1 Mayıs - Nereidler - Orhan Bursalı

Emeğin bayramı kutlu olsun. Taksim şenlenecek, ne kadar “renk-âhenk” olur bilemem ama rengârenk bir Taksim; barış içinde geçmesi dileğimle..
***
Henüz Londra’dan yazıyorum, dünkü Londra Yağmurlu yazımda “British Museum’dan Nereidler Anıtı’nı alır gelirim belki” demiştim!
Ağır geldi.. İngiliz Fellow, Ksantos’tan neyi götüreceğini çok iyi biliyormuş! Kentin en yaratıcı özelliğini kapmış götürmüş adam.. Kapmış götürmüş derken, bu bir heykel değil bavuluna koysun, belki de binlerce ton ağırlığında müthiş bir anıt! Bergama Tapınağı gibi! Onu parça parça sökebilmek için günlerce plan program yapacaksın, o günün (1870) koşullarındaki olanaksızlıkları düşünün! Sonra sarıp sarmalayacaksın, depolara yerleştireceksin, gemilere yükleyeceksin!
Ksantos’da, Nereidler gittikten sonra, açık ve net söyleyebilirim ki, “bir şey” kalmamış gibi! Tiyatro var, yıkık dökük!. Fellow, acaba tiyatroyu da götürebilir miyim diye de düşünmüştür mutlaka, ama olanaksızlığını görmüş ve yerinde bırakmıştır!
British Museum’un devasa iki salonunda sergileniyor Nereidler, birinde anıtı yeniden inşa etmişler, diğerinde de geride kalan kabartmaları sergiliyorlar.. Hepsini saatlerce seyredebilir, gider gelir yeniden seyredebilirsiniz, o kadar yüksek bir estetiğe sahip bir anıt!
Bu estetik, bu sanat, bu yaratıcı işçilik, bu mimarlık, bu üstün deha..
Anadolu topraklarından fışkırmış..
Likyalılar, bizim geçmişimiz!
Bu topraklarda her kim yaşadıysa.. Her kim vardıysa..
Her kim ne yarattıysa, söylediyse hepsi bizim geçmişimiz.. Bize ait..
Değil mi ki biz bu toprakları devraldık, burada yaşadığımız sürece, bütün geçmiş bize ait... Bizler de geleceğe ait olacağız..
***
Nereidler Anıtı’nı “tek başıma” Ksantos’a götüremeyeceğimi görünce, müttefikler aradım hemen! Çünkü adamlar sadece Nereidler’i değil, Atina Parthenon’un müthiş kabartmalarını da toplayıp götürmüşler (Lord Elgin). Düşünceleri büyüleyen bu kabartmalar da Nereidler’in devamında sergileniyor.
O nedenle, Yunanlılarla birlikte British Museum’e hücum edebiliriz!
Tabii müzeye hücumdan önce, İngiliz hükümetine, Kraliçe’nin sarayına “saldırmamız” gerekecek!
Parthenon ve Nereidler’i, impararatorluğun tam kalbinde sakladıkları için, işimiz epey zor! Şöyle imparatorluğun kıyısında köşesinde sergilenseydiler!..
Bu arada, Halikarnassos Anıtı’nı da görelim dedik yeniden; bellek, bilgi ve kızgınlık tazeleyelim! Dünyanın 7 Harikası’ndan biri olan bu anıttan geride kalan frizleri de 1850’lerde İngiliz Newton götürmüş..
1800’lü yıllarda Anadolu İngilizlerin tam bir arkeolojik istilasına uğramış demek!
Çökmekte olan imparatorluğun anıt değerlerini alıp götürmenin tam zamanları!
***
İngilizler “uygarlığın temsilcileri” gibi! Koruyucuları! Ama Bilimler Akademisi’ni 1600’lü yıllarda kurmuş, Newton’ların yeşereceği ortamlara izin vermiş bir toplumda oluşan büyük bilincin de sonucudur, Anadolu’nun, Mezopotamya’nın, Mısır’ın yağması!
Bugünle bile kıyaslarsak, bizim iktidardakilerle, öncekilerle ve şimdikilerin yerine gelebilecek müstakbel sonrakilerle bile, aramızda 500 yıl kültür ve bilinç farkı var, diyebilirsiniz!..
Şu Nereidler’in bir replikasını Ksantos’a becerememiş bir kültür ve politika dağarcığına sahibiz!..
Bu “dağarcık”ın yapabildiği tek şey, Ksantos’ta Nereidler’in bulunduğu yere, bir teneke levha dikerek, “Burada Nereidler Anıtı” vardı demek, iki satır bilgiyle, British Museum’a referans vermek olabiliyor..
Ne diyelim?
Yeniden, Emeğin Bayramı kutlu olsun..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget