Sn. Çiçek, Anıtkabir Özel Defteri'ne ne yazmış? - Tünay Süer

Sn. Çiçek, Anıtkabir Özel Defteri'ne ne yazmış?
Bir tarihi yok etmeye, ülkeyi bölmeye, bunu düşünmeye bile kimsenin hakkı yoktur. Gerçekleri saklamak, düşmanla işbirliği yapmak, vatanını satmak ancak kalleşlere, korkaklara mahsustur.
Vatan, namus, onur, şeref demektir. Kendi askerine kurşun sıkan, sıktıranlar alçaktırlar, namussuzdurlar!
Bunlar, bunlar var ya, şahsi hırsları uğruna yaptıklarının tümünün cezalarını, belalarını bir gün mutlaka bulacaklardır.
Her ulusun tarihinde bir şanlı, bir kanlı, birde kara sayfalar vardır. İşte bu satılmışlar o kara sayfalara gömüleceklerdir. Gün gelecek hem halka, hem de öte yanda vatan uğruna can veren şehitlere hesap vereceklerdir.. Kahrolsun PKK ve işbirlikçileri…
****
30 Ağustos Bağımsızlık ve Zafer Bayramımız…
AKP Hükümeti değerlerimiz ve değer yargılarımızı yavaş yavaş aşındırarak yok etmek istiyor. Buna asla izin vermeyeceğimizi sanırım (30.Ağustos.2012) bir kez daha anlamıştır.
Yurdun birçok kentinde, ilçesinde tüm yasaklara rağmen halk büyük bir coşku ile 30 Ağustos Zafer bayramımızı doyasıya kutladı.
Ülkemiz, Mustafa Kemal’in hedeflediği çağdaş, demokratik ve tam bağımsız bir Cumhuriyetten kopartılarak, ortaçağ karanlıklarına götürülmek istenci ile yönetilmektedir.
İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluğun yanı sıra adaletin siyasallaştığı, şanlı ordumuzun komutanlarının, aydınların, gazetecilerin zindanlara kapatıldığı vahim bir süreçten geçmekteyiz.
Bunlara ilaveten yasaklar ile özgürlüğümüz ellerimizden alınmış, milli bayramlarımıza sınırlar getirilmiştir.
Kısıtlama ve yasaklar İlk olarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerinin iptal edilmesi ile başladı. Sonra sırasıyla 19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri ve nihayet 30 Ağustos Zafer bayramımızı kutlamamıza kadar uzandı. Velhasıl içerisinde Atatürk olan her şey yok edilmek, unutturulmak istenmektedir.
Oysaki Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel felsefesi Atatürk İlkeleri olarak adlandırılan akılcı ve bilimsel çağdaş düşünce felsefesidir. Türk Halkı buna gönülden bağlıdır. Türkiye’yi bir Katar, bir Suudi Arabistan yapmaya çalışanlar hayal deryasında yüzmektedirler.
Bu halkı tamamen yok etmeden ne Atatürk’ü ne de onun ilkelerini, devrimlerini kimse yok edemez.
Türk Halkı buna asla izin vermeyecektir.
Gelelim 30 Ağustos 2012 gününe.
Sayın Cumhurbaşkanımız da insandır hastalanabilir, bu doğaldır. Tekrar geçmiş olsun diyor şifalar diliyorum kendisine. Ancak böyle önemli bir günde AKP nin içerisinden çıkmış bir cumhurbaşkanı olarak, Atatürk ilkelerini benimsemeyen karşısında olan birisi olsa da, ayrımcılık yapmamasını isterdim. Kibar, zarif bir cumhurbaşkanı olduğu için kendisinden tüm yurttaşlarına ve de onların değerlerine saygı duymasını, eşit davranmasını beklerdim.
Çünkü kendisi kabul etmese de 72 milyonun cumhurbaşkanıdır. Ve burası Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Atatürk sayesinde o makamda oturmaktadır. Bunu da asla unutmamalıdır.
Tamam, rahatsız olabilir ama Çankaya’da ki kutlama töreni neden iptal edildi? Kendisini temsil edecek meclis başkanı Sn. Çiçek kutlamaları kabul edebilirdi. Bu olayın böyle gelişmesi halk üzerinde sayın cumhurbaşkanına karşı haklı olarak bir soğukluk yarattı ve çeşitli söylentilere yol açtı.
