Ahlâk ve adalet - Güngör Mengi

Türkiye kabile devleti değil. Her haksızlığın eninde sonunda adil bir mahkeme bulacağına inanmaya hakkımız vardır.
Balyoz sanıklarından Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Özden Örnek’in oğlu Tolga Örnek’in dediği gibi “Hiç kimse bu kadar gaddar, bu kadar katliam benzeri ceza çıkacağını beklemiyordu.”
Darbe teşebbüsünde bulunmakla suçlanan 365 asker yargılanmış, 250’si bütün itiraz ve eleştirilere rağmen tutuklu kalmış, sonuçta 325 sanık ağır hapis cezalarına çarptırılmışlardır.
Aralarında kuvvet ve ordu komutanlarının yer aldığı bu topluluğun hazırlığı, hükümet darbesi yapmak idiyse onları kim ve ne durdurmuştur?
Toplum vicdanı mahkemenin açıkladığı mahkûmiyet kararlarını sindirememiştir.
Bu gerçeği internet ortamındaki tepkili yorumlar kadar sokaktaki vatandaşın hoşnutsuzluğu da açıkça gösteriyor.

İntikam aleti mi?

Darbe planının konuşulduğu söylenen 2003 Martı’ndaki seminere katılan askeri personel elli dolayında iken 325 ağır hapis nasıl gerekçelendirilecek; çok merak ediyorum.
Yirmi yıl hapse çarptırılan eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın Harvard’lı akademisyen damadı Dani Rodrik dün Washington Post gazetesi için “Türkiye’nin düşük adaleti” başlıklı bir makale yazdı.
Ve bu makalede Balyoz davasını iktidarın yıllarca İslâmcı güçleri bastıran ordudan intikam alma aracı olarak kullandığını iddia etti.
Bu iddianın çürütülmesi için 325 yüksek rütbeli subayın darbe hazırlığına ne şekilde katıldıklarının kanıtlanması beklenecektir.
Buna imkân bulunamaz.
Çünkü çoğu, haberleri bile olmayan bir görevlendirme yüzünden suçlanmışlardır.
Suçlanmalarına temel teşkil eden dijital kayıtların sahteliği ispatlandığı halde mahkeme bu lehteki delillere itibar etmemiştir.

Temyize ilişmeyin!

Yargı sürecinde deliller tartışılmadığı gibi tutukluluk rejimini de hukuk değil adeta hınç alma tutkusu yönetmiştir.
Evet, seminerde birkaç komutanın başını derde sokacak suçlar saptanabilir. Ama bu seminerden asla, bölücü terörle savaşan bir ordunun sağ kolunu kesmek anlamına gelecek bir ceza operasyonunun gerekçesi çıkarılamaz.
O yüzden dava “siyasi” damgasını yiyor.
Savaşan askerlerin moralini korumak ancak siyasetten etkilenmeyen bir yargının varlığını göstermekle mümkündür.
Ümitler o nedenle Yargıtay’a bağlandı.
Yargıtay sürecinin uzayacağı endişeleri asla haklı çıkmamalıdır.
Üç yüzü aşkın tutukluyu sıraya sokup bekletmek yerine öne almak, temeli ahlâk ve adalet olan bir Yargıtay geleneğidir.
Kıdemli hukuk adamları, normalde 1,5-2 yılı alabilecek temyiz sürecinin, doğabilecek mağduriyet risklerini göğüslemek amacıyla bu davada 7-8 ay içinde tamamlanabileceği tahmininde bulunuyorlar.
Tabii Yargıtay sürecinin siyasi müdahale görmemesi şartı ile.
İktidar millete bunun garantisini vermeli!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget