CHP’de sıkıntılar - Melih Aşık

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tam iki yıl önce mayıs ayındaki Kurultay’da göreve getirilmişti. O gün en yakınında Gürsel Tekin vardı... Birçok operasyonu birlikte yürüttüler. Eski kadroları birlikte tasfiye ettiler. İkinci yıl biterken Gürsel Tekin de kendi kendini tasfiye etti...
Gürsel Tekin’in sıkıntısı neydi? Sebep ne olursa olsun önemli olan Tekin’in sıkıntısından çok partinin sıkıntıları...
Genel Başkan Kılıçdaroğlu parti içinde kendisine karşı olan grup veya gruplardan söz ediyor. Demek ki parti birlik ve bütünlüğü sağlayamamıştır.
Bu haliyle nasıl iktidar alternatifi olabilir...
En büyük sıkıntı nedir derseniz...
Partinin bir ideolojisi yok...
Bu ideolojiye dayalı programı, projeleri vs. yok...
Kemal Bey göreve gelince partinin mevcut programını elinin tersiyle itti...
Temel ilke ve politikaları terk etti. Partinin adını Yeni CHP koydu...
Ancak ortaya yeni bir ideoloji, yeni bir program ve hedefler koyamadı...
Bir siyasi parti ortak bir çizgi etrafında bütünleşemezse kişisel çıkarlar ön plana çıkar, mücadele birbirini yeme operasyonuna dönüşür...
CHP bugün o krizi yaşıyor.
İdeoloji ve program olmayınca parti gündem oluşturamıyor...
AKP karşısında yeni fikirler öne sürerek gündemi ele alamadığı için sürekli savunmada kalıyor. Puan kaybediyor.
Bu arada... Partinin temel çizgisine bağlı üyelerdeki Kılıçdaroğlu ve ekibinin partiyi farklı bir yöne sürüklediği kuşkusu da rahatsızlığı büyütüyor.
Sıkıntılar büyük... Gürsel Tekin olayı devede kulak...

Bizim memlekette hayat çok kolay olabilir aslında...
Okumayacaksın, düşünmeyeceksin, hiçbir şeyi sorgulamayacaksın... Yapacağın iş gayet basit;
Erdoğan’ın beğendiğini beğenecek, beğenmediğini beğenmeyeceksin... O kadar...
Haldun?Ertem
* * *
Genelkurmay Başkanlığı bazı yazarların,
TSK’nın onurunu ve moralini zedelediğini bildirerek onları kınamış...
58’i general 250 subayın kuşkulu kanıtlarla hapiste tutulması iki köşe yazısı kadar etki yapmıyor demek.
Fahrettin Fidan


Irak’tan saldırı...
Şike kavgası, süt zehirlenmesi, tiyatroda darbe derken Tunceli’den de üç şehit haberi geldi...
Güneydoğu’da savaş sürüyor.
İlginç olan; iktidar partisi Suriye ve Irak’a meydan okurken... Irak Başbakanı Maliki tarafımızdan iç sorunları yüzünden eleştirilirken... Hiç PKK’yı durdurmadığı için eleştirilmiyor. Onur Öymen diyor ki:
- Türkiye’nin bugün dış politikada birinci önceliği PKK’nın Kuzey Irak’tan tasfiyesi olmalı. Muhalefet liderlerinin de bu konuda Irak Hükümeti’ni eleştirdiklerini pek duymuyoruz. Bu tepkisizliğin bedelini insanlarımız canlarıyla ödüyor. Bugün Türkiye’nin gündemindeki konuların hangisi vatandaşlarımızın can güvenliğinden daha önemlidir?

Dehşet tasarısı!
30 yıldır terörle boğuşup duruyoruz. Halen Meclis Adalet Komisyonu’nda görüşülmekte olan tasarının sadece adı bile sırf bu nedenden dolayı peşin peşin evet denmesi için yeterli:
“Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı...”
Bu cazip adın arkasındaki gerçekler mi?
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’e kulak veriyoruz önce:
“İsme aldanmamak lazım. Bu tasarıyla terörizmin finansmanı önlenemez. Ya ne mi olur? İktidar, terörü önleme bahanesiyle yargı kararına gerek olmaksızın hoşuna gitmeyen kim ya da hangi kuruluş varsa onun mal varlığını dondurabilir. Dolayısıyla ekonomik olarak çökertebilir. Örneğin terör örgütüne yardım suçlamasıyla yargılanan Nedim Şener’in de... Ona, gazetesinde çalıştığı için maaş ödeyen işadamı Aydın Doğan’ın da mal varlıklarını terörizme finansman sağlamak suçlamasıyla dondurabilir.”
Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Olursa nasıl olur? CHP’nin bir başka hukukçu milletvekili Hakkı Süha Aldan’a yöneliyoruz bu kez.
- Olabilir. Tasarının 5. maddesi, ‘terör örgütlerine fon sağlayan kişi 5 yıldan aşağı olmamak üzere hapisle cezalandırılır’ diyor. Fon sağlamak, çok muğlak bir kavram. Terör örgütüne yardım suçlamasıyla yargılanan bir gazeteciye, sırf gazetenizde çalışıyor diye maaş ödemeniz dahi teröriste, dolayısıyla terör örgütüne fon sağlamak olarak, değerlendirilebilir. Dahası, verilen o maaşın terör faaliyetinde kullanılması da şart değil.
Ne tehlikeli çoraplar örülüyor Ankara’da...

Kuyrukta aşk...
İngilizlerin gündeminde şu sıralar çok mühim bir konu var: Havaalanlarındaki pasaport kontrol kuyruğunda 3 saate yakın beklemek...
Daily Telegraph gazetesinin karikatüristi Matt da durumla dalgasını geçmiş...
Barda sohbet eden iki kadından biri arkadaşına şöyle diyor:
“İtalya tatilimde bir, pasaport kuyruğunda iki aşk yaşadım.”

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget