2005 yılında “Kürt sorunu benim sorunumdur” diyen Başbakan
Erdoğan’ın 2013 yılında “Kürt sorunu diye bir şey yok” demesi,
normal koşullarda, sözün sahibinin o sorunu 8 yıl içinde çözmüş olduğu anlamına
gelir…
Ancak ne koşullar normaldir, ne de iktidar. Üstelik “Kürt sorununa çözüm”
diye PKK’yle müzakere etmektedirler.
Peki, nereden çıktı bu cümle o zaman? Erdoğan’ın siyaset yapma tarzına
bakılırsa, “Kürt sorunu diye bir şey yok” demek, “Öcalan’la, kamuoyun kabul
edemeyeceği türden bir anlaşma yaptım” demektir!
Göreceğiz…
SYKES-PİCOT OLMAYA SOYUNANLAR
20 gündür hem AK medyanın hem de ana akım medyanın “barış” ve “çözüm”
kelimelerine dayanan yayınlar yapması bundandır: Kamuoyu “çözüme”
hazırlanmaktadır!
Peki, çözümleri nedir?
Bakın Yeni Şafak’a konuşan eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat
Öneş şu sözlerle açıklıyor çözümü: “Türkiye’nin Kürt sorununu çözmesi
bölgede sınır ve harita değişikliğini gündeme getirir.”
Yeni Şafak, “akil adam” Cevat Öneş’in bu sözlerini
“Çözüm harita bile değiştirir” başlığıyla büyük bir müjde diye vermiş!
Kuşkusuz normal ülkelerde bu bir suçtur! Komşuların sınırlarını
değiştirmeyi arzuladığını böyle pervasızca dile getirenleri, normal ülkelerde en
azından tıbba havale ederler!
Ama bizde normalleşmiştir. Kalemi eline alan Gertrude Bell, ağzına
mikrofon dayandırılan Sykes-Picot olmaya soyunmaktadır!
‘KÜRT SORUNUNU ÇÖZMEK’ HEDEF DEĞİL, ARAÇ
Başbakanın “Suriye iç meselemizdir”, “Bağdat’a karşı Erbil’le oluruz”, “ABD
Irak’a girdi, biz de Suriye’ye gireriz” dediği bir ülkede, artık “harita
değişikliğini” çözüm saymak olağandır!
Ancak belirtelim: Haritalar demeçle değişmez, sınırlar kalemle çizilmez!
Gertrude Bell’in eline kalem alıp Ortadoğu haritası çizebilmesi için,
önce bu coğrafyada milyonların ölmesi gerekti! Bell, Sykes ve
Picot İngiliz’di, Fransız’dı ama ölenler İngiliz ve Fransız’dan ziyade
Türk’tü, Kürt’tü, Arap’tı…
Kalemi elinize alabilmeniz için önce silahı kullanmanız gerekmektedir!
Ve komşularının sınırlarını değiştirmek üzere silaha sarılanlar, “çözüm”
değil “sorun” yaratırlar!
Bu gerçeği öncelikle Kürtlerin görmesi gerekmektedir: “Kürt sorununu
çözmek” harita ve sınır değiştirmek isteyenler için hedef değil araçtır!
Ama daha önemlisi, harita ve sınır değiştirmek “çözüm” değil,
sorundur!
ANLAŞMADA AF MI VAR?
Bitirirken Başbakan Erdoğan’ın sözüne yeniden dönelim.
Dün “Kürt sorunu benim sorunumdur” deyip, bugün “Kürt sorunu diye bir şey
yok” noktasına gelmek, şu anlamdadır demiştik: “Öcalan’la, kamuoyun kabul
edemeyeceği türden bir anlaşma yaptım.”
Anlaşmada ne mi var?
Hadi onu da eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş söylesin yine:
“Barış süreci sorunsuz ilerler, yeni anayasa yapılırsa; bu final, adı
konmayan bir affı gündeme getirebilir. Ama buna daha zaman var.”
Ne demişti Erdoğan 2009 yılında? “Hazmettire hazmettire bu süreci
devam ettirmemiz lazım.”
Ve ne deniyordu ABD Ulusal İstihbarat Konseyi’nin “Küresel eğilimler 2030”
raporunda: “Ortadoğu sınırları ortaya çıkmakta olan Kürdistan ile yeniden
çizilir.”
Bu nedenle uyaralım: Plan kiminse, kalemi o tutar!
Yorum Gönder