ABD ile AKP arasında, başta Irak ve Suriye konusunda olmak üzere bir çatlak
oluşmaya başladığı görülüyor. Ancak bu çatlağın esas olarak ABD içi çatlağın bir
yansıması olduğunu söylemeliyiz. Bu durum AKP’yi oluşturan koalisyon içinde de
kırılmalara dönüşüyor.
Bu çatlağın izleri özellikle ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin
son konuşmasında iyice belirginleşti.
ABD’DE İÇ YARILMA
ABD’deki çatlağın kaynağı ekonomik kriz… ABD için krizin en hasar veren
sonucu ise Türkiye’nin milli gelirinden bile büyük olan bütçe açığı vermesidir.
Bu açık, bütçe kesintilerini zorunlu kılıyor. Bütçe kısıntıları da en çok askeri
harcamalara yansıyor. Bu da haliyle ABD’nin silahlı dış politikasını
etkiliyor.
ABD Savunma Bakanı Leon Panetta durumu şu sözlerle özetliyor: “Kongre,
1 Mart’ta otomatik olarak devreye girecek bütçe kesintilerinin önüne geçecek bir
adım atamazsa, ordu ciddi zaafa uğrayacak, dünya genelindeki krizlere yanıt
verebilme kabiliyeti azalacak.”
Obama yönetimi ekonomik kriz nedeniyle bir süredir içe yönelmiş ve
ağırlığı krizin etkilerini azaltmaya vermiş durumda. Bu durum ABD’yi başta
Suriye olmak üzere kimi konulara zorunlu olarak “aktif” müdahale edemez hale
getiriyor.
Ancak Obama yönetiminin “geri çekilme” hamleleri hâkim sınıflar içinde
şiddeti artan bir çarpışmaya da dönüşmüş durumda.
Örneğin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Savunma Bakanı Leon
Panetta ve CIA Başkanı David Petraeus üçlüsüne ait Suriye planının
Obama tarafından reddedildiğinin kamuoyuna duyurulması önemli. Bu hamle
üzerine Senato’da Panetta’ya “Suriye muhalefetine silah yardımı yaptık”
dedirtildi. Ancak neticede üç isim de değişik yollarla tasfiye edildi.
SURİYE KONUSUNDA FARKLILIK
ABD, Türkiye’nin Suriye’ye aktif müdahale edilmesi çağrısına olumlu yanıt
veremiyor. AKP hükümeti ise Beşar Esad’ı tek başına deviremiyor.
Erdoğan ABD’nin tutumunu önce Kasım’daki seçimlere bağladı ama durumun
değişmeyeceğini gördü. O yüzden Suriye sahnesinden çekilme arayışlarına girdi ve
Esad karşıtı sert sözlerine rağmen, Moskova ve Tahran’ın dâhil olduğu
çözüm modellerini gözden geçirmeye başladı.
Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu ise Suriye sahnesinde aktif
bulunma çizgisinde ısrar ediyorlar.
Öte yanda İsrail’in Suriye’yi vurmasının ardından Erdoğan ile
Davutoğlu’nun tepkilerinin içerik farklılığı da dikkat çekiciydi.
Erdoğan İsrail’i kınarken, Davutoğlu “Esad neden İsrail’e çakıl
taşı bile atmadı” diye soruyordu. Nitekim ABD Dışişleri Bakanlığı da
Erdoğan’dan ziyade Davutoğlu’na yüklendi ve onu “ortamı
kızıştırmaya” çalışmakla suçladı!
ABD’NİN MALİKİ’YE MECBURİYETİ
ABD Büyükelçisi Ricciardone, AKP’nin Irak politikasına yönelik kimi
eleştirilere resmiyet kazandırdı. Ricciardone, Türkiye’nin Bağdat’a
rağmen Erbil’le yakınlaşmasını ve petrol politikalarını yanlış bulduklarını,
Irak’ın bütünlüğünden yana olduklarını belirtti özetle.
Böylece Ankara’da yükselen “Washington neden Nuri El Maliki’ye haddini
bildirmiyor” serzenişi de yanıtını bulmuş oldu. Gerçekte Irak’ın birliğini
savunmayan ABD, şu aşamada bir alternatifi olmayan ve Irak’ta gücünü artıran
Maliki’yi karşısına alamazdı elbette!
RİCCİARDONE İLE ERDOĞAN AYNI ŞEYİ SÖYLEDİ
Ricciardone ayrıca uzun tutukluluğu ve askerlerin terörist ilan
edilmesini, toplamda da yargı sistemini eleştirdi. Kuşkusuz bu sözler normalde
bir büyükelçisinin görevi de değildir, haddine de değildir. Ancak yargısının
“uyumlulaştırılması” için Adalet Bakanlığı’na ABD’li danışman kabul eden ve
polisinin FBI’ya Ergenekon brifingi vermesini isteyen bir hükümet için durum
maalesef olağandır, normaldir.
Buna rağmen AKP sözcüsü Hüseyin Çelik çok sert açıklamalar yaptı ve
“acemi büyükelçi haddini bilmeyi öğrenememiş” dedi. Oysa Ricciardone’nin
eleştirileri Erdoğan’ınkiyle aynıydı ve onu tamamlıyordu. Dahası ABD
Dışişleri Sözcüsü Victoria Nuland, Ricciardone’nin sözlerinin daha
önce Hillary Clinton tarafından muhataplarına söylendiğini, yeni Bakan
John Kerry’nin de aynı şeyleri söyleyeceğini ilan etti.
ERDOĞAN DOĞU’YA BAKIYOR
Sonuç olarak hem ABD’de hem de AKP’de çatlak var. Bu durum ABD’nin bir
parçasıyla AKP’nin bir parçasını en temel konularda karşı karşıya getirmeye
başladı.haberguncel.blogspot.com
Erdoğan’ın ŞİÖ seçeneği hamlesiyle Batı’ya sırtını dönmeden Doğu’ya da
bakması ve bölge kuvvetleriyle ortaklık araması bu nedenle önemli…
Yorum Gönder