Mal putunun zulüm çocukları - Yaşar Nuri Öztürk

Toplumların çöküşlerini bir yaradılış zorunluluğu haline getirenler, mal putunun azdırdığı hırs uşaklarıdır ki, Kur’an onlara mütref (servet ve refahla şımarmış olanlar) demektedir. Mütrefler, insanlık suçu işlemeyi hayat kuralı haline getiren, insan emeğini sömüren canavarlardır. Kur’an onları, kendi iddiaları ne olursa olsun, ‘dini yalanlayanlar’ olarak adlandırır ve ibadetlerine bakmadan lanetler. (bk. Mâun suresi)

İslam’ın muazzez peygamberi biliyordu ki, mal putu, tarih boyunca iyice devleşmiş ve en güçlü devrini Muhammed ümmeti zamanında elde etmiştir. Bu yüzden o, mal putuna mağlup ve mahkûm olmanın yaratacağı tehlikenin büyüklüğünü, bu tehlikeden kaçmanın yollarını fiil ve sözleriyle bütün hayatında gösterdi ve yetiştirdiği örnek kuşağı bu bilinç ve ahlakla donattı. Tehlikeye şöyle dikkat çekmiştir:

“Her ümmetin bir bozgun sebebi vardır. Benim ümmetimin bozgun sebebi de maldır.”
“Kişinin mal ve gurura düşkünlüğünün dinine getirdiği zarar, sürü içine dalmış kurtların koyunlara getireceği zarardan daha büyüktür.”
Şu söz de onun: “Allah’a yemin ederim ki, ben sizin için fakirlikten korkmuyorum. Sizin adınıza beni korkutan şey şudur: Sizden önceki topluluklar gibi dünya nimet ve imkânları önünüzde birikecek ve bu nimetler yüzünden çekişme ve didişmeye gireceksiniz de önceki topluluklar gibi mahvolacaksınız.”

Ve aynen öyle olmuştur.

Mal putu, Peygamber’in hayata veda edişinden kısa bir süre sonra kitleyi tahribe başlamış ve aradan yarım asır geçmeden iki peygamber torunundan biri zehirletilerek, öteki boynu vurularak ortadan kaldırılmıştır. Mal putunun zehrini kusmaya başladığı hengâme olan Halife Osman devrinin dünya malı doymazlığını gören sahabî, Abdurrahman bin Avf şöyle diyordu:

“Bizler zorluk ve ıstıraplarla denendik sabredebildik de, bolluk ve refahla denenince başarılı olamadık.” (İbn Mübârek; Kitabu’z-Zühd, 182)

Bir başka büyük sahabî, İbn Mesûd, mal putunun sendelettiği kitleye şöyle sesleniyordu:

“Siz bugün namaz ve benzeri ibadetlerde, Muhammed’in sahabîlerinden daha ilerdesiniz; o ibadetleri daha çok yapıyorsunuz ama onlar sizden çok daha hayırlıydılar. Çünkü onların sizden bir farkı vardı: Dünya malına karşı sevgileri sizden az, sonsuzluğa sevgileri sizden fazlaydı.” (aynı kaynak, 173)

EMEVÎ’NİN TANRISI MAL PUTUYDU

Peygamberimizin hanımlarından süt emmiş bir tâbiî (sahabîleri gören kişi) ve İslam ilim ve fikir tarihinin en büyük isimlerinden biri olan Hasan el-Basrî, mal putunun saptırdığı Emevî sultasının kahrını çektiği sıralarda şunu söylüyordu:

“Şu ümmetin mal hırsı yüzünden maruz kaldığı kötülüğe, başka hiçbir ümmet maruz kalmamıştır. Bu ümmetin herhangi bir ferdi, din kardeşinin kemiklerini, mal hırsı yüzünden parça parça kırabilir.” (aynı kaynak, 231)

İslam toplumları, peygamberlerinden kısa bir süre sonra pençelerine takıldıkları mal putunun açtığı yaraların acılarıyla kıvranmaya devam ediyorlar. Günümüz Müslümanlarının, çağın üstünde bir insan modelini dünyaya yeniden sunmaları, Kur’an’ın feragat, aşk ve sonsuzluk ateşinin ısıttığı gönüller oluşturmalarına bağlıdır. Daha iyi yeme, daha mükellef koltuğa oturma, daha çok gururlanmanın âleti yapılmış bir ‘ideolojik din’, Hz. Muhammed’in, tanıttığı ölümsüzlükten nasiplenmeye imkân vermemektedir.

Bugün, Müslüman vicdanların devirmek zorunda oldukları baş putlardan belki de birincisi, mal putudur. Ellerdeki mallar değil, gönüllerdeki mal putu....

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget