CHP Kadın Kolları Başkanı Zühal Samlı’nın tüm Türkiye’ye çağrısıyla
aldığım mektuplardan 16 Ağustos Salı günü söz etmiştim.
Mademki, bu insanlar sorumluluk edinip bu mektupları gönderdi, ben de tek tek okumalıyım diye düşündüm. İki tam günümü aldı.
Böylesi mektuplar, duyarlı insanların neler düşündüğünü, gelişmeleri nasıl yorumladığını da ortaya koyuyor. Böyle bir edinim değme araştırmalarla sağlanamaz.
Kimi illerde standart bir metin oluşturulmuş, mektup kampanyasına katılanlar altına imzasını atıp göndermiş ama hemen tümünde katılımcıların ayrıca eklediği cümleler.
Samlı’nın, “Mustafa Balbay’a ve Mehmet Haberal’a destek mektubu gönderin” çağrısına uyan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.
***
Öncelikle hakkını vermek gerekirse İzmir ve Zonguldak damgalı zarflar çoğunluktaydı.
İzmir’in kimi ilçeleri, özellikle Foça, Selçuk, Urla yörelerin güzelliğini anımsatan kartlarla katılmış. Çandarlı da onlarla yarışıyordu. Karşıyaka, Bornova mektuplarındaki hüzün, kararlılık ve beklenti dolu satırların tümüne yer vermek isterdim.
Zonguldak’ın Çaycuma’sıyla, Ereğli’siyle her yöresinden mektupları okurkan 4 Aralıkları anımsadım. 2-3 yılda bir Madenciler Günü’ne ben de konuşmacı olarak katılırdım.
Muğla’nın ilçeleri dayanışmada iller kadar güçlü olduğunu gösteriyordu.
Eskişehirlilerle “fahri hemşerilik” hukukumuz devam ediyor.
Kocaeli, Sakarya, Gaziantep, Yalova güverciniyle gökyüzünde özel kartlar hazırlamış. Çanakkale Bigalılar, güvercinin konduğu tel örgülerin etrafını meyveli zeytin dallarıyla donatmışlar.
Anadolu insanının yaratıcılığına, gözlem gücüne hep inanmışımdır. Antalya Finike’den bir mektup şöyle bitiyordu:
“Dikkat etmek lazım, memlekette ileri demokrasi kol geziyor.”
Antalya il örgütünün mektubunun sonundaki bir notu paylaşmalıyım:
“Çay ocağı personelinin de selamı var. Özellikle Fahrettin Bey’in.”
Elazığ Kadın Kolları Başkanı Hatice Kara, Süleyman Apaydın’ın “Yıkın Heykellerimi” şiirini yazmış ama arada güncel konular da var. Sonunda eklemiş:
“Bugün yaşadıklarımızı ve duygularımı katmadan edemedim.”
K.Ereğli’den Emin Semih Özkök, Martin Luther King’in bir sözünü yazmış:
“Beni kötülerin zulmü değil, iyilerin sessizliği korkutuyor.”
İstanbul’un Silivri’den Tuzla’ya, Zeytinburnu’ndan Esenyurt’a, Beşiktaş’tan Kadıköy’e, Bakırköy’den Ümraniye’ye pek çok ilçesinden mektup aldım.
Sarıyer’den kararlılık dolu bir mektup şöyle bitiyordu:
“Cumhuriyet nöbetçisi bir anne.”
Burdur mektuplarından birinde şu sitem vardı:
“Köşende, ‘hücrede tek başına’ yazıyor. Aşk olsun. Yanında biz varız ya!”
İçinde heyecanı, mücadele gücü olan herkes gençtir. Mektupların hemen tümü öyleydi. Ama kimi mektuplar o kadar gençti ki...
Bursa’dan lise öğrencisi Tuğçe şöyle diyor:
“Direniyoruz... İsyanımız gittikçe artıyor... Sizinle birlikte haksızlığa karşı mücadele vermekten kıvanç duyuyorum...”
İki kardeş yaşlarını yazarak mektuba başlamış; Bahar (17), Ertuğrul (16)... İnci gibi satırlardan bir cümle:
“Bu mektubu size destek amaçlı yazdığımız düşünülebilir ama durum tam tersi; biz bu satırları sizden destek bulduğumuz için yazıyoruz...”
***
Mektupları illere göre ayırırken Tekirdağ, Bolu, Ankara, Polatlı, Çayyolu, Balıkesir, Giresun, Şarköy, Mersin, Adana, Hatay, Çanakkale, Manisa, Kartal, Bandırma, Aydın, Nazilli, Çorum, Düzce, Denizli damgalı destelerin yan yana yükseldiğini aktararak noktayı koymak durumundayım.
Bir de telgraflar vardı: Yıldız Kenter, Muazzez İlmiye Çığ, ne büyük insanlar...
Bu dayanışmayı sadece bana yönelik bir kampanya olarak algılamıyorum. Haksızlığa karşı duruş, benzer durumdaki tüm insanların acısını paylaşma ve çözüm arayışı olarak algılıyorum.
Olabildiğince kapsamlı yer vermemin başlıca nedeni bu.
Kadın kollarının yanı sıra gençlik kollarından da yoğun katılım vardı. Bu satırları yazarken 4-5 koli mektup kargo ile geldiği için bir süre sonra vereceklerini söylediler.
CHP milletvekili arkadaşlarla duruşmalarda kısa sürelerle konuştuk; eylülden başlayarak Meclis’in açılmasıyla özgürlük mücadelesini yoğunlaştıracaklar.
Bu mücadeleye bir de toplumun, kadınların, gençlerin elinin değmesi ne güzel olur...
Mustafa Balbay/Cumhuriyet
Yorum Gönder