Öfke iyi bir şey değil ama Başbakan Erdoğan onu bile “hitabet
sanatı”nın bir unsuru sayıyor.
Yeter ki kullanılıren kontrolden
çıkmasın...
Siyasetçi öfkeyi eleştirileri püskürtmekte kullanır genel
olarak. Ama nedense empati duygusunun denetimi işlesin istemez.
Bağırıp
çağırmanın en fazla korkutacağını, oysa daha iyisinin ikna etmek olduğunu
unutur.
Başbakan hafta sonunda Gaziantep’e gitti. Yeni tesislerin
kurdelelerini keserken kalabalık arasından bir öğretmen adayı, on binlerce kader
arkadaşını da sevindirecek bir sözü Başbakan’dan alabilirim umudu ile “Şubatta
atama bekliyoruz” diye seslendi.
Bu seslenişte bir yanlışlık, hele
saygısızlık yoktur. Başbakanlardan halk, duruma ve ortama göre bir şeyler
ister.
Köylü iyi fiyat ister, esnaf kredi ister, kimileri genel af,
öğrenciler de yeni sınav hakkı ve parasız eğitim ister.
Başbakan şöyle
cevap verdi:
“Kusura bakmayın, biz bir şey söylediysek o olur, başkası
olmaz...”
Öğretmen adayı şansını bir hamle daha yaparak zorladı. “Size oy
yok” demeye kalktı. Başbakan bunun üzerine, öfkesinin kontrolden çıktığı
olaylardan birini yaşattı muhatabına:
“Sağol, o oy senin olsun. Biz öyle
spekülasyonlara girmeyiz. Al onu kendine sakla, gerektiği yere ver. Bize kimin
oy vereceği belli..”
Biraz empati olsaydı..
Bu kırıcı
karşılığa bakarak Başbakan’ın on binlerce ailenin oyunu istemediğini mi kabul
edeceğiz?
Hiçbir oyu ziyan etmeyi düşünmeyen Başbakan’ın böyle “inceldiği
yerden kopsun” anlamında bir yanlışa düşeceğini bekleyemeyiz.
Eğitim
Sen’e göre atanmayı bekleyen öğretmen adaylarının sayısı 300
bindir.
Milli Eğitim Bakanlığı açık duran kadronun 127 bin 212 olduğunu
söylüyor. Bu rakamların seçmen karşılığı bire bir hesaplanmamalı. Evde üzüntü
çeken oğulların, kızların sıkıntısı ailenin öteki fertlerinin oy tercihlerini
etkiler çünkü.
Kitleleri kazanmak uğruna gıda ve kömür yardımlarını bile
kullanan bir zihniyetin öğretmen adaylarını gözden çıkardığını
düşünemeyiz.
Demek ki Başbakan boş bulundu.
Sadece kendisi değil,
polis de...
Çünkü o tatsız atışmadan sonra öğretmen adayı ile yanındaki
kişi polis tarafından alınıp merkeze götürülmüştür.
Bir nükte ile
atlatılacak meydan diyaloğu karakolda bitmiştir.
Halbuki Başbakan, okul
çağındaki kendi durumunu, iş bulmak, iyi bir hayat kurmak konusundaki
endişelerini hatırlasaydı bu nahoş ve anlayışsız ortama izin vermez, kötü
muamele gören öğretmen adayının şahsında yüz binlerce seçmenin desteğini riske
sokmazdı.
Öğretmen adayları, tayinler konusunda en az imam hatipler kadar
anlayış görmeyi hak ediyor.
Yorum Gönder