*****
Kendi vatandaşına böylesine zulüm yapan, tarihini yok etmek isteyen bir iktidar başka nerede vardır acaba?
O tarih ki altın harflerle yazılmış sayfalarına. O tarih ki yedi düveli dize getirmiş büyük bir zaferle bizlere yurt kazandırmış, dünyanın mucize dediği gururlanacağımız bir tarihtir.
Bakınız TBMM si başkanımız Sn. Çiçek Anıtkabir Özel Defteri'ne ne yazmış:
''Aziz Atatürk, tarihimizin en önemli gurur günlerinden Büyük Zafer'in yıl dönümünde huzurunuzdayız. Büyük yokluklar içinde güçlü ordulara karşı Kurtuluş Savaşı'nda verdiğiniz mücadele milletimizin hür ve bağımsız yaşama kararlılığını tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Yüce milletimiz ve kahraman ordumuzla 30 Ağustos'ta muazzam bir destan yazdınız. Bizlere bu cennet vatanı ve cumhuriyeti miras bıraktınız. Bizler bu ülkenin her karış toprağı için ne bedeller ödendiğinin bilincindeyiz. Emanetiniz güvenilir ellerdedir. Emanetinize sonsuza kadar kararlılıkla sahip çıkacağız.”
Sn. Çiçek’in bu sözlerinde samimi olmasını isterdim.
Şimdi kendisine soruyorum;
Sn. Çiçek, emanete böyle ulusal bayramlarımızın halk tarafından kutlanmasına yasaklar getirerek mi sahip çıkıyorsunuz?
Atatürk’e kendi halkının saygı duruşunu, anıtlarına bir çelenk koymasını neden yasaklıyorsunuz? Neden çok görüyorsunuz?
Üniversitelerdeki Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüleri’nin kaldırılması için çalışmalar yapılıyor mu sorusuna YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, "Yükseköğretim yasası değişikliği kapsamında bu konular gündemimizde, tartışılıyor" diyor.
Bu mudur Atatürk’e vefa borcunuz? Bu mudur Atatürk sevginiz ve ona saygınız?
Kusura bakmayın ama içinden şöyle demek geliyor. Hadi canım sende…
****
Bakınız Sayın Çiçek, sizler Atatürk’ü unutturmaya kalkarken, Kurtuluş Savaşımızda denize döktüğümüz düşmanımız Yunanistan’ın en çok satan gazetesi TaNea, her hafta gazetenin yanında vereceği 'dünyayı değiştiren konuşmalar' serisine, bu hafta Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk'u ile başladı.
Gazete, Atatürk'ün Nutuk'un sunuş metninde, “Kemal, Türkiye'de görülmemiş değişiklikler yaptı, esas hedefi, toplumun milli dayanışma temelinde yeniden yapılanması, din ile siyasi iktidarın tamamen birbirinden ayrılması ve yeni devletin bilinçli olarak Ortadoğu'dan Avrupa'ya yönelmesi idi” ifadesini kullandı. Gazete sunuşunda, “Küçük Asya felaketi (Kurtuluş Savaşı) ile Yunan dış politikasında köklü değişiklik başladı. Yeni politikanın hedefi Yunan egemenliğinin yayılması değil, ülkenin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünün korunması ve özellikle Türkiye ile siyasi işbirliği oluşturmak idi” denildi.
Bilmem sizlere bir şey ifade eder mi?
Ayrıca ülkemizde farklı etnik yapıların, farklı kültür ve kimliklerin var olması, bunların varlıklarını sürdürmesi ulusal zenginliğimizdir. Bununla öğünüyoruz. Ancak bizi birbirimize kırdırmaya, ülkemizi bölmeye BOP projesini hayata geçirmeye çalışanlara, tüm emperyalist güçlere şöyle sesleniyoruz:
Üniter devlet yapımızı, ülkenin bölünmez bütünlüğünü, ulusal birliğimizi sonsuza dek koruyacağımıza Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan gideceğimize ant içtik.
Zira;
"Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." Mustafa kemal Atatürk

Sevgilerimle…
Tünay Süer
Not: Bugün sadece kâğıtlarda kalan 1 Eylül Dünya Barış Günüdür. Kana doymayan Amerika ve taşeronları var oldukça barış marış kimse beklemesin. Kahrolsun emperyalizm diyorum.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget