İslam dünyasına bir bakın: Arapçı İslam'ın merkezi olan Sünni Suudi Arabistan; olduğu gibi Amerikan tarafına teslim olmuştur. Sattığı petrolün parasını bile Amerika'da tutmaktadır. Körfez ülkelerindeki Sünni şeyhler, emirler ABD'nin önünde yerlere kapanmıştır.
Türkiye'de hep Sünni hükümetler olmuş; bunlar ABD'nin kuyruğunda hareket etmişlerdir.
Suriye'deki Sünniler; ABD tarafından yönetilen hareketin azılı katilleri haline gelmiş bulunuyorlar.
Kısacası; Sünnilik nerede iktidar oldu ise orada Amerikan çıkarlarının gönüllü temsilciliğine soyunmuştur.
Ne yazık ki gerçek durum budur. O zaman Sünni kardeşlerimiz oturup da neden sormazlar: 'Niçin bizler eninde sonunda Amerikan yönetiminin destek gücü haline geliyoruz?'
Ve soruyu devam ettirmeliler: 'Bu dinin yayıcısı Hz. Muhammet şimdi olsa idi; Amerikan Başkanı Obama karşısında günümüzün Sünnileri gibi mi davranırdı?'
SÜNNET BU MU?
Sünni demek; kısaca; Peygamberimiz gibi davranan demektir.
Allah aşkına ey Sünni kardeşlerim; Peygamberimiz şimdi olsa, Hıristiyan dünyasının İslam dünyasını böyle acımasızca sömürmesi karşısında sessiz kalır mıydı? Hele hele sömürgenlerle işbirliği yapar mıydı?
Sünnetin Sahibi (Kutlu Peygamber) bugün olsa idi; 'Allahu akbaaar!' diye bağırarak din kardeşinin üstüne Amerikan elbombası atılmasına alkış tutar mıydı?
Bugün ne yazık ki Müslümanların birbirlerine düşürülmesi; Müslüman kanı akıtılması; 'Sünnet' elbisesi altına saklanarak uygulanıyor.
İslam dünyasında ABD'ye karşı kimler direniyor?
-Şii hükümetler... Beşşar Esad işte bu yüzden, 'İsrail ile anlaşmış olsaydım, başıma bunlar gelmezdi.' dedi ya.
DİNDAR NESİL HA!
1990'ın başında komünist sistemin çökmesinden sonra Beyaz Batılı emperyalizm, kendisine yeni bir düşman icat etti. İslam dünyası ve Çin... Bunu da 'Medeniyetler Çatışması' adı altında formüle etti. Arkasına da Sünni hükümetleri alararak yürüttü bu çatışmayı.
Bu operasyonlar sonrasında İslam dünyasındaki 'Amerika'ya direnen Şii eksen' çökertilecek; ABD dostu Sünni yöneticiler iş başına getirilecek.
Elbette ki bu Amerikancı Müslüman yöneticilerin iş başında kalması için halk katmanlarının onları sevmesi gerekecek. Bunun yolu da 'dindar nesil' denilen; Amerikan emperyalizmine ses çıkartmayan bir nesil yetiştirmekten geçiyor.
DİN EĞİTİMİ YAYGINLAŞTIRILIYOR
Türkiye'de bu plan hızla uygulanıyor. Demokrasi ve insan hakları adı altında, toplumun belli bir siyasi kadronun elinin altında tutulmasına yönelik düzenlemeler devreye sokuldu. 8 yıllık eğitimin parçalanması; normal okulların hiç ihtiyaç olmadığı halde imam hatip okullarına çevrilmesi bunun en güçlü işaretidir. Ayrıca okullardaki dersler de değiştiriliyor. 'Peygamberin Hayatı', 'Kuran öğretimi' gibi dersler; ilköğretim öğrencileri için haddinden fazla...
Amaç; Kuran öğretmek değil; çocukların beynini, anlamını bilmedikleri Arapça sözlerle doldurmak; işgal etmek...
Dindar nesil yetiştirmek adına; düşünmeyen, sorgulamayan bir nesil imal ediliyor. Bunlar; Amerikan çıkarlarına uygun siyasi kadroları; bir tür Peygamber gibi kutsayan nesiller olacak.
İSRAİL SEVİNSİN
Şimdi soruyorum: Eskiden her Cuma İsrail bayrağı yakan dindar nesil nereye gitti?
Bir zamanlar 'Van münit' çektiğimiz İsrail'e şimdi ağzımızı açıp tek kelime edebiliyor muyuz?
Suriye kavgasının 'Büyük İsrail'i kurma projesi'nin bir alt mücadelesi olduğunu anlayacak aklımız kaldı mı?
Allah ve dinin adını kullanarak milleti körleştiren bu sürecin farkına varamaz isek; sonumuz Osmanlı Devleti'nin sonuna dönebilir.
Yorum Gönder