Canlı Bomba Olabilirsiniz - Orhan Bursalı

Evet, bugün damardan siyasetin biraz dışına çıkalım, Ankara’da Amerikan elçiliğine üzerindeki bombalarıyla intihar saldırısı yapan canlı bombahakkında bazı gazetelerin ipe sapa gelmez manşetleri üzerine biraz bilimsel bilgi aktaralım.Canlı bombaEcevit Şanlı, hastalığı nedeniyle beyni küçülmüş ve bu nedenle kolayca bu işi yapmış!!!
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisinde, intihar komandoları veya canlı bombalar üzerine çok sayıda araştırma yayımladık. Buradaki bilgileri yorumlarla aktaracağım.
***
Paris CNRS Araştırma Enstitüsü ve Michigan Üniversitesi’nden sosyologlar, intihar komandolarının ortak niteliklerini araştırdı. Scott Atran’a göre, intihar saldırılarını yapanlar hastalıklı insanlar değil. Onlar daha çok göze batmayan sıradan insanlar tarafından gerçekleştirilmekte...
Science dergisinde sonuçları yayımlanan araştırmaya göre, intihar bombacıları genç, bekâr ve eğitimliler arasından seçiliyor. Maddi sıkıntıları da bulunmuyor. Büyük çoğunluğu erkek... Bu kişiler inançlı ama fanatik değil. Herkes gibi onların da yaşamlarında babaları, dostları ve meslekleri var. Örgütün yetiştiricilerince eğitiliyor ve terör aracıhaline getiriliyor.
Keskin ideolojik, dini ve siyasi kamplaşmalar, derin yarılmaların yaşandığı koşullar ve savaş ortamları, intihar komandolarının yetiştirilmesini kolaylaştırıyor. Dinsel amaçlı eylemler için yetiştirilen canlı bombalar tabii ki cennete gideceklerineinanıyor. ABD’de İkiz Kuleler’e uçaklarla saldıranlar da El Kaide’nin intihar komandolarıydı. PKK’nin de pek çok eyleminde canlı bomba kullandığını biliyoruz.
Keskin ve kör inançlar, kadim gelenekler, içinde yaşanan ailesel ve küçük toplumsal çevrenin yönlendirmesi ile ülkemizin kan gölüne çevrildiğini unutmayalım. Aslında yaşadığımız toplumsal cinayetlerin pek çoğu da intihar bombacılarıile benzer özellikler taşıyor. Malatya’da Zirve katliamı olayını anımsayın. Hangi ruh ve inanç, katillere, kurbanlarını öldürdükten sonra, üstüne boğazlarını, parmak ve ellerini kestirdi?
Bu açıdan, aslında insanların -önemli çoğunluğunun- düşünce olarak özgür olduklarını söylemek zor. Kör inançlı bir grubun üyesi olmak, cinayete varan eylemleri gerçekleştirmek için yeterli olabiliyor. İsterseniz bu grup aidiyetini, futbol fanatiklerinin birbirine döner bıçakları ve tabancalarla saldırması gibi çok yaygın bir taraftarlık inançlılığına kadar götürebilirsiniz...
Toplumsal düşmanlık, ırklara ve milletlere yönelik ötekileştirmelerle insanları kolayca vahşet aracına dönüştürebilirsiniz. Amerikalıların, işgal ettikleri Irak’ta Ebu Garip Hapishanesi’nde yaptıklarını anımsayın. Mesela “Başına çuval geçirilmiş, parmaklarına elektrotlar iliştirilmiş, her an elektrik şokuna yakalanma tehlikesine karşı küçük bir kutunun üzerinde güçlükle durmaya çalışan adamın” görüntüsü... Bu tür olaylara yol açanların bir kısmı gerçi yargılandı, askere “işte arada sırada çıkan bir pislik” muamelesi yapıldı.
Ama Amerikalı psikiyatr Zimbardo, bu pislikteherhangi bir ruhsal bozukluk belirtisine ya da sadist eğilimlere rastlamadı: Bu kişi birçok yönden Amerikanın örnek alabileceği biri. Kendisi iyi bir eş, iyi bir baba, mesleğinde başarılı, dost canlısı, düzgün bir yaşam sürdüren, ahlaklı ve yurtsever bir insan. Ordu ve toplumda Iraklıların ve Müslümanların insan olmadıklarına ilişkin propagandayı anımsayın...
***
Topluluk ruhu”, insanları özel durumlarda tepeden tırnağa değiştirebilir-dönüştürebilirken, örneğin Princeton Üniversitesi’nden Susan Fiske, 25 bin toplumsal ruhbilim çalışmasını inceledi ve şu sonuca vardı: Toplumsal koşulların yanlış olduğu bir ortamda, hemen hemen herkes işkence ve başka kötücül davranışlarda bulunabilir.
Zimbardo, ünlü bir deneyi ile de tanınıyor: 1971’de Stanford Üniversitesi’nde bir deney yaptı ve “yumuşak huylu insanları yoldan çıkarmanın ne denli kolay olduğunu gösterdi: Araştırmada bir grup öğrenciden kendilerini hapishane gardiyanları ve tutukluların yerine koymaları istendi. Uygulamanın başlamasından altı gün sonra, ruh durumları sağlıklı sıradan yaz okulu öğrencileri arasından seçilen gardiyanlar, tutukluların çoğunu duygusal bir çöküşün eşiğine sürükledikleri için deneye son verilmek zorunda kalındı.
Benzer çok deney yapıldı. Topluluk ruhu ile kabile kültürleri arasında bağlarla işkence yapan ve insan öldürenlerin hedeflerini hayvan yerine koydukları gösterildi.
Canlı bombalar, kendi grubuna kardeşlik ruhu ile bağlanarak, eylemlerini bir toplumsal sorumlulukile yerine getirir. Kahraman olarak da anılacaklarını bilirler...
Aslında “toplum psikolojisi”ne göre, günlük yaşamımızda her birimizin aldığı kararlar büyük ölçüde başkaları tarafından yönlendirilir. Columbia Üniversitesi’nden Duncan Watts, liste başı olan pop müzik parçalarının ötekilerden daha çok sevilmelerinin, onların daha iyi olmalarından değil, başkalarının satın alma alışkanlıklarından” kaynaklandığını da ortaya çıkaran bir çalışma yapmıştı.
Yani, çoğumuz özgür insanlar değiliz...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget