1965 yılı genel seçimlerinde İşçi Partisine verdiğim oy hariç, tüm genel ve yerel seçimlerde oyumu CHP’ye verdim.
Kemikleşmiş bu kararımın nedeni;
-CHP’nin, laik cumhuriyeti kuran, Ümmetten –Ulusa, Hilafetten – Demokratik ve Laik rejime, Tebaadan- Yurttaşa, Cemaatten- Topluma, Seçkin sınıftan – bizzat halkın iradesine geçmemizi sağlayan, büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün partisi olması,
-Atatürk ilke ve devrimlerinin ancak CHP yönetimi ile uygulanacağı ve devam ettirileceği inancı,
-Laik ve sosyal hukuk devletinin tüm kurum ve kurallarıyla ancak CHP yönetimiyle uygulama alanı bulacağı,
Düşüncesiydi.
Halen CHP üyesiyim. Hiçbir mevki, makam beklemeden ve hiçbir yere aday olmadan belirttiğim düşüncelerim nedeniyle her seçimde üstüme düşeni, bir aydın bilinciyle yapmaya çalışıyorum.
Yöneticilerin tüm hatalarına karşın, hala ayni düşünceyi taşımaktayım.
Ancak, ülkenin içinde bulunduğu bu zor günlerde, bazen öyle hatalar yapılıyor ki, kızmamak, eleştirmemek, verdiğin oy’un hesabını sormamak olası değildir.
Akşam gazetesini okumadığım için bu yazıyı yazmama neden olan haberi ancak bu gün gazetem Cumhuriyet’te, Sayın Işık Kansu’nun köşesinde okudum.
22.08.2012 tarihli Akşam gazetesindeki haberi bularak eleştirime neden olan bölümü aynen aktarıyorum.
“CHP'nin "mütedeyyin" açılımının fikir babaları arasında yer alan eski PM üyesi Dr. Muhammet Çakmak, Konya'da mütedeyyin entelektüeller zirvesi planladıklarını söyledi.
Gülen hareketi Türkiye'nin gücüdür. Gülen grubu tehdit mi?
Türkiye'de hiçbir inanç grubu tanınmadan eleştirilmemeli ve linç edilmemelidir. Hakikaten tüm insanlığın kurtuluşunun eğitimde olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla Gülen hareketi önemli ve yetişmiş insan potansiyelini Türkiye'ye kazandırmıştır ki bu da Türkiye'nin gücüdür. Türkiye'nin bir büyük gelecek projesidir. Dolayısıyla Gülen hareketini Türkiye'de yanlış bir yere koymanın büyük vicdansızlık olduğunu düşünüyorum.”
Laik Cumhuriyete, Atatürk ilke ve devimlerine inanan, Gülen hareketinin bu değerler karşı olduğunu bilen bir CHP’li olarak, CHP’den Milletvekili olan ve PM seçilmiş birinin bunu bilmemesini düşünemiyorum.
Sayın Çakmak, bunu çok iyi bildiği halde, CHP’nin programındaki ana ilkeye aykırı laik Cumhuriyete, Atatürk ilke ve devrimlerine karşı olan bir hareketin savunmasına soyunmasını, bu ilkelere inanan CHP’nin aydın seçmenini vicdansızlıkla nitelendirmesini asla kabul etmiyorum.
CHP’nin Kemalist milletvekillerine soruyorum.
-Sizlerde bu düşüncede misiniz?
-Eğer değilseniz, Sayın Çakmak hakkında bir disiplin soruşturması açtırmayı düşünüyor musunuz?
-Özellikle, oy verdiğim dava arkadaşlarım, demokrasinin beşiği İzmir’in Sayın Milletvekilleri, bu düşünceye karşı gelmeyi düşünmüyor musunuz?
-Sayın Çakmak’a Gülen okullarında neler öğretildiğini anlatacak mısınız?
CHP içinde bu düşünceleri taşıyan birinin olmasını içime sindiremediğim gibi, hiçbir gerçek CHP’linin de sindireceğini düşünmüyorum.
Gel de eleştirme...
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder