Bunlar, özellikle 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı önemsiz gibi göstermek için her fırsattan faydalanıyorlar!
Ülkemizi özgürlüğe kavuşturan Büyük Taarruz, 26 Ağustos 1922 günü başlamış, düşman dört günde perişan edilerek 30 Ağustos 1922 günü zafere ulaşılmıştı.
İlk yıllar, savaşın yapıldığı bölgelerde kutlama törenleri yapılırken, 30 Ağustos’un her yıl Zafer Bayramı olarak kutlanmasına 1935 yılında karar verildi.
O tarihten 2010 yılına kadar (75 yıl) Büyük Zafer, Genelkurmay Başkanı’nın ev sahipliğinde kutlandı. Geçen yıl şehit haberleri nedeniyle iptal edilen kutlamalar bu yıl ilk defa “Başkomutan” sıfatıyla Cumhurbaşkanı’nın ev sahipliğinde Çankaya Köşkü’nde verilecek eşli resepsiyonla kutlanacaktı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Kulak rahatsızlığı” bahane edilerek “Büyük kutlama” iptal edildi.
Oysa devlette devamlılık esastır. Devlet her koşulda temsil edilir. Cumhurbaşkanı’nın vekili vardır. Abdullah Gül hastanede ya da yurt dışında olduğu zamanlar, devlet işlerinin aksamaması için Meclis Başkanı ona vekâlet eder. Yani fiili Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı’dır.
İstenseydi, resepsiyon Cumhurbaşkanı Vekili olan Meclis Başkanı’nın ev sahipliğinde yapılabilirdi. Fakat yapılmadı.
Çünkü iktidar, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin atıldığı ve ulusumuzun büyük zafere ulaştığı günün yıldönümünün kutlanmasından hoşlanmıyor. Atatürk’ün dehası ve üstün nitelikleri sayesinde kazanılan zaferi aşındırmak, küçültmek istiyorlar!
AKP, millî bayramları budayıp sulandırarak iyi yapmıyor. Atatürk’ü ve 30 Ağustos’u unutturmanın iktidara hiçbir yararı yoktur. Bu, ülkenin yarısından çoğunu kırmak, üzmek, incitmek demektir.
İktidar mensuplarının “Atatürk alerjisi”ne rağmen milletin 30 Ağustos Zaferi’ni sönmeyen bir heyecanla kutlaması onlara yeterli bir cevaptır.
Tokmak/SÖZCÜ
Yorum Gönder