Camilerin altında AVM olmaz! - Eren Erdem

İstanbul “abdestli kapitalizmin” pilot bölgesidir. Şöyle bir çıkın sokaklara. Camileri gezinin...
İslam fikrine göre; camiler “yoksulların evidir.” Cami/mescid; açların doyduğu yerdir. Açlar oralara girer, düşkünler derman, yoksullar yoldaş bulur. Dayanışma olur, insanlar kaynaşırlar.
Her mescide “yemekhaneler olması gerekir.” Diyanet işlerinin 4 milyar 604 milyon TL bütçesi varken, yemekhanesiz camilerin olması “riyakarlıktır.”
Evine ekmek bile alamayan insanların olduğu yerde, “lüks AVM’lerin cami altlarına yapılması asla caiz değildir.” Bu bir riyakarlıktır. İnsanlar markete girerken, evlatlarına alamadıkları erzakları görerek, o dükkanlarda sergilenen ve evlerinde olmayanları görerek iç çekmemelidir.
Mescidler eşitlik merkezidir. Abdestli kapitalistlerin yaptığı gibi; şov ve gösteriş yerleri değildir.
***
Bir kişi, mescide girerken AVM’nin önünden geçiyorsa, evlatlarının yoksulluğunu düşünüp iç çekiyorsa, bu duruma sebep olan camileri yaptıran kimseler vebal almıştır. Ya o kişi, o marketten alışveriş yapabilen insanlarla eşitlenip, o imkanlardan yararlandırılacak, ya da o kişinin vebali; o işe sebep olanların yakasına yapışacaktır...
Rant ve ihale peşkeşini ibadete çeviren iktidar ve iktidarın yakınında konuşlanmış vakıflar, cami dikerken; ihalesini 5 yıldızlı kapitalist şirketlere veriyor. Camiler “yoksulların evi değil” zenginlerin eğlencesine ve ego tatmin merkezlerine dönüştürülüyor.
***
2 rekat namaz kıl, sonra yan gel yat! Böyle ibadet olmaz. Bu; Mekke’li müşriklerin ibadet tarzıydı. Hz.Peygamber efendimiz, bu ibadeti yasakladı. Kur’an bu ibadeti fesh etti. 2 Dönüm bostan, yan gel yat Osman aklıyla Allah’a yaklaşılmaz. İbadetin tamamlanması için; zulümle mücadele gerekir. Bugün yokluk ve yoksulluk zulmünün müsebbibi Batı kapitalizmi ve bu kapitalizmin en ileri aşaması olan bozguncu kahpe emperyalizmdir.
Dolayısı ile emperyalizm ile mücadele bugün imanın şartıdır.
***
İmanın şartlarından Allah’a iman, Allah’ın zatıyla birlikte; Allah’ın evine de imanı gerektirir.

Şimdi dikkat!

İman kelimesinin “emn” kökünden geldiğini söylemiştim. Emn kökünün temel manası “güven” manasındadır. Allah’ın evine iman, Allah’ın evine güven demektir.
Bir mekan; bir siyasetin merkezine evrilmişse, oraya güven duyulmaz. Son derece güvensiz bir ortam oluşmuş demektir. Güvenilmeyen kişi ve mekanın İslam olması namümkündür. Olanaksızdır.
Olayısı ile bugün camiler; yoksulsuz, garibansızdır. Şov ve gösteriş merkezlerine dönüştürülmüşlerdir.
***
Mescidlerin altında AVM olmamalıdır. Mescidlerde sadece namaz kılınmamalıdır. Dikiş-nakış kurslarından tutun da, müzik kurslarına kadar. Sosyal yaşamın içinde ihtiyaç duyulan birçok şey oralarda olmalıdır. Peygamberimizin mescidi böyle idi. Evlenenlerin düğünlerini yaptığı yerdi. Kasvet ve korkunun değil, paylaşım, kardeşlik ve eşitliğin mekanıydı.
İktidar yandaşı ve servet sahibi mescide girdiğinde kızarmalıdır. Aksi taktirde orada teknik bir sıkıntı var demektir. O sıkıntı tehlikelidir. İslam’ın mabedini tapınağa dönüştürücü, İslam’ı içeriden vururucu bir girişimdir.
Bu yüzden bir siyasi iktidar; önce ibadethaneyle uğraşır. Önce orayı bozar. Oranın bozulması, tüm kitleleri bozucudur. Tehlikelidir.
Özetleyecek olursak, bu camiler “mescid” midir? Bence değildir. Allah “mescidler” inşa etmeyi nasip etsin. AVM camileri değil!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget