90 yıllık Cumhuriyet tarihimizde AKP iktidara gelinceye kadar, "Gizli
Tanık" denilen bir kurum olduğunu anımsamıyorum. Ne zaman ki, ardı
ardına bir dizi komplo davası sahnelendi ve bu davalara bakmaları için
kökü İstiklal Mahkemeleri’ne ya da Sıkıyönetim Mahkemeleri’ne uzanan
Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri görevlendirilmeye başlayınca, bu
mahkemelerde görülen davalar da bir de ‘Gizli Tanıklık’ kurumu oluştu.
Rahmetli Aziz Nesin hayatta olsaydı, o birbirinden ilginç gülmece
öykülerinin kim bilir kaçında bu ‘gizli tanık’ olayını irdelerdi!
Pazar günü Ergenekon Davası şüphelisi olarak Silivri'de tutuklu bulunan
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un, bir de Malatya'daki ‘Zirve Yayınevi’
davası nedeni ile tutuklu ya da hükümlü bulunan bir kişinin ‘gizli
tanık’ olarak Savcılığa yaptığı başvuru üzerine 8’nci Cumhurbaşkanı
rahmetli Turgut Özal'a yönelik bir suikast girişiminin eylemcisi olarak
ifadesi alınmak üzere Ankara'ya götürüldüğü TV’lerin ilk haberleri
arasında yer almıştı.
Emekli Orgeneral Tolon, sivil giysili jandarma erlerinin gözetiminde,
uzun bir kara yolculuğundan sonra Ankara Adalet Sarayı’na ulaşmış ve
görevli savcı kendisine eski Cumhurbaşkanının, iddia edildiği gibi
zehirlenerek öldüğü konusunda bilgisi olup olmadığını sormuş.
Meğer, Zirve Davası’nda ifade veren gizli tanık eski uzman çavuş İlker
Sınar, Genelkurmay Başkanlığı’nda oluşturulan bir gizli ekibin
varlığından söz ediyormuş! Tolon Paşa’nın başında olduğu bu ekip Zirve,
Misyoner davaları gibi Malatya'daki Olağanüstü Yetkili Ağır Ceza
Mahkemesi’nde görülen davanın ‘Ergenekon Örgütü’ adı altında Silivri'de
beş yıla yakın bir süredir devam eden yargılama dosyaları ile ilişkisi
araştırılıyormuş!
Ankara'daki görevli savcının dört saat boyunca 35 soru yönelttiği
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un sorgulanması ile ilgili haber, dünkü
yandaş medya da "Özal'ın Ölümünde Ergenekon Şüphesi Mercek Altında"
başlığı altında verilmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Tolon'un yanıtlarını yeterli görerek
ikna olmasaydı, anlı şanlı Ergenekon Davası’nın 120 milyon sayfayı aşan
tutanaklarının arasında bir de, beş yıldızlı gizli tanık olarak ‘Özal’
bölümü yer alacaktı!
‘Gizli Tanık’ kurumunun adaletin ortaya çıkmasına,her zaman yardımcı
olduğu söylenemez. Kuş bakışı bir internet araştırmasında , 1 milyon 100
haber arasında güncelliği ile öne çıkanlardan bir kaçı bile söz konusu
kurumun nasıl dejenere edildiğini göstermeye yeterlidir:
*KCK davasında Ahmet Su kod adı ile görüntüsü ve sesi değiştirilerek
‘gizli tanık’ olarak dinletilen kişinin Barış ve Demokrasi Partisi
Sekreteri olduğu anlaşılmıştır.
*Diyarbakır da, bir polisin silahlı saldırı sonunda yaralanması ile
ilgili davanın tutuklu sanığı 19 yaşındaki öğrenci Gülsüm Koç, 4 cü Ağır
Ceza Mahkemesi’nde tek bir gizli tanığın ifadesi ile ömür boyu hapis
cezasına hüküm giymiş, yaralı polisler daha sonra Gülsüm'ü kendilerine
ateş eden kişi olarak görmediklerini açıklamışlardır.
*En ilginç örnek Ergenekon Davasının 7 Kasım 2012 oturumunda dinlenilen
gizli Tanık Deniz'in gerçek adının terör örgütü PKK adına işlenmiş onca
cinayetin suçlusu Şemseddin Sakın oluşudur.
Sevgili Okurlar,gizli tanıklık yapanların maaşlarının Adalet Bakanlığı
yerine niçin Başbakanlık Örtülü Ödeneğinden ödendiğini hiç düşündünüz
mü?
Yorum Gönder