CHP yine manşetleri süslüyor.
Topluma cazip gelecek, seçmen çoğunluğunu yanına çekecek; sosyal, ekonomik, hatta siyasal önerilerle dinci AKP’yi köşeye sıkıştırarak ilk genel
seçimde iktidarı yitirmesini sağlayacak güvenceler verdiği için mi?
Böyle bir izlenim verse can kurban! Oysa parti içi kavgalarla yine gündemde.
Kılıçdaroğlu’nun hakkını da yememek gerek.
“Yeni CHP’yi” ilan ettiği günden beri güçlü bir genel başkan olduğunu kanıtladı:
Bir yılda İstanbul il başkanını üç kez,
Merkez yönetim kurullarını üç kez değiştirmeyi,
“Yeni” kimliğiyle sık sık, son kez üç günde iki kez kurultay toplamayı ve...
...partinin kuruluş ve yaşam felsefesinin temellerini bir kenara atmayı başardı!
***
Başarılarına bir yenisini daha ekledi: CHP’deki ikinci adam Gürsel Tekin, genel başkan yardımcılığından istifa etti!
Görünürde istifaya neden İstanbul il başkanlığı adaylarından birine genel merkezdeki söz sahibi kişilerin ağırlık koyması (mı?).
Yoksa, Gürsel Tekin’i daha başka nedenler mi istifaya zorladı?
Hürriyet’teki habere göre, Tekin’in istifasını ve gerekçesini sunarken Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na; “AKP başka bir Türkiye kuruyor. Neredeyse parlamenter demokrasiyi bile fiilen rafa kaldırdı. Sürece müdahale edilemiyor. Bunun tek nedeni ise parti içi bazı isimlerin gündemlerindeki tek konunun parti içi iktidar olmasıdır” dedi ve fakat daha sonra...
...genel başkana ağır eleştiriler yöneltti:
“4 aydır bu çerçevedeki değerlendirmelerimi size sunuyorum. Ancak hiçbirini ciddiye almadınız. Genel merkezde bir çete var ve lütfen bu çeteyi dağıtın. Bu partiyi eğer Erdoğan Toprak, (Ankara il başkanı seçimine adı karışan işadamı) Gürsel Erol gibi isimlerle yönetecekseniz, beni arada maydanoz yapmayın.”
***
Diğer gazetelerde Gürsel’in “çete” dediği grupta, Kılıçdaroğlu’nun Gürsel’in yerine örgütten sorumlu genel başkan yardımcılığına getirdiği Nihat Matkap’ın adı da yer alıyor.
Erdoğan Toprak’la Nihat Matkap’ın (Kılıçdaroğlu gibi) Alevi kökenli oldukları dikkate alınırsa, Tekin’in istifasına sadece İstanbul il başkanı sorununun neden olmadığını içeren olasılık akla takılıyor.
Ne yazık ki CHP’de tarihi boyunca özenle kaçındığı etniksel kümeleşmeden söz etmek zorunlu oluyor.
Örneğin, Genel Başkan ve çevresindekiler AKP’yi iktidarda tuttuğuna inandıkları, öncelikle din öğesini kullanarak seçmenleri tavlayacaklarına inanıyorlar.
Kılıçdaroğlu, daha önce laikliğin tehlikede olmadığını açıkladı.
Altı temel ilkeden biri laikliği değil savunmak, ağızlarına bile zar zor alıyorlar.
Kılıçdaroğlu, 4+4+4’ü laikliğe darbe açısından eleştirmiyor. 50 milyon dolar rant kazandıracak bir yasa diye yükleniyor.
***
“Yeni” CHP dine karşı parti olmadığını kanıtlamanın peşinde.
Bosna-Hersek gezisini kullandı. Kılıçdaroğlu’nu Gülen okulları çocukları karşıladı. Bosna içindeki lojistik hizmetleri Gülen hareketine bağlı turizm firması sağladı. Uyguladığı programa bakınız; Diyanet İşleri Başkanlığı, Hüsrev Begova İmam Hatip Lisesi, Genç Müslümanlar Teşkilatı’nı ziyaret!
Geziye katılan yardımcısı Erdoğan Toprak eleştirileri; “Bizi din düşmanı göstermek isteyen AKP’ye karşı böyle olmadığımızın en somut kanıtını Bosna’da gösterdik” diye karşılıyor.
Bu açıklama CHP’nin din sömürüsünde usta AKP ile yarışa çıktığının ilanı!
***
Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP; bilinçle uyguladığı din politikası ile dinci AKP’nin (RTE’nin) değirmenine su taşıyor.
Din politikasının oyları arttıracağını ve hayırlara vesile olacağını sanarak!
Yorum Gönder