Muhteşem bir dik duruş: Balyoz - Kurtul Altuğ
TSK’ye 43 yıl “sıdkusadakatla” hizmet etmiş emekli Org. Ergin Saygun bir yandan vücudunu sarıp sarmalayan hastalıklarla cebelleşirken bir yandan da kendisine ve arkadaşlarına cumhuriyet tarihinde görülmemiş ceza yağdıran mahkemeye karşı Silivri zindanında bir belgesel kaleme almış.
Belgeselin adı BALYOZ. Balyoz, kaynakçaları ekini saymazsanız tam 385 sayfa. Her bir satın imbikten geçirilmiş ve TSK’ye çalınan karaya değil tarihe kazınacak bir belgesel, karşı iddianame. Tarih günü gelince Balyozu hiç kuşkusuz Türk Ordusu’nun değişik kademelerinde bulunmuş 43 yıllık bir geçmişin acılı savunmasız infazın bir ibret dersi Orgeneral Saygun’un mahkemedeki son sözü şu: “Şimdi kuvvet bizde değil ama hak bizimdir”
Bu demektir ki gün gelip tarih geçmişi araştırırken asıl adil karan verecek ve suçluları ‘Mahkeme-i kübraya bırakmadan” yargılayacak. Orgeneral Saygun sözlerine “konu çok” diyerek başlıyor. Sonra Nisan 2009 başlarında biri doçent 2 kişinin emniyetin isteği üzerine “Genelkurmay Başkanlığının tüm yazışmalarını, elde ettikleri bilgileri devamlı olarak emniyet ilgililerine ilettiklerinin en başında ben olduğum cihetle benimle görüşmek isteklerini ilettiler. Tanımadığım için görüşme taleplerini kabul etmedim. Yaptığım araştırmada Genelkurmay Başkanlığına verdikleri söylenen dokümanların daha önce başka yerlerde de yayınlanmış olduğunu ve Genelkurmay Başkanlığından bunları hangi teknik yöntemlerle elde ettiklerini açıklayamadıklarını öğrendim. Genelkurmay Başkanlığı neticede olayın üzerinde durmamış…”
Orgeneral Ergin Saygun çalınan bilgi ve belgelerle sahte evrak üretme mekanizmasının nasıl çalıştığını ayrıntılarıyla anlatıyor.
Asıl hedef TSK
Orgeneral Ergin Saygun Beyaz Saray’a girerken kendisini kontrolden geçirmek isteyenlere kafa tutan adam. Orgeneral Saygun malum ve yandaş basının mal bulmuş mağribi gibi kendisiyle ilgili uydurma belgeler karşısında gerisindeki komutanlara en azından meslek saygısıyla, silah arkadaşlığı vefasıyla güvenen ve güveni boşa çıkan cesur, omurgası dik. Emperyalizme kafa tutan komutan. Tıpkı Çetin Doğan paşa gibi ve ne yazık ki ondan sonra gelenler onun emeklilik hayatını tamamlamasına bile kapı aralamadılar ve Atatürkçülük yerine Atatürk’ün ordusunu bu hale getirmekle Rüştü Erdelhun olayına bile rahmet okuttular. Kimi kısacık boyuyla akıl ve mantık dışı entrikaların odağı oldu kimi Büyükanıt’ken “özgür generalliğe” arkadaştan hapishanelere taşınırken ve oralarda hücrelere kapatılırken kendisine hediye edilen zırhlı otomobilin keyfini çıkarmakta ve kimse onu sorgulamamakta. Kimi toplumun limitlerini TSK’nin geleneksel ilkeleri olan Atatürkçü düşünce sistemini savunurken Çankaya’ya taşınan irticaya boyun eğen ve yine de Silivri’yi boylayan ve oradan iktidara teşekkürle beyan eden Orgeneral…
Balyoz davası ve sonuçlarını Ergin Saygun kitabında anlatıyor. Sorunun nereden kaynaklandığını açık açık yazıyor. Satılmış ve saygınlığını kaybetmiş medya umursamıyor ama bu cesur yürek Türk ulusunun sabrını test ediyor! 0 ne çatlamaz ne çakaralmaz eski tüfek gibi giderek anlamsızla- şan sabrını.
Bomba ne zaman patlayacak
Sayın Başbakan halkın kamının şişini indirmeye çalışıyor: Hele bekleyin daha dava bitmedi bunun Yargıtay’ı var” diyor. Umarım Başbakan haklı çıkar. Ummarım ki Balyoz davasından hüküm giymiş ve savunma hakkından mahrum kılınmış bu insanlar ve aileleri Türk ulusunun hafızalarından kolay silinir. Büyük edip ve yazar Ömer Seyfettin “Bomba” isimli öyküsünde Bulgar Komitacılarının nişanlısını elinden alıp giden sonra onun kellesini kesip bir pakete koyarak eşi olacak kadına gönderdikleri gibi sanki ikide bir bağırıyorlar: “Magda bomban patlayacak” bomba patlayınca gerçek ortaya çıkıyor, yalan ve ihanet ortalara saçılıyor. Bakalım Balyoz bombası Türk ulusunun elinde ne zaman patlayacak.
Yorum Gönder