Türkiye, Atatürk’ü Allah’a borçlusun, geri kalan her şeyi de Atatürk’e
“Daniel Dumoulin” Belçikalı Düşünür
Tüm dünya liderleri, düşünürleri, tarihçileri; “mucize zaferleri, olağanüstü devrimleriyle” Atatürk’ü yirminci asrın lideri olarak tanımlıyorlar.
Ancak Atatürk’ün çağdaş uygarlık düzeyine taşıdığı Türk halkı, “Elhamdülillah şeriatçıyız, yani Atatürk’ü değil Humeyni’yi örnek alacağız” diyen bir kişi, bir parti, bir zihniyeti yüzde 50 oyla iktidar yapıyor. Böyle bir garabete Afrika’ nın kabile devletlerinde bile tanık olunmuyor. Hiçbir ülkenin medyası, aydınları korku ya da menfur çıkarlar uğruna bu denli ilkelliğin, karanlığın destekçisi ve sözcüsü olma zilletine düşemez.
Ülkeyi soyup, soğana çeviriyor, Suriye batağında can çekişiyorlar. Öylesine hatalar yapıyor, kozlar veriyor ki; bunların yüzde biri başka bir ülkede yaşansa yer yerinden oynar, muhalefet bunları hallaç pamuğuna çevirir, darma dağın ederdi. Ordu milletin ordusu olmaktan çıkıyor. AKP’nin ordusu oluyor. Yargı milletin adına değil AKP adına kararlar veriyor. AKP, “demokrasinin olmazsa olmazı laiklik karşıtı odak” oluyor. Türkiye’de yaprak kımıldamıyor. Muhalefet partileri bu rezillikleri halka anlatıp, bunların ipliğini pazara çıkartamıyor. Başbakan, “dünyanın hiçbir ülkesinde asker bu denli yıpratılmaz” diye dert yanıyor. “Genelkurmay Başkanı (Necdet Paşa) 40 yıldır vatana hizmet ediyor. Onu yıpratmak haksızlıktır” diyor. Başta ana muhalefet “yahu sen milletle alay mı ediyorsun? Askerlik yan gelip yatma yeri değildir diyen, şehitleri kelle diye niteleyen kimlerdi? Orduya 50 yıl onurla hizmet eden önceki Genelkurmay Başkanı Başbuğ Paşa’yı teröristbaşı diye zindana attıran, 2002’de terörü sıfırlayan kahraman komutanları (terörist gizli tanıklıklarıyla) prangalattıran, sanal, sehven kasetlerle ordunun kolunu kanadını kırdıranlar başka gezegenden mi gelmişlerdi” diyen de olmuyor.
Vaktiyle İran’da oynanan oyun şimdi Türkiye’de sahneleniyor
Fikir bazında kalmış, eyleme geçmemiş bir düşünce suç olmaz. Silivri hukukunda düşünce gerçekleşmiş gibi ceza görüyor. Tüm hukuk otoriteleri, bilginleri, Silivri’deki yasa dışı uygulamalarla adalet ve hukukun katledildiğini beyan ediyor. Türk düşmanlarının ekmeğine yağ sürercesine ordunun bu denli çökertilmesinin “niçin, neyin uğruna hangi amaçla yapıldığını” ulusça sorgulayıp, bunların maskeleri indirilemiyor. Tüm bunlara karşın “Anayasal Başkomutan Çankaya Sırça Köşk’te”, “fiili Başkomutan da karargahında” dut yemiş bülbül kesiliyor. “Soğancı Özkök Paşa’nın fetvalarıyla” askerlerini kurda kuşa yem ediyorlar. Başbakan’ın sürekli birbirini nakşeden söylemleri, devlet düzenini alabora ediyor. Önceleri yüksek yargıya yapmadığı hakaret kalmıyor. Şimdi yargı uydu “kadılık” haline getirilince “yargı kararları kutsaldır, saygı duymak gerekir” diyor. Türkiye bu denli sahipsiz, başıboş bir durumda kalınca vaktiyle İran’da oynanan oyun şimdi Türkiye’de sahneye konuyor. O dönemde Humeyni Fransa’ya kaçıp oradan devrim muhafızları, milislerle halkı örgütleyip “istemezük” halk darbesiyle din devleti kurduruyor. Şimdide bir hoca efendi “okyanus ötesinden” cemaatini örgütlüyor. Askeriyeyi, adliyeyi ve mülkiyeyi (devleti) ele geçirin talimatıyla aynı şeyi yapıyor.
Yeni CHP’liler
Ülke, sonu meçhul bir badireye sürükleniyor. CHP bunları rezili-rüsva edecek bir varlık gösteremiyor.
Atatürk’ün partisi yeni CHP adı altında sürekli Atatürk umdelerinden uzaklaşma gafleti gösteriyor. Dincilerden oy kaybı kaygısıyla laikliği ağızlarına almıyorlar.
Yeni doğmuş laik Cumhuriyeti boğmayı amaçlayan Kürt Dersim isyanının bastırılmasını eleştiriyor. Başta 6 okun devletçilik ve milliyetçilik, (ulusalcılık) ilkelerine karşı çıkıyorlar.
Bireyin yapmadığı ya da yapamadığı işleri kamu yararı gereği devletin yapması olan Atatürk’ün özel sektör ağırlıklı (karma ekonomi) devletçiliği;
Yine Atatürk’ün din, dil, ırk renk farkı gözetmeksizin milletini yüceltmek ve yaşatmak ülküsü olan Atatürk milliyetçiliğini anlamayacak kadar eblehlik gösteriyorlar.
Atatürk anıtlarının önüne çelenk koymak yasaklanıyor. Atatürk ilke ve inkılapları okul kitaplarından çıkartılıyor.
30 Ağustos Zafer Bayramları, 29 Ekim resepsiyonları iptal ediliyor.
Yeni CHP’liler 81 ilde bu rezaletleri tel’in mitingleriyle ulusu şahlandırıp gök kubbeyi bunların başlarına indiremiyor.
Yeni CHP, Oslo pazarlığına karşı çıkmıyor. Ciddi ve güçlü bir devlet teröristlerle görüşmez. “İmralı ile görüşmek teröre boyun eğmek ülkeyi PKK’ya peşkeş çekmek, şehitlerimizin ruhunu sızlatmaktır” diyemiyor.
CHP bu ülkenin tek umududur. Türkiye ve CHP ancak Atatürk felsefesi ve ilkeleriyle ıslah ve hayatiyet bulabilir. Yeni CHP’liler bu bilinçten yoksun bulunuyor.
Tek çare Deniz Baykal’ın engin deneyimi, kültürü, belagatiyle Kılıçdaroğlu’nun enerjisi ve iyi niyetini sentezleyip bir “Eş Başkanlık” sistemiyle kadroları bütünleştirmek güç birliği yapmaktır. Artık sen-ben davasının zamanı değildir.
http://sozcu.com.tr/turkiye-ataturku-allaha-borclusun-geri-kalan-her-seyi-de-ataturke.html
Yorum Gönder