edilenlerin eksiği var fazlası yok!
Evet, F Tipi her yere gözünü karartarak saldırıyor!
Hayır, bu tablo bir inanç ya da iyilik hareketi ile özdeşleşmiyor!
Lafı dolandırmadan söyleyeyim, bu iyilik ve inanç ambalajı ile sivil bir işgal hareketidir!
Peki, kimin mi işgalcisi?
Pensilvanya nereye bağlı ise onun işgalcisi!
Tayyip Bey’in Genelkurmay’ı
Başbakan’dan benim müdürüm, benim valim, benim müsteşarım, benim milletvekilim, benim bakanım laflarını işittik de, benim Genelkurmay Başkanım ifadesini hiç duymamıştık. Önceki gün Bulgaristan seyahati esnasında onu da işittik!
İyi de Tayyip Erdoğan padişah ya da kral değil!
Malum Osmanlı’da herkes padişahın kullarıdır lakin mevcut sistemde böyle bir bakışa yer yoktur!
Ayrıca Anayasaya göre devletin başı kendisi değil, Cumhurbaşkanı’dır!
Hal bu iken Erdoğan ben, ben, ben şişkinliğine Genelkurmay Başkanını da ilave etti!
Ancak orada ki ayrıntı, “benim askerim” dememesi ve benim Genelkurmay Başkanım demesidir. Bu dil sürçmesi mi yoksa bir dediğini iki etmeyen Necdet Özel’i bağrına basmak mı doğrusu anlayamadık!.. Ama bravo Özel’e, kısa sürede Hilmi Özkök’ü bile solladı! Komutanı olduğu kurumu terör örgütü ilan edenlere ve de komutanı Başbuğ’a terör örgütü lideri diyenlere suskun kalırken, AKP ile ABD’yi ithamdan kurtarma adına müthiş bir performans sergiledi!
Ve işte Ülker’in sorularımıza cevabı
Ülker Gurubu, 8 Mayıs günkü yazımızda istediğimiz ve beklediğimiz açıklamayı Avukatı Mustafa Özgün Noter Kanalı ile gönderdi. Bu açıklamayı yorumsuz olarak sunuyoruz:
“1) Gazetenizin 8 Mayıs 2012 tarihli nüshasında Sabahattin Önkibar tarafından kaleme alınarak yayınlanan “Abdestli Siyonistler” başlıklı köşe yazısında Müvekkil Şirketin dâhil olduğu Ülker Grubu hissedarları ve yöneticileri hakkında bir takım iddia ve sorulara yer verilmiştir.
2) Yazının üslubu, başlık ve içerik çelişkisi, sonuç bölümündeki konunun uzatılacağına yönelik ifadeleri havi, toplumun bir kesimini sırf din inancından dolayı ayırıma tabi tutan anlayışla kaleme alınan sorulara karşı tek tek beyanda bulunmayı müvekkilimin kendi iş motivasyonu ile paralel bulunmamaktadır. Gurubumuzun yarım yüzyılı aşkın bir süredir herkese ve her kesime eşit mesafedeki seviyeli duruşu görmezden gelinerek faaliyet alanları dışında etnik ve siyasi konularla birlikte anılmasını öteden beri kabul etmediğini, yazıda yer alan bilgilerin doğru olmadığını bir kere belirtmek isteriz.”
Yorum Gönder