Bu açıklamalar son dönemde başbakanın, AKP yetkililerinin söylemlerinden hiç de farklı değildi. AKP yetkilileri, yabancı bir diplomatın sözlerine “tepki vermek” adına zorunlu olarak ve de gecikmeli de olsa konuşmak zorunda kaldılar. Hemen belirtelim, ABD Büyükelçisine, bu açıklamalarından dolayı çok sayıda teşekkür mesajının da ulaştırıldığını öğreniyoruz. Milletin olup bitenlerden canının yandığını AKP’liler yeni yeni fark etmeye ve eski söylemlerinden vazgeçmeye başlaması bile önemli bir aşamadır…
Toplu tutuklamanın yıldönümü
Silivri’de 11 Şubat 2011’de “Balyoz Davası” devam ederken, mahkemenin kapıları kapatıldı ve sonuçta 325 kişi cezaevine konuldu, hüküm giydi. Toplu tutuklamanın yıldönümü 11 Şubat ama asker eşlerinin oluşturduğu “Vardiya Bizde Platformu” tepkilerini 9 Şubat Cumartesi günü, “adaletin öldüğü” görüşünü savunup “ölen adaletin ruhu için” lokma tatlısı dağıtacaklar. İstanbul’da Özgürlük Anıtı önünde, Ankara’da Sakarya caddesinde, İzmir-Alsancak’ta Sevinç pastanesi önünde saat 13.00’de bir araya gelecekler. Bu kez katılımın her zamankinden yüksek olacağını asker eşleri söylüyor.
Tutuklu ve hükümlüler ardasında ciddi sağlık sorunları olanlar var. Emekli Orgeneral Ergin Saygun’in cezası ertelenecek. Son düzenlemeye göre hüküm giyenlerin cezaları ertelenebiliyor. Ama aralarında emekli Tuğgeneral Levent Ersöz gibi, Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu gibi, Prof.Dr. Mehmet Haberal gibi tutuklu olanlar için Devlet kılını kıpırdatmıyorcve onlara böyle bir hak tanımıyor. Oysa, cezaevinde tutuklunun, hükümlüye göre hiçbir ayrıcalığı da bulunmuyor. Hatta koşullar hep tutuklunun aleyhine oluyor.
Yıllar bitiyor, tutukluluk bitmiyor
ABD Büyükelçisi Ricciardone, Türkiye’de tutukluluğun uzun olduğunu söylemekle yalan mı söyledi? Milletvekillerinin, bilim adamlarının, askerlerin, gazetecilerin, eski YÖK Başkanı Prof.Dr. Kemal Gürüz’ün, öğrencilerin tutukluluklarının uzun sürdüğünü söylemekte haksız mı?
Bugün 8 Şubat 2012’dir. “Ergenekon” olarak bilinen soruşturma kapsamında tutuklanan ve hala ne zaman biteceği belli olmayan davada tutuklu olanların bazılarının tutuklanma tarihini hatırlatalım:
Oktay Yıldırım / 12 Haziran 2007
E. Bnb.Fikret Emek / 25 Haziran 2007
E.Alb.Muzaffer Tekin / 15 Haziran 2007
İsmail Yıldız / 18 Temmuz 2007
Ergün Poyraz / 27 Temmuz 2007
Sevgi Erenerol / 22 ocak 2008
Em.Tuğ.Veli Küçük / 22 Ocak 2008
E.Alb. Fikri Karadağ / 22 Ocak 2008
Av. Kemal Kerinçsiz / 22 Ocak 2008
İP Gnl Bşk.Doğu Perinçek / 21 Mart 2008
Hikmet Çiçek / 25 Mart 2008
Durmuş Ali Özoğlu / 1 Temmuz 2008
İbrahim Özcan / 1 Temmuz 2008
Kemal Aydın / 1 Temmuz 2008
E.Alb. Hasan Atilla Uğur / 1 Temmuz 2008
Tuncay Özkan / 23 Eylül 2008
İbrahim Şahin / 7 Ocak 2009
E.Alb. M.Levent Göktaş / 7 Ocak 2009
Mustafa Dönmez / 12 Ocak 2009
E.Tuğ.Levent Ersöz / 14 Ocak 2009
Mustafa Balbay / 6 Mart 2009
Prof.Dr. Mehmet Haberal / 13 Nisan 2009
Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu / 13 Nisan 2009
Dahası Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 102/2 maddesi “Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir. Uzatma süresi de toplam 3 yılı geçemez” diyor.haberguncel.blogspot.com
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Celal Ülgen, “Tutukluluk en çok iki yıl olduğuna göre, iki yıl sonunda eğer uzatılacaksa ‘gerekçesinin gösterilmesi’ gerekmektedir. Bu gerekçe, normal tutukluluğun devamına ilişkin gerekçe değil, en çok iki yıllık sürenin uzatılmasının nedenlerini gösterir özgün bir gerekçe olmalıdır” görüşünde.
Türkiye’de uzun tutukluluk artık Başbakanın da yakındığı bir konu haline geldiğine göre, ABD Büyükelçisinin sözlerinden niçin alınıyorsunuz? “Acemi Büyükelçi haddini bilsin” demekle, gerçeği değiştirebiliyor musunuz? Yapılması gereken, şikayet konularının giderilmesidir…
Yorum Gönder