Demokrasi Kahramanlığı Revaçta! - Cüneyt Arcayürek

Hükümetteki görevi, ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı.
Adı Ali Babacan.
Arkası gelecek yeni zamları savunurken, “Önemli olan istikrar” dedi.
Fakat zamları desteklerken Türkiye’nin geleceği ile ilgili “olmazsa olmazı” açıkladı:
Kuşkusuz inanmayacaksınız: Ulusal mantığın gericiliği kucaklayan sistem diye reddettiği 4+4+4’ün; “Türkiye’nin gelecekte dünyanın ilk 10 devleti arasına girmesini sağlayacak yegâne güvence olduğunu” söyledi!
***
Bu iktidar en çok imam hatip okulları açan Süleyman Demirel’i solladı.
İmam hatipten yetişme Başbakan RTE, on yılda imam hatiplerin toplam sayısını 1.799’a yükseltti.
ME Bakanı Ömer Dinçer, imam hatip okullarını çoğaltmak için üstün hizmet madalyasına layık olacak ölçüde çaba harcıyor.
Okulları süratle imam hatibe çevirdiği yetmiyormuş gibi kimi yörelerde, örneğin İstanbul Sultangazi’de olduğu gibi puanı yetmediği için Anadolu lisesi ya da meslek lisesine yerleşemeyen öğrencileri, üstelik istekleri dışında imam hatip liselerine kaydettiriyor.
Aileler sokakta “Gerici eğitim istemiyoruz” diyen pankartlarla eylem yapıyorlar.
RTE, ülkeyi laikler-laiklik karşıtları, Sünniler-Aleviler, Türkler-Kürtler diye böldüğü yetmiyormuş gibi, toplumda imam hatipliler-olmayanlar diye yeni bir bölünme yarattı.
Yavaş yavaş okulların büyük bölümünü imam hatip okullarına dönüştürecekler ve...
…şayet iktidarda kalırlarsa, önümüzdeki 10 yılda öğrencileri, isteseler de istemeseler de imam hatip ortaokul ve liselerini yeğlemek zorunda bırakacaklar!
***
Babacan’ın alaylı eleştirilere layık açıklamalarını başkaları devam ettiriyor.
Bu kez bir zamanların Genelkurmay Başkanı ile emrindeki Kara Kuvvetleri Komutanı arasında 2003’te eksik kalan darbeyi sen mi ben mi, kim önledi tartışması çıktı.
Olayın içyüzünü Akşam’ın Genel Yayın Müdürü İsmail Küçükkaya açıkladı.
Bir zamanların dünyanın en güçlü kara ordusunun kumandanı emekli Org. Aytaç Yalman’la yaptığı görüşmeyi yazdıktan, NTV’de katıldığı canlı yayından bir süre sonra, Küçükkaya’yı Aytaç Yalman arıyor, sitem ediyor:
“NTV’de izledim. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök için ‘darbeyi önleyen kişi’ ifadesini kullandın. Aytaç Yalman’ın rolü ne diye sordular, hiçbir şey söylemedin” diyor.
“Ne söylememi beklerdiniz” sorusunu, “İddianameye göre darbeyi önleyen kişi Aytaç Yalman’dır, diyebilirdin. Bunu söylemen yeterliydi. Tek bir cümle” diye yanıtlıyor.
“Peki siz mi önlediniz” sorusunu da, “Türk ordusu Kara Kuvvetleri demektir, ucuz kahramanlık kimseye yakışmaz” gibi doğrudan olmayan ifadelerle darbeyi Hilmi Özkök’ün değil, Kara Kuvvetleri Komutanı olan kendisinin önlediğini söylüyor.
Şu acınası hale bakınız. Bununla da yetinmiyor. Bir dönem orduyu komuta eden iki önemli kişinden biri, Org. Aytaç Yalman; zaman ve zemine uygun davranıyor. Darbeyi önleyen demokrasi kahramanı rolünü kimseyle paylaşmadığını sergileyen açıklamalar yapıyor.
2003’te darbeyi Kara Kuvvetleri’ne komuta eden kendisinin, Org. Yalman’ın önlediğini…
…üstelik her yanı tartışmalı savcılık iddianamesini kaynak göstererek kanıtlamaya çalışıyor.
***
Beri yandan başka bir gazetede, Balyoz mahkemesinin adil davrandığını içeren ve silah arkadaşlarına verilen hapis cezalarını onaylayan ifadeler kullanan, öteki demokrasi kahramanı Hilmi Özkök; hakkında giderek yoğunlaşan eleştirileri karşılamaya çalışan açıklamalar yaptığı gün…
…20 yıl hapis cezasına çarptırılan Çetin Doğan’ın eşi Nilgül Doğan; “Çağrılsaydım Balyoz’da da tanıklık yapardım” diye eleştirileri göğüslemeye çalışan Özkök’e ve Yalman’a şöyle sesleniyor:
“Tanıklık yapmaya yürekleri yiyip gelmediler. O nedenle susun artık. Olur olmaz beyanlar vermeyin!”
***
Ucuz demokrasi kahramanlığı askere de bulaştı, revaçta!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget