Ey Akp, Elini Çoluğumdan, Çocuğumdan, Yaşantımdan Çek
“Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet” içindesiniz.
10 yıldır...
Ata’mıza saldırıyorsunuz.
Kurtuluş Savaşı kahramanlarına saldırıyorsunuz.
Kuvayi Milliye’ye saldırıyorsunuz.
Türk Ordusuna saldırıyorsunuz.
Hem de ABD kurmayları ve ajanlarıyla birlikte saldırıyorsunuz.
50 kuruşluk CD’lerle, Amerikan tertipleriyle mahkûm ettiniz şanlı Türk Ordusunun şanlı komutanlarını…
Atatürk’ü, Atatürk Devrimlerini, Cumhuriyeti, Ulusal Kurtuluş Savaşını unutturmak, toplumun bilincinden silmek için elinizden geleni ardınıza koymuyorsunuz.
Ulusal bayramları yasaklıyorsunuz.
Kitaplardan Atatürk’ü ve Atatürk ilkelerini çıkarıyorsunuz. Müfredattan “İnkılâp Tarihi Dersleri”ni kaldırıyorsunuz.
Molla başbakanlar, bakanlar, yargıçlar, valiler, savcılar, komutanlar yetiştirebilmek için 4+4+4 adlı, “ucube” bir eğitim sistemi yarattınız.
Tüm okulları imam hatiplere dönüştürüyorsunuz. Bebelere Kuran kurslarının yolunu açtınız.
Sezaryen ve kürtaj yasaklamaları ile ana rahmine bile karıştınız.
Sevgili yurdumu Suriyeli eşkıyalarla, haramilerle doldurup, bu yoksul halkın trilyonlarını kamplara harcadınız.
Harcamaya da devam ediyorsunuz. Ve bu açığı kapatmak için yine elinizi yoksul halkın cebine attınız.
Peki, bütün bu işleri yaparken bize sordunuz mu? Oyumuzu aldınız mı? Bizim de vatanımızdır bu vatan.
Bu ülkede size karşı olan, Atatürk’ün, Cumhuriyetin, bilimin, çağdaşlığın, laikliğin yanını tutan yüzde 50’lik bir kesim var. Hatta daha fazlası…
“Daha fazlası” diyoruz, çünkü uygulamalarınız, yanlış politikanız karşısında gerçeği görenlerin sayısı her gün biraz daha artıyor.
Dip dalgası yükseliyor.
Anketleri ne kadar şişirseniz şişirin, güneş altında kalan kar gibi eriyorsunuz. Eriyeceksiniz.
Çünkü Kurduğunuz korku imparatorluğunun artık sonu geliyor. Hükmü kalmıyor. Geçerliliğini yitiriyor.
Bayram kutlamalarını, Hatay direnişlerini gördünüz. Yasaklarınızı paspas gibi çiğnediler.
Direniş dönemi başlamıştır artık ve halk korkusuzca size soruyor: “Biz mecbur muyuz sizin ucube eğitiminize uymaya?
Biz mecbur muyuz sizin Ortaçağ kalıntısı düşüncelerinizi paylaşmaya?”
arkasından da ekliyor:
“Biz çocuğumuzu “imam” yapmak istemiyoruz. Biz çocuğumuzu imam hatibe göndermek istemiyoruz.Bu mudur sizin sabah akşam papağan gibi tekrarladığınız, dilinizden düşürmediğiniz “ileri demokrasi?”
Bu mudur sizin insan hakları anlayışınız?”
Biz çocuğumuzun, Kemalist Devrimlerin kılavuzluğunda eğitim almasını, vatanına, ulusuna bağlı aydın, yurtsever vatandaşlar olmasını istiyoruz.
Biz çocuğumuzu, terörist “Hizbi İslami Partisi” Lideri Gülbeddin Hikmetyar’ın dizinin dibinde yetiştirmek istemiyoruz.Bize sormadan, bizim görüşlerimize başvurmadan çocuğumuzu imam yapmaya, imam hatiplere göndermeye ne hakkınız, ne de hukukunuz vardır sizin?”
Ey AKP, elini çoluğumdan, çocuğumdan, yaşantımdan, cebimden, Ata’mdan çek…
Bu çocuk benim çocuğum, bu yaşantı benim yaşantım, Atatürk benim ölümsüz liderim. Onlara ne karışabilirsin, ne yön verebilirsin…
Sen önce PKK cinayetlerini engelle.
Şehit cenazeleri kaldırmaktan anaların, babaların, çocukların, sevgililerin gözünde yaş kalmadı.
Şehit haberlerini önleyeceğine, sen önce kınalı kuzuların katliamını önle.
Kamplarda terörist besleyip, Suriye sınırına asker yığacağına, sen önce Kandil Dağı’na asker gönder.
Kökünü kurut eşkıyanın.
Işığını söndür Kandil’in… Tabi ABD izin verirse…
Ama az kaldı.
Az kaldı.
Gâvur İzmir’ler, Hatay’lar, Antep’ler başlarını kaldırmaya başladılar bile.
Kandil’in ışığı ile birlikte AKP’nin ampulünü de söndürecekler.
ABD’nin politika kuramcıları da görüyorlar bunu artık. Her an “deliğe süpürebilirler” tümünüzü…
Sizler de yaşayıp, göreceksiniz…
Az kaldı…
Yorum Gönder