Kim demiş; “ülkede iş sahası yok…”
Kim demiş; “devlet yeni iş alanları yaratmıyor”
Ama, öyle ha deyince, al sana iş olmaz ki!...
İlk adım, “adam” olmak.. İkinci adım ise; “adamı” olmak…
*
İşe adam, adama da iş gerek!...
Hüner; bu iki gereği buluşturup bir araya getirmek!.
El-etek öpecek, gerdan kıracak, köşe köşe kıvıracak…
Meydanlarda alkış tutacak…Esip savuracak, söyleneni savunacak…
Ters L duracak, komutlara mutlak uyacak, koş deyince koşacak,
Dur deyince duracak…tut deyince saldıracak, parmak kaldırıp
onaylayacak… Sormayacak, sorgulamayacak sorgulayana kızacak…sorandan
hesap soracak... Her koşulda koruyacak-kollayacak..
Havlu-peşkir tutacak
İbrikçiliği kimseye kaptırmayacak, el pençe divan duracak;
Ulemaya soracak… Yaptığını kitabına uyduracak…
Sandık önüne geldiğinde, koyun olup oy atacak…
*
Aş!.. araba, para!... Makam-mevki!...Tek koşul; biat, itaat...Makam bol.
Yoksa bile; bir fetva’yla, tek fermanla bir gecede nice makam ihdas olunur!..
Bunca yıkım içinde; bir makam ihdasının adı mı olur!?..
Her makam, her mevki, her kanun, her nizam… ülkede, ” tek kişi”den
sorulur. Yandaşlar yanında; Doğrucu Davut’tur.. Aslında bu ad’la pek
ilgisi de yoktur, ama işi çoktur!..
*
DOĞRUCU DAVUT!...
İşi gücü budur onun;
Gözümüz boyanır her sabah…
Hepimiz uykudayken..
Uyanır bakarız ki boyanmış gözümüz..
Bilmezsiniz kim boyar.
O boyar.
Çivisi çıkar toplumun kimi zaman,
Meydanlara çıkarlar destursuz…
Hak ararlar..
Bağırırlar…
Meydanları doldururlar… ellerinde bayrak.
Bilmezsiniz kim susturur…
O susturur..
Dalga geçer kimi zaman
Görevine sayar bunu…
Başı döner; öfkelenir;
Düşününce,
Görevinin bir gün; son bulacak olduğunu…
Bir baş düşünür başında,
Bir mide düşünür midesinde,
Bir ayak düşünür ayağında…
Karmakarışık olur kafası halkın…
Bu kaos ortamında.
Ne haltedeceğini bilemez!...
Bilmezsiniz buna kimdir sebep..
O’dur sebep!..
*
Gayri bir düşün bu durumu!...
Sonucun nelere malolduğunu…
*
Her biri bir makamdır İş alanıdır... Tim’dir aslında yukarda sayılanların…
Hani, eskiyen ayları kırpıp yıldız yaparlarmış ya…eskiden.. Farz-ı misal…
Al – ver bir gömlekle huy değişince yani;
Eskiyen siyasiler bakanlara yardımcı yapılır oldu şimdi.
Özgürlükler gelip de…, ileri demokrasi hakim olunca yani…
Sadakatla, itaatle yıldız, olunur oldu şimdi…
Dinleme, fişleme, görüşme…derken; Bir fermanla; “Şemsiye timi” kuruldu!...
Korumadan sorumlular, şemsiyeden kurtuldular. Çok tasarruf olacak; çoook!...
Usta çoban; çok daha iyi korunacak!.. Belki kepenek tutma timi de olacak!..
Gerektikçe yeni timler kurulacak… Nitelikleri tutan yandaş-vatandaşlardan (sınavsız) adamlar alınacak…
*
Her tim bir hizmet!.. İşsizliğe çare… Kim demiş; devlet iş sahası açmaz diye..
Yandaş ve yalaka timi…; Ocak, şubat mart…Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım,
A r a l ı k.. kapı daim.
Alkış timi…: Ocak, Şubat.. Eylül, Ekim; Kasım.. A r a l ı k!... kapı daim.
(İnanan-kanan-aldanan) – (inandıran-kandıran-aldatan) timi; kadro açık daim …
Yorum Gönder