Son dönemin moda sözcüğü “sivil”.
Evet son günlerde parola “sivil”, şifre “askeri vesayeti kırmak”.
Son YAŞ toplantısındaki fotoğrafa bakın görürsünüz, askeri vesayetin kırılma sürecinin nasıl elle tutulur hale geldiğini.
Askerler önceleri yavaştan, sonra da hızlanarak siyasal mevzilerden çekiliyorlar.
Bir zamanlar askerin yaptığı kimi görevleri de artık siviller üstleniyor. Bu cümleden olmak üzere de polis ordunun görevlerinin bir kısmını yüklenirken silah ve teçhizat açısından da ordu kadar güçleniyor.
Değişik marka ve modeldeki 300 yeni zırhlı aracın teslim alınmasına başlandı bile.
Bundan böyle son model silahlarla donatılacak polis, Cobra Shortlandlar, kameralı Shortlandlar, Dragon Panzerler, TOMA’lar (Toplumsal olaylara müdahale araçları) ile bezenecek. Eldeki araçların yenilenmesi için 2012 bütçesinde yeni kaynaklar yaratılacak. Ayrıca polis tam otomatik muharebe tüfeği M-16’larla ve bunların bomba atarlı değişik versiyonları ile donatılacak.
Kısacası terör ile mücadelede, PKK ile savaşta, polis ordunun yerini alacak.
Terör ile mücadele konusunda polisin yeterli etkinliği gösterebilmesi için güçlendirilmesine de hız verilecek.
***
Polisin terör ile mücadelede, komutanlarının bir bölümü kışlada hapis olan TSK’nin yerini alması, kimilerine göre askeri vesayetin kırılmasında yeni bir adım.
Bu yeni hamlenin devletin durumunu da güçlendireceğini söyleyenler var.
Kimi çevreler, şu anda önce savaşılması gerekenin PKK mi yoksa TSK mi olduğu konusunda bazı tereddütlere sahiplerdi. Şimdi şiddetlendirileceği belli olan terör ile mücadelede askerin yerini polisin, yani sivilin alması, hem bu tereddütleri ortadan kaldıracak olması bakımından hem de askeri vesayete bir darbe daha indirmesi açısından yararlı addedilmekte.
Bu arada polis, terör ve her türlü serpintisiyle mücadelede etkili rolünü arttırmaya başlamış bulunuyor. Nitekim son bir ay içinde 20 şehit verilmesinden müteessir olan bir kısım vatandaşımızın Edirnekapı Şehitliği’nde bir araya gelerek terörü protesto girişimleri de polis tarafından sert bir biçimde engellenmiştir.
Polis yalnız terörle değil, terörü protesto edenle de mücadele içindedir artık.
Önceki gün Edirnekapı Şehitliği’nde terörü protesto eden, şehit verilmesinden üzüntü duyan vatandaşa polis ezcümle şunu söylüyordu:
- Terör ile mücadeleyi de protestoyu da gerekirse biz yaparız. Siz karışmayın, ortalığı da karıştırmayın!
***
Polis terör ile mücadele konusunu çok ciddiye aldı. Son olarak Terör ile Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri Ulusal Kanal’ı, Aydınlık’ı, İP Genel Merkezi’ni bastı. Cuma günü olayı telefonla haber aldığımda eskilere, geçmişe, CMS’lerle askerlerin gelip gazete - TV idarehanesi ve siyasi parti merkezi bastığı günlere gittim.
Ama o günler artık geride kalmıştı. Terör ile mücadele artık çok ciddi ve etkin olarak sivil bir biçimde yürütülüyordu.
Toplum artık postal sesiyle uyandığı haki üniformalı günleri geride bırakmıştı.
Toplum üzerinden askeri vesayet kalkıyordu.
Ve askeri vesayetin kalkmasının etkileri her yerde kendisini hissettiriyordu. Nitekim 14 Ağustos Pazar günü Cumhuriyet’in 15. sayfasındaki bulmacasında Sedat Yaşayan “soldan sağa” 5. kolonda şunu soruyordu: “Orduyla ilgisi olmayan.”
Bir zamanlar telaffuzu bile yürek isteyen bu sözcüğü herkes biliyor artık: “Sivil”.
Nitekim her şeyin o biçim “sivil” olduğu toplumda, ben de öyle yazdım cuk oturdu.
Evet, artık her şey o biçim sivil.
Yani nasıl derseniz, artık yapılanların orduyla ilişkisi yok.
Artık 12 Eylül döneminde ordunun yaptığını siviller yapıyor ve cuk oturuyor.
Artık her şey o biçim sivil. Yani yapılanların orduyla ilgisi yok.
Sivil dönem, herkese hayırlı olsun! Ordunun vesayeti artık sona erdi.
Ali Sirmen/Cumhuriyet
Yorum Gönder