Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan bazı konularda dur, durak bilmeden demeçler vermekte ve kararlar almaktadır.
Son Avusturya dönüşünde uçakta gazetecilerin sorusu üzerine, “Kamuda türban yasağının kaldırılması ve türbanlı belediye başkanı ve milletvekili adaylığının önünde anayasal bir engel bulunmadığını, yanılmıyorsam bir yönetmelik var. Mevzuatla ilgili bir düzenleme yaparak bu mesele aşılabilir. Şu an Ziraat Bankası'nda, THY'de çalışabiliyorlar. Onlara bir heyecan verdik” yanıtını vermiştir.
Gerçekten bu konuda bir engel var mı? Yok mu? Okuyucuların bilgisine sunmak istiyorum.
Yasal dayanaklar:
1-Bazı Kisvelerin giyilmeyeceğine dair 2596 sayılı yasanın 5. Maddesi “ Türkiye Devleti nezdine memur bulunanların kıyafetleri beynelmilel mer'i adetlere tabidir.”
2-3511 sayılı yasa ile 2547 sayılı yasaya Eklenen Ek 16. madde ile "Yükseköğretim kurumlarında, dershane, laboratuvar, klinik, poliklinik ve koridorlarında çağdaş kıyafet ve görünümde bulunmak zorunludur. Dini inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılması serbesttir" hükmü getirilmiştir. (Ancak bu hüküm Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa ve İnkılap Yasalarına aykırı bulunarak iptal edilmiştir.)
3- 3670 sayılı yasayla 2547 sayılı yasaya Ek 17. Madde eklenmiş, "Yürürlükteki Kanunlara aykırı olmamak kaydı ile yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir." hükmü getirilmiştir. (Anayasa Mahkemesi bu hükmü iptal etmemiş, ancak gerekçesinde türbanın yürürlükteki kanunlara göre takılamayacağını gerekçe olarak almıştır.)
Ancak, eski YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın, iktidardan aldığı destek ve cesaretle, bütün yasal engellere karşın, ben yaptım oldu mantığı ile bir genelgeyle üniversitelerde türbanı serbest bıraktığını biliyoruz.
4- Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe giren Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmeliğin 5/2 maddesinde sözü edilen personelin kılık ve kıyafette uyacakları hususlar açıklanırken;
a) (Değişik: 3.1.2002/24629 RG) Kadınlar;
Elbise, pantolon etek temiz, düzgün, ütülü ve sade, ayakkabılar ve/veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı, görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış, tırnaklar normal kesilmiş olur. Ancak bazı hizmetler için özel iş kıyafeti varsa görev sırasında kurum amirinin izni ile bu kıyafet kullanılır.
Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolonlar giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez.
5-Yine 22 Temmuz 1981 gün ve 8/3349 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren "Milli Eğitim Bakanlığı ile Diğer Bakanlıklara Bağlı Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin Kılık ve Kıyafetlerine İlişkin Yönetmelik" hükümleri kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personel ile Bakanlıklara bağlı okullardaki görevlilerle öğrencilerin, Atatürk İnkılap ve İlkelerine uygun, uygar, aşırılığa kaçmayacak sade bir kılık ve kıyafette olmaları amacıyla düzenlemeler getirmiş, kadınların görev mahallinde, kız öğrencilerin ise okullarda başlarının açık olacağı belirtilmiştir.
6-Yükseköğretim kurumlarında ilk türban yasağı Yükseköğretim Kurulu'nun 20.12.1982 tarihli genelgesi ile getirilmiştir. (Danıştay 8. Dairesi genelgenin iptali davasını reddetmiştir.)
7- Devlet memurları Yasasının ek 19. Maddesi; Devlet memurları kanun, tüzük ve yönetmeliklerin öngördüğü kılık ve kıyafet kurallarına uymak mecburiyetindedirler.
8- TBMM iç tüzüğü madde 56 Bayan milletvekillerin Tayyör giyerler.
Sayın Başbakan ve çoğunluğu elinde bulunduran Meclis Grubu tüm bu yasal düzenlemeleri (Yasalar, yönetmelikler,) kaldırıp Türbanı kamuda serbest bırakabilir.
Ancak;
Sayın Başbakanın uçakta verdiği demecinden, hukuk danışmanlarının kendisine eksik bilgi verdiği anlaşılmaktadır.
Türban konusunda, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararları bulunmaktadır.
Türbanın kamu alanlarında takılıp, takılmayacağı konusundan Anayasa Mahkemesi ve AİHM’sinin verdiği kararların bağlayıcı niteliği vardır.
Örneğin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Anayasa Mahkemesi Kararları” başlıklı 153. Maddesinin son fıkrası “Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” Şeklindedir.
Ayni bağlayıcılık AİHM kararları içinde söz konusudur.
Söz konusu mahkemeler, bu konudaki içtihatlarını değiştirmeden, Sayın Erdoğan’ın mevzuat değişikliği ile kamuda türban takılmasını nasıl serbest bırakacağını anlamakta zorluk çekiyorum.
Yazımı, yukarda açıkladığım 2547 sayılı yasaya, Türbanın serbest olduğu dair eklenen Ek 16.maddenin iptaliyle ilgili Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçesinde bir pasajla son vermek istiyorum.
“Atatürk'ün gençlere emanet ettiği ve nitelikleri arasında lâiklik ilkesi de bulunan Cumhuriyetin bu temel taşının yerinden oynatılması ve gençlerin lâiklik ilkesinden saparak teokratik fikirlere yöneltilmesini sağlayacak yasal değişikliklerin yapılmasını maddi ve manevi mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönündeki Türkiye Cumhuriyeti ile bağdaştırmaya imkân bulunmamaktadır. (07.03.1989 tarih, 1989/1-1989/12 sayılı karar)”
Bu açıklamalardan sonra Türbanın kamu alanında takılmasına engel olup olmadığını okuyucuların takdirine sunuyorum.
02.03.2013
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder