AKP İktidarı Farklı mı? - Öztin Akgüç

Yazılarım nedeniyle geri bildirim, olumlu ya da olumsuz tepki alan biri değilim. Geçen haftaki “Her İktidar Düşer” başlıklı, aslında yirmi yedi yıl önce Milliyet’te yayımlanmış bir yazının günümüz koşullarına uyarlamasına, az da olsa tepki ve yakın çevremden de görüş aldım. Tepki ve görüşler “Bunlar kolay kolay iktidardan gitmezler” şeklinde özetlenebilir. Bu bağlamda ileri sürülen nedenleri dört alt başlık altında toplayabilirim: (1) AKP’ye özgü nedenler, (2) Seçim sistemi. Seçimin güvenilirliği, (3) Muhalefetin etkisizliği, dağınıklığı, (4) Dış destekler...
***
AKP’ye özgü, AKP’nin iktidar süresini uzatacak görüşler, savlar:
• AKP, sağlık hizmetlerinin yaygınlaşmasında başarılı. Verilen sağlık hizmeti AKP’ye olan bağlılığı ve oyu arttırıyor.
• AKP, değer yargıları, davranış biçimi olarak halkın önemli bölümünün eğilimlerini yansıtıyor. AKP, toplumun genelini iyi temsil ediyor.
• Başbakan, gerilim yaratıyor, içeride ve dışarıda gerilim arttırma politikası, stratejisini izliyor. Böylece partide bir bütünlük sağladığı gibi, tabanda da olumlu izlenimler yaratıyor; kamuoyunu yönlendiriyor, günlük sorunların gündeme gelmesini engelliyor. Ayrıca gerilim, baskı, korku, ürküntü yaratıyor.
Seçimle, seçim sonuçlarının güvenilirliği ile ilgili görüşler ve savlar da şöyle özetlenebilir:
• AKP kamunun olanaklarını kullanarak, yiyecek paketleri, yakacak yardımı, beyaz eşya dağıtımı gibi yollarla oy satın alıyor. Oy giderek satılık bir meta haline geliyor. Günlük geçim derdinde olan halkımız, geleceği pek düşünmeden, günü kurtarmaya çalışıyor. Alınan yardımlar, kısa bir süre için de olsa geniş bir kesimi rahatlatıyor.
• Seçim sonuçlarına güvenilemez. Sayım ve bilgisayar oyunları oluyor. Atılan oy, sayılan oy, açıklanan oy farklı olabiliyor.
• Bürokrasi, AKP emrinde... Bu koşullarda yargı denetimine, yargı güvencesine güvenilemez. AKP lehine istenen kararlar alınabiliyor.
***
Muhalefete ilişkin görüşler de özetle şöyle:
İktidarların iktidar süresini kısaltan, düşüş sürecini hızlandıran bir etken de muhalefetin etkinliğidir. Düşüşü yalnız iktidarın başarısızlığına bağlamak, başarısızlıkları beklemek yeterli değildir. Muhalefet iyi bir seçenek olduğu konusunda kamuoyunda güven uyandırmalıdır.
Muhalefet bir yandan sade vatandaşların isteklerini, kısa sürede beklentilerini karşılayacak programlar, projeler geliştirirken; öte yandan uzun vadeli planlar da hazırlamalı, bunları kamuoyu ile paylaşmalı, kamuoyuna iletmelidir. CHP’nin bu tür çalışmaları, hazırlıkları konusunda kamuoyunda yeterli bilgi yoktur. CHP zaman zaman medyayı suçlamaktadır. Doğrudur medya, bütünüyle denmese bile AKP ve AKP’yi destekleyen cemaat, hatta dış güçlerin denetimindedir. Ancak muhalefet ciddi çalışmaları, projeleri varsa, bunları kamuoyuna açıklamanın, iletişim yollarını bulmanın becerisini de göstermelidir.
Bir siyasal partinin varlığını sürdürebilmesi, belirli görüşleri, belirli inançları, amaçları, idealleri temsil etmesine ve bunları etkili biçimde savunmasına bağlıdır. Kısa süreli oy hesapları ile transfer değerlerle (!) bir siyasal parti, uzun sürede başarı kazanamaz. Partinin inandırıcı olmasında kadrosunun güvenilir olması da önemli rol oynar.
CHP, İsmet Paşa’nın, Ecevit’in genel başkanlık yaptığı dönemlerde, etkili muhalefet yapmıştır. Bugün böyle bir etkinliği görülememektedir.
Dış destekler konusunda da bu tür görüşler ortaya atılmakta, savunulmaktadır. Dış egemen, emperyal güçler, maddi yardım, yayın, övgü, propaganda, her türlü araçla AKP’yi desteklemektedir. Arada sırada yapılan çıkışlar ciddi değil; iç kamuoyuna yöneliktir. Dış güçlerin destekleri, kendi amaçlarına hizmet açısından AKP’den daha iyi bir seçenek ortaya çıkıncaya kadar sürecektir.
AKP’nin iktidar süresinin, kendine benzer partilerin iktidar süresinden daha uzun olacağına ilişkin görüşler böylece özetlenebilir. Gelecek yerel seçimlerden çok, olası bir anayasa oylaması ve Cumhurbaşkanlığı seçimi, AKP’nin iktidar süresi konusunda daha iyi ipuçları verecektir.