İstanbul’daki Gaziantepli aydınlar -ki çoğunluğu profesör- çok uzun yıllardır, İstanbul Üniversitesi’nin Baltalimanı tesislerinde ayda bir kez bir araya gelip, hem ülkenin hem de Gaziantep’in sorunlarını konuşuyorlar.
Cuma akşamki konukları bendim. Üç yıl önce de çağırmışlardı. O zaman genel eğitim sorunlarını konuşmuştuk. Ama bu kez, tümüyle Gaziantep’e yoğunlaştık. Çünkü, Gaziantep’in durumu, Türkiye’den de vahim.
Size sadece bir örnek:
LYS’de yani üniversite giriş sınavında, bazı puan türlerinde en dipteler. Yani 81’inci sıradalar!..
“Bunu size hiç yakıştıramıyorum“ diye söze başladım ve adeta kendilerini bombardımana tuttum.
Çünkü, hangi konuda, hangi kriteri uygularsanız uygulayın, Gaziantep, kesinlikle ilk 10’a girer.
Peki o zaman eğitimdeki bu perişanlığınız niye gibi can acıtıcı cümlelerle biraz da provokatif davranarak, tepkilerini ölçmeye çalıştım.
Pek çoğu, çuvaldızı kendilerine batırma konusunda hiç tereddüt etmedi.
Haklısınız deyip birlikte çözüm yolu aramayı teklif etti.
Ama bazıları ısrarla direndi.
Bizi bu hale göç getirdi savunması içerisine girdi.
Hatta göçle gelenleri, uzun süre Gaziantepli saymama eğilimi gösterenler oldu. Ama yalnız kaldıkları için daha fazla direnemediler. Çünkü, Gaziantep’te yaşayan, orada doğup büyüyen herkes Gaziantepli kabul edildi...
Ama tıpkı Gaziantep’te olduğu gibi Gaziantep dışındaki Gazianteplilerin hiçbirisi böylesi bir hezimeti kabullenmek istemiyor.
Ancak şu konuda hemfikirler:
Eğer bu böyle giderse, yakında Gaziantep’i Gaziantep yapan değerlerin hepsi erozyona uğrar!..
En büyük sorun göç
Gaziantep’i eğitimde dibe vurduran en önemli gerekçe, iç göç nedeniyle sürekli artan nüfusu. Ama iç göç, sadece Gaziantep’e olmuyor. Büyük kentlerimizin hemen hepsi, örneğin İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Mersin de göç alıyor ama hiçbiri bu durumda değil.
İşte o zaman demek ki farklı etkenler de söz konusu arayışına başladık.
Ve işte ortaya çıkan bazı satır başları:
* Ticareti seviyor olmaları,
* Okuyanların Gaziantep dışında gelecek aramaları,
* Öğretmen kalitesi,
* Eğitime karşı giderek azalan ilgi ve duyarlılık...
Çok Bakan var ama!
Gaziantep, Türk ekonomisinin lokomotif kentlerinden birisi. Girişimciliği ile örnek gösterilen kentlerin en başında geliyor. Siyasette de her zaman söz sahibi oldular. Olmaya devam ediyorlar. Özellikle de eğitimde.
Örneğin Milli Eğitim eski bakanlarından Vehbi Dinçerler ve Hasan Celal Güzel Gaziantepliydi. Hüseyin Çelik şu anda Gaziantep birinci sıradan milletvekili. Fatma Şahin de sıkı Gaziantepli. Yani hükümetler bizi desteklemedi gibi bir mazeretin arkasına saklanmaları mümkün değil.
Gaziantep Üniversitesi’nin yanı sıra Zirve ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi gibi iki de iddialı vakıf üniversiteleri var.
Ama buna karşın sanayi ve ticaret odaları o kadar güçlü olmasına rağmen diğer büyük kentler gibi hala bir vakıf üniversitesi kurabilmiş değiller. Yani kafaları karışık.
Ortak akıl gerekiyor
Gaziantep, sadece eğitilmiş insan gücü en yüksek kentlerimizden birisi değil, aynı zamanda en fazla zengini olan kentlerimiz arasında yer alıyor. Genç nüfusu da olabildiğince fazla. Yani helva yapmak için her şey mevcut.
İyi bir eğitimle, kentin şu andaki ekonomik gücü, çok daha üst noktalara çıkabilir.
Ve eğer bunu başarabilirlerse Türkiye geneline de örnek olabilirler.
Peki bu konuda ciddi bir kararlılık var mı?
Evet demek mümkün değil.
50’li sıralara düştüklerinde kıyamet kopacak sanmıştık. Ama önce 60, 70’leri sonra da 81’i gördüler.
Ve hala alarm zilleri çalıyor değil.
Ne vali ve belediye başkanı, ne milletvekilleri, ne sivil toplum örgütleri, ne de halk, Gaziantep için en büyük sorunun bu olduğunun hala farkında değil.
Daha da vahimi, bu çok önemli sorun, görmezlikten gelindiği için kronikleşerek büyüyor. Yarın, bir anafora dönüşüp hepsini yutabilir. Ama bunu bile görmek, kabullenmek istemiyorlar. Çünkü kendilerine yakıştıramıyorlar.
Biz de hiç yakıştıramıyoruz ama bunun yolu sorunu görmemezlikten gelme değil, üzerine üzerine gitmek olmalıdır...
Samimiyet testi
Bu öğretim yılı, tüm Gaziantepliler için bir samimiyet testi olacak.
Sorunu kabullenip üzerine mi gidecekler yoksa kendi durumlarını görmeyip Türkiye’ye akıl vermeye devam mı edecekler?
Sonucu, hep birlikte göreceğiz.
İstanbul’dakiler, bir yıl boyunca tüm toplantıları eğitim odaklı yapma konusunda karar aldılar. Bakalım Gaziantep’tekiler ne yapacaklar?
Gidin, ilk üçe giren Kilis’ten ders alın, denilmesine çok kızıyorlar ama başta Kilis olmak üzere herkesten fikir de almaları gerekiyor, ders de...
Özetin özeti: Gaziantep ve Gaziantepliler, hep Türkiye’nin gözbebeğiydiler, öyle kalmaya da devam etmeliler...
Yorum Gönder