Yassıada’dan Silivri’ye (1) - Orhan Erinç

Silivri mahkemesinin Balyoz davasına ilişkin kararı, ileri demokrasi dönemindeki ceza hukuku anlayışının çarpıcı bir örneği olarak gündeme düştü.
Türkiye olağandışı mahkemeler açısından geçmişten bu yana zengin örneklere sahip.
Yassıada’da Demokrat Partililer ile işbirlikçilerini yargılayan Yüksek Adalet Divanı özel bir yasayla oluşturulmuştu.
Silivri’de darbeci olarak nitelendirilen askerleri, gazetecileri, bilim insanlarını yargılayan mahkemeler de genel bir yasanın özel bir maddesiyle oluşturulmuştu.
Önce özellikle başta kimi özel kamu görevlilerinin ifadeye çağrılması ile başlayan ve buna ek olarak usul yanlışları nedeniyle kuranlar ve yargı üst görevlileri tarafından suçlamalara kadar varan eleştirilerle kaldırılmak istenildi ama ne oldu ise oldu, kaldırıldı, ama bir hukuk garipliği olarak görevlerine devam etmeleri uygun bulundu...
***
Silivri davalarında bir günlük var. Özden Örnek’in günlükleri. Oysa Yassıada’da dört günlük vardı. Refik Koraltan, Etem Menderes, Şemi Ergin ve Nedim Ökmen’in günlükleri.
Bunlardan kimi alıntıları aktarayım.
Refik Koraltan, anı defterine 21 Mayıs 1959 tarihinde şunları yazmış: “Reisicumhur (Celal Bayar) hâlâ itilaf (uyuşma) taraftarı görünmüyor. Partilerarası uzlaşma fikrinde değil, bu maksatla Zafer ve Havadis gazetelerine daha çok bozucu yazılar yazdırıyor.”
Etem Menderes’in 8 Kasım 1957 günü defterine düştüğü notlar:
“Grubun fiskos havasını beğenmiyorum. Dün gece Samet (Ağaoğlu), Şemi (Ergin), Hayrettin (Erkmen) vesair arkadaşlar Cumhurreisi’ne (Bayar) davetli idi. Bayar: ‘Tehlikeli vaziyetteyiz, icap ederse diktatörlükle idare edeceğiz’ demiş, dinleyenler üzerindeki tesiri menfi. Yavaş yavaş grup içinde yayılıyor. Hayrettin endişede, Şemi tenkit ediyor, Samet de...”
Yine Etem Menderes’in defterinin 14 Kasım 1957 tarihli sayfasından alıntılayalım.
“Umur motorunda Cevat Açıkalın, Fahrettin Kerim (Gökay) ile beraber konuştuk. Açıkalın daha sonra geldi. Bayar: ‘İcap ederse İsmet Paşa’yı da sehpaya götürmekte hiç tereddüt etmem’ dedi. Korkunç ihtiras. Böyle bir sebep hiçbir zaman mevcut olamaz. Bu telkinler karşılıklı, Başvekil’le (Menderes) hangisinden çıkıyor.”
Refik Koraltan, defterinin 31 Ocak 1953 ve 1 Şubat 1953 günlü sayfasına Menderes için şu notu düşmüş: “Bu adama bir zamandır gurur geldi. Artık ‘emruhu emrüküm’ (Dediğim dedik. O.E.) nerede ise tek adam. Her şeye hâkim ve sahip rolüne geçti. Yakın geçmişteki çökenlerin hatalı yoluna giriyor. Artık kimseyi dinlemiyor. Efkârı umumiye (kamuoyu) diye de tehdit savuruyor.”
***
Anayasayı İhlal davasında savunmalar yapılmış, yazılı olarak da Divan’a verilmiş.
Karar gerekçesinde şu bölüm yer alıyor.
“Bu yazılı müdafaalar İ.Ü. Hukuk Fakültesi profesörlerinden Ord. Prof. Sulhi Dönmezer, Ankara Üniversitesi Ceza Hukuku Prof. Burhan Köni, Prof. Faruk Erem, İstanbul Hukuk Fakültesi profesörlerinden Nurullah Kunter, Prof. Naci Şensoy, Prof. Sahir Erman’dan müteşekkil 6 kişilik bir heyete tevdi edilerek (Bu yazılı müdafaalarda ceza hukuku sahasında yabancı mevzuat ve müelliflere yapılan atıfların doğru olup olmadıklarının, yabancı müelliflerin bahis konusu hususlarla ilgili görüşlerinin ve gerektiğinde yabancı mevzuatın ilgili maddelerinin şahsi herhangi bir mütalaa ve kanaat katmadan aynen tercümesi ile yazılı olarak tevdii) hususunda vazifelendirilmiş ve bu heyet tarafından imzaları altında 53 sahifeden ibaret yazılı bir tetkik Divan’a tevdi edilmiştir.”
Arkası cumartesiye...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget