Başlıksız - Deniz Kavukçuoğlu

Bu yazıya bir başlık düşünürken, “keşke” dedim, “dünkü yazıma koyduğum ‘0’a 0, Elde Var 0’ başlığı bugün aklıma gelseydi.”
Dün, sabahın ilk saatlerinde gazetelere göz atarken, Hürriyet’te Toygun Atilla’nın “Polise göre Alex de şüpheli” başlıklı haberi dikkatimi çekti, baştan sona okudum. Haberde şike soruşturmasını yürüten İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün savcılığa gönderdiği 800 sayfalık fezlekede çok sayıda Süper Lig karşılaşmasının şikeli olduğu, yine çok sayıda şüphelinin bulunduğu bilgisi yer alıyor. Nitekim savcılık bu fezlekeyi kabul ederek soruşturmayı derinleştirdi, gözaltına alınan 61 kişiden 26’sı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay ciddi.
***
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ise uzunca süren bir “eveleme, geveleme, devekuşu kovalama” sürecinden sonra kamuoyunun nefesini tutarak beklediği kararını açıkladı. Federasyon adına açıklamada bulunan Başkan Mehmet Ali Aydınlar, şike iddialarına yönelik soruşturmada adı geçen şüpheli kişi ve kulüplerle ilgili olarak bu aşamada bir hüküm verilmesinin doğru, adil ve hakkaniyete uygun olmayacağını, kararın, iddianamenin kabulü sonrası verileceğini açıkladı.
Büyük olasılıkla iddianame kabul edilse dahi bir şey değişmeyecek, bu kez “Savunmalar yapılmadan salt iddianameye dayanarak karar mı verilir?” denecek, olay sürüncemeye bırakılacak. Çünkü TFF’nin UEFA ölçütlerine göre davranarak şikeci kulüp ve kişilere yaptırımlar uygulamaya ne yüreği ne de niyeti var. Arkasına giderek bir çıkar şebekesine dönüşen Kulüpler Birliği’ni almış, direniyor.
Burada hiçbir kulübümüzü rencide etmek, suçlamak gibi bir amacım yok. Kim kirli, kim temiz, zaten bilen biliyor.
Biz futbol severleriz. Maça gidiyoruz, para ödüyoruz; televizyonda izliyoruz, yayıncı kuruluşa para ödüyoruz. İsteyerek, gocunmadan. Karşılığında ise kirlenmemiş, namussuzluk katılmamış, şike bulaştırılmayan temiz karşılaşmalar izlemek istiyoruz. Satın alarak kazanılmış puanlarla elde edilen kirli şampiyonluklara sevinmek, satarak yitirilmiş şikeli maçlarda alınan yenilgilere üzülmek, kısacası aldatılmak, enayi durumuna düşürülmek istemiyoruz.
Futbolun, futbol severin hakkını savunanlara, “temiz futbol” diyenlere ise TFF ve Kulüpler Birliği ağız birliği ederek saldırıyor.
***
Trabzonspor Kulübü Teknik Direktörü Şenol Güneş’in yakınmalarına kulak verelim:
“Ben sistemin, çarkın doğru dönmediğini dile getiriyorum. (…) Şimdi o görüşlerim nedeniyle savunma verecekmişim. Çok üzücü. Neyin savunmasını vereyim, o basın toplantısında vatan için şehit düşen Mehmetçik’le ilgili de konuştum onun da hesabını vereyim mi? İstiyorlar mı? Ayıp olmaz mı? Aradan cımbızla laf çekip o sözleri puzzle’ın parçaları gibi birleştirip bir yere varamayız.
Ortada bir suç varsa bunun cezası verilir, hem de geciktirmeden. Evrensel hukukun, sosyal yaşamın gereğidir. Benim söylediklerimin anafikri bu. Neymiş, birilerini rencide etmişim. Peki, bizim yaşadığımız üzüntüleri, sıkıntıları kim telafi edecek? Bizim boşa giden emeğimizin, alın terimizin hesabını kim verecek? Hâlâ söylüyorum Trabzonspor şu ortamda suçluysa verirsin cezasını, yapmışsak bir şey hesabını da öderim, alır ceketimi giderim. Ama biz değil, başkaları suçluysa da cezasının verilmesini istemek en doğal hakkım. Benim emeğimin karşılığını birileri farklı yolla almışsa, almaya çalışmışsa da bedelini ödemeli.”
Şenol Güneş haklı değil mi? Haklı, ama bize göre haklı. Çünkü TFF kendisinden bu sözleri için savunma istiyor. Beğenmezse cezalandıracak Şenol Hoca’yı.
TFF’nin bulduğu yeni şampiyon belirleme yöntemi de ilginç; eğer öneri kabul görürse lig şampiyonunu 34 karşılaşma sonunda aldığı toplam puan değil, ilk dört takım arasında oynanacak “play off” karşılaşmaları belirleyecek!
TFF yeni icatlar çıkarıyor ki şike olayı güme gitsin! Kirlinin yerini temiz almasın! Futbolumuzu işte bu kafa yönetiyor. Yazık!

Deniz Kavukçuoğlu/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget