Yeni veriler de açıklandı. Türkiye’nin ihracatı, ihracat olalı bu kadar yüksek altın satışı yapmadı. Altın, bir numaralı ihracat kalemi oldu.
Altın altın olalı!
Böyle İran sevgisi görmedi.
İran’ın altın aşkına Türkiye çöpçatanlık yapıyor. Türkiye’nin en büyük ihracat kalemi haline gelen altında en büyük alıcı yine İran.
Türkiye altını alıyor.
İran’a satıyor.
İran’ın altın aşkına Türkiye çöpçatanlık yapıyor. Türkiye, ABD’nin dümen suyundan çıkamayıp Malatya’ya İsrail’i koruyan “füze kalkanı koyduğundan” buyana İran ile arasına soğukluk girdi.
İlişkiler naneleşti.
Türkiye’yi yönetenler Suriye lideri Esad’ı devirmek için ABD Genel Kurmay’ın bile riskli gördüğü “Suriye içinde tampon bölge kurmaya” NATO’nun da katılması çağırısı yapıyorlar. İran ise Esad’ı korumak için ona silah, para, asker, inanç, moral pompalıyor.
Arada soğukluk büyüyor.
İki ülke de Müslüman.
Müslümanlık yapıştırıcı olacaktı.
Olamıyor.
Altın barıştırıcı oluyor.
Söz konusu altın olunca birisi Esad’ı öldürmeye çalışan, diğeri Esad’ı diriltmeye çalışan Türkiye ile İran, “aralarından su sızmaz kıymetli iki dost” oluyorlar.
Bu ne şizofreni!
Kişilik bölünmesi.
Çift kimliklilik.
Hem düşman.
Hem dost.
İran’da bu kadar yüksek altın aşkı varsa; neden araya Türkiye’yi sokuyor da altını gidip birinci elden, üretilen ülkelerden ya da o ülkelerin altınını dünyaya pazarlayan birinci elden almıyor?
Soru buysa!
Cevabı vana kapatma!
Yaklaşık olarak 1950’lerden buyana başta ABD olmak üzere Dünya’ya “böl ve yönet modeliyle” egemenlik kuranlar; hedeflerinin dışına çıkan ülkelerin yönetimini, rejimlerini çökertme kararı alıyorlar ve “vana kapatma” silahına başvuruyorlar.
Para kaynaklarını kısıyorlar.
Banka ödemelerini durduruyor.
Mallarına boykot geliyor.
Yakın döneme bakın.
Yüzlerce örnek görürsünüz.
Saddam, Kaddafi, Mubarek…
Ekonomik ambargoya alınanlar içinde en dirençli, dayanıklı İran çıktı. İran, ekonomik açıdan “muz cumhuriyeti” bir ülke. Tek ürüne bağımlı. En büyük geliri petrolden ve doğalgazdan. Batılı banaklar, İran petrol şirketinin sattığı petrolün parasını almasına aracılık yapmayı durdurdular. Türkiye bu nedenle İran’dan aldığı petrolün parasını kendi bankaları ve batı bankaları aracılığıyla ödeyemiyor. Altını İran’a çeşitli yollardan ulaştırıyor. Petrol parası bu satıştan denkleniyor. Altın altın olalı bu kadar yüksek İran sevgisi görmedi.
Altının hoşgörüsü!
Müslüman hoşgörüyü geçti!
Not: Bizi yönetenler her fırsatta çok Müslüman olduklarını ilan ettikleri için bu başlığı kullandım. Gerçek inanmış Müslümanlara sözüm yok.
(uyan borsu)
Babalar da oğullarını örnek alınca!
Düşüncesini, tepkisini, eleştirisini söz ve yazının yanı sıra “eylemle” de ifade etmek, (insanlık tarihi kadar eskidir) bizim ülkemizde iyice yaygınlaşmaya başladı. Dün Kadıköy şehir hatları vapur iskelesine gelen 100 kişilik kızlı erkekli gençlerden oluşan bir gurup, “toplu taşıma araçlarına yapılan zammı” eylemli protesto ettiler. Sloganlar bağırarak “turnikelerden parasız” atlayıp gemilere bindiler. Hükümet, belediyeler zammın gerekçelerini net olarak izah edemedikleri sürece bu eylemler artacak. Çocuklarının “eylemle kendilerini ifade” etme yöntemini balalar ile anneler de örnek alacak.
Yorum Gönder