Çiçeksiz Balkon - Zeynep Göğüş

Toplu konutların balkonlarında neden çiçek yoktur hiç düşündük mü?
Çünkü orada oturanlar süs çiçeği değil, köyündeki gibi domates biber ekmek ister.
Neden mangal yakar Türkler balkonda?
Gökyüzüne inip çıkan asansöre binenlerin birbirlerine merhaba demediği bir binada yaşamak nasıl bir duygudur?
Kentsel dönüşümün TOKİ-toplu konut bacağı sosyal sorunlara gebe.
Toplu konutu insan ölçeğinden uzak, müteahhit işi olarak ele alan zihniyetin, sosyal bir üstünlüğümüz olan toplumsal dayanışmayı da yok eden mutsuz insanlar ülkesi yarattığını göremiyoruz pek...

***
Avrupa’nın büyük kentleri bugün yaşadığımız göç sancısını çekti. İngiltere’de sanayi devrimi sırasında bir yatak, günde 8 saatliğine 3 vardiya kiralanıyordu. Odadan değil, yataktan söz ediyoruz. Köyün kente akmasının sonucuydu bu durum. Ekonomik yapıdaki değişim farklı konut çözümleri üretilmesine yol açtı.
Toplu konut arayışlarında işin içine ideoloji de karıştı. İki dünya savaşı arası dönemin en mükemmel sosyal konut çözümünü sunan Viyana’daki Karl Marx Hof, 1934’te faşistler tarafından ağır makineli silahlarla tarandı.
Toplu konut tarihinin önemli uygulamalarından biri de Schrebergarten denilen küçük bahçeler. 19’uncu yüzyılın ortalarında toplu konutlar yapılırken bahçelerinden kopan insanları mutlu kılacak çözümler üretildi. Toplu konut sakinlerinin kent dışında kendilerine tahsis edilen bahçelere toplutaşıma ile gidebilmeleri sağlandı. Akşamları ya da hafta sonu sebzesini ekmeye devam etti insanlar.

***
Dönelim Türkiye’ye. Kentsel dönüşüm büyük bir gereksinim. Ne var ki her geçen gün yükselen, kentlerin dokusunu bozan TOKİ binalarının karaktersizliği içimizi acıtıyor. Midyat’taki Kasr-ı Nehroz’dan TOKİ silueti seyretmek ne büyük bir zulüm!
Havaya yükselirken, sadece topraktan değil insanlıktan da uzaklaşıyoruz. Mahallelerinden kopanlar acı çekiyor. Ortak buluşma mekânları yok oluyor. Dengeyi kuramayınca insanlar mutsuz oluyor.
Çamlıca gibi özel bir yeri bile cami yaptırma derneğinin insafına terk edebilen sistem, kentsel dönüşüm amacıyla mahalle yaşamı yok olurken mahalle sakinlerinin fikrini almıyor. Mimarlarla mahalleliyi buluşturup seçenekler hazırlatan bir mekanizma yok. Devreye en son girmesi gereken müteahhit ise TOKİ’de başrol oyuncusu.
Farklı sosyokültürel özellikteki gruplar nasıl bir araya getirilir? Kentsel dönüşüm alanında yaşayanların tercihleri nedir?
Biz insanlardan söz ediyoruz. O halde yoksul, derme çatma evlerden oluşan, estetik yoksunu mahallelerin üzerinden geçen buldozeri nasıl oluyor da bu denli sadistçe seyrediyoruz?
O buldozerlerin insanları da ezmemesi için ne yapmak gerekir?
Kâr peşindeki müteahhitler değil mimarların, şehircilerin, sosyologların ve elbette ki yerle bir edilen mahalle sakinlerinin ortak çözümünü dikkate almalı TOKİ. Aksi halde bugünkü TOKİ uygulamalarının 30 yıl sonra yıkılıp yerlerine başka çözümler aranacağını yaşayan görecek.
Bunu balkonumdaki sivri biber söyledi!(Not: Bu hafta Gaziantep’i Geliştirme Vakfı tarafından düzenlenen kentsel dönüşüm projelerinin ilke ve politikalar açısından değerlendirildiği toplantıya katıldım. Benzeri arayışlar tüm kentlerde yapılmalı.)

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget