Ekonomimiz iyiye gidiyor, artık kalkınan bir ülkem var benim.
“Alan el olmayan”, “veren el olan” bir Türkiye var…
S&P(Standard&Poor’s) denen Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu, Türkiye’yi kazıklayıp, raporunu Başbakan Erdoğan’a yutturmaya kalkıştı.
Buna karşın Başbakan Erdoğan son derece önemli, akademik ve ekonomik bir yorumla S&P adlı kuruluşu tüm dünyaya rezil-rüsva etti !...
Kartvizitlerinde, “Ekonomi Profesörü” yazan uzmanlar, Başbakan Erdoğan’ın konuşmasını duyunca, kıskançlıktan küçük dillerini yuttular!...
Bu kuruluşun merkezi Türkiye’de olsa Başbakanımız ya onları yola getirmişti, ya da kafalarını-gözlerini patlatıp Ergenekoncu gazetecilerin yanına, yani içeri attırmıştı bile…
Dünyadaki siyasetçiler arasında almayı-vermeyi, yani ticareti en iyi bilen kişi olan Başbakan Erdoğan’ın ilmî yorumuna beraberce bakalım;
“S&P bir açıklama yaptı, ben bunu çok garipsedim. Pozitifte olan Türkiye durağana indiriliyor. Neye göre indiriyorsun? Belli bir süre pozitifte kalanı arttırması gerekirken, Türkiye’ye arttırırsam ideolojik sıkıntı doğurur.
İflas eden Yunanistan’ı, İrlanda’yı yükseltiyor. Böyle bir saçmalık olur mu?
Tamamen ideolojik bir yaklaşım. Bunu kimse yutmaz. Bunu Tayyip Erdoğan’a yutturamazsın… Niye? Kalkınan bir ülkem var benim. Alan el olmayan, veren el olan bir Türkiye var.
Sen kalkıp Türkiye’nin kredi notunu durağana indirirsen bunu yemezler. Ve bunun bedelini ‘artık ben seni bir kredi kuruluşu olarak tanımıyorum’ demek suretiyle açıklarız. Halep orada ise arşın burada. Çalışma ortada, üretim ortada, ihracat ortada. Büyüme oranında dünyada ikinci, sen kalkıp da Türkiye’ye böyle not verirsen bunu kimse yutmaz…”
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Maliye Bakanı fakat “İngiliz vatandaşı”
Mr. Shimshek de(!) Türkiyeli Başbakan’ına yürekten katıldığını söyledi…
Türkiyeli Başbakan Erdoğan’ın bu akademik değerlendirmesine karşı, S&P yetkilileri “sadece bize özel(!)” bir ön açıklama yaptılar ve şunları söylediler;
“Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarını tam olarak anlayabilmek için, “Türkçe” öğretmenlerinden oluşan profesyonel bir ekibin çalışmasını tamamlamasını bekliyoruz. Bu yüzden, sözlerimiz bir “Ön Rapor” olarak anlaşılmalıdır.
İlk kanaatimiz, Sayın Başbakan’ın S&P hakkında yanlış bilgilendirildiği yönündedir. Biz “Uluslararası Kredi Derecelendirme” kuruluşlarından biriyiz. İşimiz “para ve ekonomi” ile ilgilidir.
S&P, bir gıda şirketi değildir. Bu yüzden “Tayyip Erdoğan’a yutturamazsın” , “yemezler” , “kimse yutmaz” gibi kelimelerin ne anlama geldiğini anlayamadık!. Fakat şunu kesinlikle garanti ederiz ki, S&P, ne Başbakan’a ne de vatandaşımız Mr.Shimshek’e bir şey yedirmeye veya yutturmaya çalışmamıştır. Çünkü bu bizim işimiz değildir.
Ayrıca, “neye göre indiriyorsun” , “Halep-Arşın” , “Alan el-veren el” gibi kelimelerin hangi amaçla kullanıldığını anlayamadık ve ekonomi sözlüklerinde bu kelimelerle ilgili herhangi bir bilgi bulamadık!..
Halep bildiğimiz kadarıyla Suriye’dedir. Bizim Suriye ile ne işimiz olabilir ki?.. Yoksa Amerika aynen Irak’a olduğu gibi oraya da demokrasi götürdü mü?..
Biz S&P olarak ne alırız, ne de veririz. Sadece ekonomik verilere göre derecelendirme yapar ve yayınlarız. Kesin açıklamamızı, Türkçe öğretmenlerinin vereceği rapora göre yapacağız.
Ayrıca, Türkiye’de “Yandaş Basın” diye adlandırılan bazıları bizim için, dinsiz kimse anlamına gelen “Gavur” kelimesini kullanmışlar.
Kendilerine üzüntülerimizi bildiririz. Biz dinsiz değiliz, bizde “Deniz Feneri” diye dolandırıcılıkla suçlanan bir yardım kuruluşu bulamazsınız. Bizde kiliselerde toplanan yardım paralarını çalan dernek yoktur. Böyle bir eylem bizim inanışımıza göre en büyük günahlardan biridir… Ayrıca, kuruluşumuzda her dinden, her milletten insan çalışır. Dindar olanı da vardır, ateist olanı da.
Eğer biz gavursak, bizim vatandaşımız olan Mr.Shimshek ne oluyor?
Niçin bizden birini maliyenizin-hazinenizin başına getirdiniz?
Yaa, onun için lafı söylerken düşünerek söylemek lazım…”
Biz, S&P yetkililerinden bu önemli demeci alırken, televizyonlarda konuşan AKP yetkilileri, teker-teker;
“ Sütte leke var, bizde yok, biz temiziz. Kimse bize akıl vermeye kalkmasın. Bu raporu tanımıyoruz” şeklinde konuşmaları bağırarak yapıyorlardı…
AKP İktidarının ekonomik uygulamalarından çok rahatsız olduğundan emekliye ayrılan ve şu günlerde kitap çalışmasını hızlandıran Profesör dostuma, ne düşündüğünü sordum;
“Bu tip kredi derecelendirme kuruluşlarına, ‘seni tanımıyorum demek’ fırtınayı, depremi, rüzgarı tanımıyorum demekle eşdeğerdir. Siz tanımayabilirsiniz ama, size borç para verenler bu kuruluşları çok iyi tanırlar” dedi…
Ne demiş atalarımız;
Dökülmüş sütün davası olmazmış, sen sen ol, sütünü iyi kolla !...
Yorum Gönder