Hükümet anayasa suçu mu işledi? - Rıza Zelyut


Anayasa'nın  92. Maddesi aynen şöyle diyor: '.... Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunmasına izin verme yetkisi TBMM'nindir.'
2003 yılı başında Amerikan ordusu, Irak'a girmek için bir yığın malzeme ve silahı Türkiye'ye getirdiği halde, 1 Mart 2003'te TBMM'de görüşülen tezkire reddedilmiş ve Amerikan Ordusu'nun ülkemize girişi engellenmişti.
Ama bugün ortaya çıktı ki  AKP iktidarı; Özgür Suriye Ordusu  (ÖSO) denilen silahlı grupları  Meclis'ten bir karar çıkartmadan Türkiye'ye sokmuş.
15 Eylül'de Özgür Suriye Ordusu adlı silahlı birlikler adına yapılan açıklamada denildi ki: 'Özgür Suriye Ordusu'nun  komuta merkezini Türkiye'den Suriye'ye kaydırdık.'  ÖSO'nun Askeri Konseyi'nin başında bulunan Tuğgeneral Mustafa el Şeyh, komuta merkezi konusundaki değişikliğin  yapıldığını ayrıca dile getirdi.
ÖSO'nun internet sitesindeki 'ana üs' adresi de bu ay başında Türk basınında çıkan haberlerin ardından değiştirilmişti. Sitede daha önce  'Hatay-Turkey' ifadesi bulunurken bu sonradan 'Damascus- Syria' yani 'Şam- Suriye' biçimine sokulmuştu.
Artık anlaşılıyor ki AKP iktidarı; Suriyeli silahlı güçleri TBMM'den karar almadan Türkiye'ye sokmuş; bunlar da Hatay'ı merkez yaparak Suriye ordusu ile savaşa girişmişler.
Uluslararası bir suçla, bir korsanlıkla karşı karşıya değil miyiz? Muhalefet, TBMM'yi çizip atan bu uygulama karşısında acaba ne yapacak?

YA SIĞINMACILAR?
Bize mazlum ve mağdur gibi gösterilen Suriyeli sığınmacıları tanımak istiyor musunuz? Hatay'daki bir bankacıdan yollanan elektronik mektubu okuyun o zaman:
'Şu anda hiç alışık olmadığımız bir ortamdayız. Suriyeli mülteciler şehri karıştırmakla uğraşıyor, bu adamların mağdur olduğu falan yok. İnanın bana savaş falan da yok; bu muhalifler terörist, başka bir şey değil.  Bir grup terörist çatışma çıkarıyor sınır kentlerinde ve biz onlara kucak açıyoruz.
Hastaneleri istila ettiler, hemşireleri taciz ediyorlar. Bize bakmakla yükümlüsünüz diye baskı kuruyorlar. Parklarda sokaklarda El Kaide geziyor, lokantalarda yemek yiyip hesap ödemiyor, Erdoğan'a gönderin o ödesin, diyorlar.
Dolmuşa binip para ödemiyorlar Ve dün bir tanıdığımızın kızı araba ile bir yerden gelirken yolunu kesmişler. Polisi aramış, 'Suriyelilerin eylemi var.' 'Bugün karışamayız!' diye kestirip atmış polis.
Polisi taktıkları yok, zaten polis de bir şey yapmıyor. Şehre yakın beldelerde bahçeli evlerin balkonlarına girip insanları dikizliyorlar, hırsızlık arttı. (...) Çadırkentlere milyonlarca lira yardım yapılıyor ve bu adamlar devletin verdiği yatağı parayla satmaya kalkıyor. Yatacak yer, yiyecek yemek değil, ruj, ayna istiyor.
Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde yanlarındaki kadınları 2,500 TL ye satıyorlar eş niyetine.
Müteahhit bir müşterim çadırkentin olduğu köydeki parke taşı döşeme işini alıyor ve işçilerle gönderdiği parke taşı balyasını kamyondan indirdikten sonra arkalarını döndüklerinde balyadan parke taşları çalınıyor. Daha inanamayacağınız bir sürü vaka.'
***
Doğrusu ya bu manzara bana hiç de şaşırtıcı gelmedi. Mısır'da olduğu gibi Suriye'de de şeriatçı İhvan-ı Müslimin'i iktidara getirmek adına, Türkiye bütün Arap dünyasını karşısına aldı. Bu işten en fazla mutlu olan ise Kuzey Suriye'ye de el atan PKK... Bir de Arap dünyasındaki gerici şeyhler, emirler; Suudi Kralı... Ne yazık ki Suriyeli teröristlere verdiğimiz destek; bize şiddetli PKK terörü olarak geri dönüyor.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget